Site icon Kocaeli Bitkileri

Sagina procumbens (Mercan otu)

Mercan otu

Sagina procumbens: 02/08/2023; Altıoluk Yaylası; 1354 m.; yayla. © Hüseyin Doğan

Özet

Sagina procumbens (Mercan otu) genelde işlenmemiş arazilerde görülen ve istilacı potansiyeli yüksek olan bir bitkidir.

Hiyerarşi

Plantae

Bitkiler

Caryophyllales

Karanfil takımı

Caryophyllaceae

Karanfilgiller

Sagina

Saginotu

Tanımı

Sagina procumbens (Mercan otu) genellikle 3 ila 8 cm büyüyebilen bir bitkidir. Gövdeler yatık ya da yükselicidir. Yapraklar şeritsi, 1 ila 2 cm uzunluğundadır. Zaman zaman yığınsıdır. Çiçekler yalnız, dört ya da beş çanak yapraklı ve dört ya da beş küçük beyaz taç yapraklıdır. Fakat taç yapraklar bazen mevcut değildir. Yanal gövde ve dallar yatık, tabanlarında kökleşme eğilimindir ve tüysüzdür. Yapraklar şeritsi bizsi, tüysüz ya da nadiren kirpikli, mukronattır. Çiçekler tek, 4 parçalıdır. Çanak yaprak tepede küttür. Kapsül hafifçe çanak yaprakları aşar. Tohumlar kahverengidir.

Gözlem bilgileri

Bitki doğal olarak Avrasya ve Kuzey Afrika’da yayılış gösterir ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Bitki güney yarımküredeki okyanus adalarına insan eli ile sokulmuş ve söz konusu adaların florasını tehdit eder konumdadır. Agresif ve rekabet gücü yüksek bir istilacıdır. [HaritaAlt türler, SinonimlerHerbaryum] Tahrip edilmiş arazilerde görülen bitki umumiyetle mayıs ve temmuz ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda Kartepe ilçesinde gözlemlemek mümkündür.

Türkçe adı

Dilimizde mercan otu ve saginotu adları ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adı Latince ziyafet anlamına gelir. Cinsin otçul hayvanları şişmanlatma özelliğine işaret eder. Türkçe resmi adı olan saginotu cinsin bilimsel adından türetilmiş gibi gözükmektedir. Sagina, aynı zamanda Türkçede olan bir kelimedir ve arzulamak anlamına gelir. Tür adı Latince yatık anlamına gelir. Türün gövde ve dallarının yatık konumda olmasına işaret eder.

Bilgi

Kendi kendine tozlanabilen bir bitkidir. Britanya’da dalları pencere ve kapılara asılarak kötü ruhları kovacağına inanılırdı. Boğaların ayaklarına bağlanarak, boğanın çiftleştiği ineğin, doğan buzağının ve hatta inekten sağılan sütün hastalıklardan korunmuş olduğu düşünülürdü. Aynı şekilde bu otu yiyen ineğin sütünden içenlerin kötü ruhlarında korunacağına inanılırdı. Bitkinin dalları sevgilileri sonsuza kadar birbirine bağlaması amacı ile dudaklara konulurdu.

Fotoğrafları

Exit mobile version