Origanum vulgare (Karakınık)
Origanum vulgare (Karakınık) özellikle Akdeniz havzası mutfaklarında etli yemekleri tatlandırmak için kullanılan meşhur bir çeşnidir.
- 1
Çiçek
Origanum vulgare; 22/07/2023; Akçat; 310 m.; çayır. © Hüseyin Doğan
- 2
Sater
Ortaçağ'dan sater çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Lamiales
- Aile:
Lamiaceae
- Cins:
Origanum
- Literatür:
Sp. Pl.: 590 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Sıra:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Origanum vulgare (Karakınık), Ballıbabagiller ailesine bağlı Mercanköşk cinsinden genellikle 60 ila 100 cm büyüyebilen çok yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Yapraklar kısa saplı, karşılıklı dizilişli, yumurtamsı, eliptik ya da yuvarlaktır. Bunlar 6 ila 40 mm uzunluğunda, 5 ila 30 mm genişliğinde, sivri ya da küt uçludur. Belirgin biçimde salgılı benekli ya da değildir. Bırahte ters yumurtamsı ya da eliptiktir. Bunlar 2 ila 10 mm uzunluğunda, 1 ila 7 mm genişliğinde ve sivri ya da sipsivri uçludur. Çanak 2 ila 4 mm uzunluğundadır. Taç mor, pembe ya da beyaz renkli ve 3 ila 10 mm uzunluğundadır. Origanum vulgare dilimizde karakınık, keklikotu, mercanköşk, çanakkale kekiği, güve otu, keklikotu, istanbul kekiği ve karaot adları ile bilinmektedir.
Anahtar#
1. Yapraklar ve çanak genellikle belirgin salgılı benekli; gövdeler ve yapraklar yoğun biçimde kıllı, hafifçe kısa kısa havlı ya da tüysüzce; bırahteler genellikle yeşil; taç genellikle beyaz
2. Gövdeler genellikle yoğun biçimde kıllı; yapraklar yoğun biçimde salgılı benekli ancak mumlu değil. Yapraklar, bırahteler ve çanak kıllı. Çiçek durumu sıklıkla kompakt; dallar ve başakçıklar ince değil subsp. hirtum
2. Gövdeler hafifçe kısa havlı ya tüysüzce; yapraklar salgılı benekli, mumlu. Yapraklar, bırahteler ve çanak tüysüzce ya da hafifçe kısa havlı. Çiçek durumu sıklıkla gevşek; dallar ve başakçıklar sıklıkla ince subsp. gracile
1. Yapraklar ve çanak belirgin biçimde salgılı benekli değil; gövdeler yaslanıcı cılız tüylü; yapraklar cılız tüylü ya da tüysüzce; bırahteler mor ya da yeşil; taç pembe ya da beyaz
3. Bırahteler kısmen mor, sıklıkla tüysüzce; taç pembe subsp. vulgare
3. Bırahteler yeşil, nadiren mor bezeli, sıklıkla kısa havlı; taç beyaz, nadiren pembemsi beyaz subsp. viridulum
Gözlem bilgileri#
Origanum vulgare doğal olarak Güney Avrupa ile Hindistan arasında kalan bölgede yayılış gösterir. Orman açıklıkları, yol kenarı ve yamaçlarda görülmektedir. Umumiyetle mayıs ve ekim ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Antik Yunanca dağ parıltısı anlamına gelir. Bitkinin dağların yüceliğini yansıtmasına işaret eder. Diğer bir yorum ise yine Antik Yunanca dağ neşesi anlamına geldiğini öne sürer. Buna göre atıf, bitkilerin dağların yamaçlarında yoğun bir şekilde çiçek açmalarının dağları güzel göstermesi ile alakalıdır. Epitet Latince yaygın anlamına gelir. Türün geniş dağılım alanına ve/veya yaygın olarak kullanılmasına işaret eder.
Kullanımı#
Yaprakları kurutularak çeşitli etli yemekler ve hamur işlerinde kullanılmıştır. Yaprakları çiğ ya da pişirilerek tüketilmiştir. Yaprak ve çiçekleri kurutularak çay elde edilmiştir. Bitkiden elde edilen yağ sabun ve parfüm yapımında kullanılmıştır. Karınca ve diğer böcekleri uzaklaştırmak için serpilmiş, ayrıca bu nedenle sebze bahçelerine ekilmiştir. Bitkinin kötü ruhları kovacağına da inanılmıştır. Origanum vulgare hamile kadınlara reçete edilmemelidir. Güçlü bir yatıştırıcıdır ve büyük dozlarda alınmamalıdır.
Sindirim ve solunum sistemi üzerinde yararlı bir etkiye sahiptir. Ayrıca menstürasyonu teşvik etmek için kullanılır. Yapraklar ve çiçekli dallar; antiseptik, spazm çözücü, gaz giderici, süt arttırıcı, terletici, adet akışı teşvik edici, balgam söktürücü, uyarıcı, toniktir. Bitki soğuk algınlığı, grip, hafif ateşli hastalıklar, hazımsızlık, mide rahatsızlıkları ve ağrılı adet kanamasının tedavisinde dahili olarak alınır. Dahili olarak, bronşit, astım, artrit ve kas ağrısını tedavi etmek için kullanılır. Pamuk üzerine konulan ve ağrıyan bir dişin çukuruna yerleştirilen bir kaç damla yağı, diş ağrısını hafifletir. Bu bitki, yüksek timol içeriği nedeniyle en iyi doğal antiseptiklerden biridir.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Sa’ter (صعتر), bitkilerin Arapçadaki karşılığıdır. Metinlerimizde bitkiler için keklik ‘anugı (ككليك عانقى), kekük (ككك), geyik otı (گييك اوتى) ve güyegü (گويگو) isimleri de kullanılmıştır. Halîmî, âvîş, güyegü otı ve sa’terin aynı bitki olduğunu belirtmiştir.
Sa’ter kavramı kaynaklarımızda dört farklı bitkiyi karşılamak için kullanılan genel bir ifadedir. Bu bitkilerin tamamı aynı aileye bağlıdır ve yüzeysel olarak yakındırlar. Her ne kadar Yunanca metinlerde her bitki kendine özgü bir isimle birlikte ayrı ayrı değerlendirilmiş olsa da, bu metinlerden Arapçaya yapılan tercümelerde bitkiler görünüm, isim ve kullanım benzerlikleri nedeniyle tek çatı altında toplanmış ve tamamı sa’ter maddesi altında değerlendirilmiştir. Biz karışıklığı asgari düzeye çekmek amacıyla, Yunanca, Arapça ve Türkçe metinlerde bitkiler için yazılanları aşağıya çıkardık.
İbn Varrâk, yabanisinin kültüre alınandan daha etkili olup gaz giderici ve balgam söktürücü olduğunu; Râzî, iştah açıcı olduğunu; Mesîh, âdet söktürücü ve idrar söktürücü olarak faydalanıldığını; İshak bin İmrân, kulunç ve diş ağrısı vakalarında başvurulduğunu ve cildi güzelleştirmek için uygulandığını; İbnü’l-Baytâr, rahim ve mesane ağrılarını giderdiğini, görüşü keskinleştirdiğini, akrep sokan kişilere verildiğini yazmıştır.
Yunanca metinlerde origanos erakleotike (ὀρίγανος Ἡρακλεωτική)’nin, zehirli canlı ısırması, baldıran ve boğumluca zehirlenmesi, sarılık, sedef, küçük dil iltihabı, pamukçuk, kulak ağrısı, spazm, öksürük, fıtık ve ödem vakalarında kullanıldığı, âdet söktürücü, iştah açıcı ve müshil olarak faydalanıldığını, yılan kovucu olarak yere serpildiği; thumbra (θύμβρα)’nın kalça ağrısı, görme bozuklukları ve nefes darlığı şikâyetlerinde etkili olduğu, parazit düşürücü, idrar söktürücü, düşük yaptırıcı, kusturucu, âdet söktürücü ve müshil özellikleri bulunduğu; onitis (ὀνῖτις)’in daha zayıf olmakla birlikte üstte adı geçen iki bitki ile aynı etkileri gösterdiği ve son olarak tragoriganos (τραγορίγανος)’un ökse otu zehirlenmesi, öksürük, zatürre, mide bulantısı, deniz tutması, ödem ve dalak şikâyetleri vakalarında kullanılıp, bağırsakları güçlendirici, âdet söktürücü ve idrar söktürücü olarak yararlanıldığı yazılmıştır.
Antikçağ#
Bitkiler Anadolu’da menenjit, epilepsi, yüz felci, kulak rahatsızlıkları, ödem, baş ağrısı, mide hastalıkları, kulunç, boğaz ağrısı, göz rahatsızlıkları, diş rahatsızlıkları, dil rahatsızlıkları, göğüs hastalıkları, sarılık, zehirli hayvan sokması, cilt hastalıkları ve ishal tedavisinde kullanılmış, hıçkırık giderici, cinsel istek arttırıcı, cilt güzelleştirici, parazit düşürücü, iştah açıcı, idrar söktürücü, âdet söktürücü ve sindirim kolaylaştırıcı olarak faydalanılmıştır. Hemoroid rahatsızlığı bulunanların bitki(ler)den uzak durması önerilmiş, kâbus görenlere tavsiye edilmiştir. İslâm peygamberi tarafından evlerde tütsü yapılması önerildiği aktarılmıştır. Sa’ter ile encîr dövülerek verilirse güvercinlerin yuvasından kaçmayacağı belirtilmiştir. Bitkilerin mutfak değerine çok sayıda kaynakta değinilmiştir. Özellikle balık biryan adı verilen yemeğe eklenmesi tavsiye edilmiştir. Bitkilerin kokusu Ahmed-i Dâî’nin bir beytinde şöyle anılmıştır: “Güyegü otı kokar yazı yaban/Gelüncük gönleği gök kaftanı kan”.
Yaprakları çördük yapraklarına benzer ancak çiçek başları farklıdır. Kaynatılarak şarapla içilirse vahşi hayvanlar tarafından ısırılanlara yardımcı olur. Üzüm pekmezi ve külü ile baldıran ve afyondan zehirlenenlere, balla karıştırılmış sirke ve tebeşirler verilmiştir. Hemen öldüren zehirlerden içenlere, incirle spazm, fıtık ve ödemden rahatsız olanlara verilir. Balla pastil halinde alınırsa öksürüğü keder. Suyu, banyo suyuna eklenirse sarılık, kaşıntı ve uyuza iyi gelir. Taze iken çıkarılan suyu bademcik iltihabı, küçük dil iltihabı ve pamukçuğu tedavi eder. Süsen yağı ile damlatıldığında burun deliklerinden kan çeker. Sütle karıştırıldığında kulak ağrısını giderir. Soğan ve sumakla alınırsa kusturucudur. Yere serpilirse sürüngenleri uzak tutar. DI 3-27.
Çiçek başları dere otu çiçek başlarını andırır. Çiçekleri beyaz ve kökü incedir. Yaprak ve çiçekleri şarapla içilirse vahşi hayvanlar tarafından ısırılanlara yardımcı olur. PL 3-29.
Bu maddeye Satureja thymbra, Origanum onites ve Thymus teucrioides taksonları da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.584-586.