Agrimonia eupatoria (Koyunotu)
Agrimonia eupatoria (Koyunotu) genelde nemli bölgelerde görülen ve bahar sonundan güz başına kadar çiçek açan bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Agrimonia eupatoria: 22/06/2019; Serindere Kanyonu; 450 m.; ormanlık. © Hüseyin Doğan
- 2
Kuzu pıtrağı
Ortaçağ'dan kuzu pıtrağı çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Rosales
- Aile:
Rosaceae
- Cins:
Agrimonia
- Literatür:
Sp. Pl.: 448 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Sıra:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Agrimonia eupatoria (Koyunotu), Gülgiller ailesine bağlı Fıtıkotu cinsinden genellikle 20 ila 100 cm büyüyebilen tek ya da iki yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Taban yaprakları genellikle rozet halindedir. Koyu yeşil olan bitkinin tamamı tüyle kaplıdır. Meyve dikenlidir ve bitki ile temas eden herhangi bir canlıya tohumları yapıştırır. Çiçek uçları kayısıya benzer bir koku yayar. Yapraklar teleksi ve testere dişlidir. Çiçekler erseliktir. Beş sarı ve yuvarlak taç yaprak görülür. Dilimizde koyun otu, fıtık otu, kasık otu, kızıl yaprak, kuzu pıtrağı ve egir otu adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Agrimonia eupatoria doğal olarak Avrasya ve Kuzey Afrika’da yayılış gösterir. Ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Nemli çayırlar ve sulak alanların kenarlarında görülmektedir. Umumiyetle mayıs ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Antik Yunanca gelincik anlamına gelir. Cinsin meyveleri Papaver argemone (Kum haşhaşı) meyveleri gibi dikenlidir ancak tek başına bu bağlantı için yeterli görülmüyor. En açık bağlantı her iki bitkinin de aynı sağlık sorununda kullanılması ile açıklanabilir. Bir başka görüşe göre ise Antik Yunanca göz katarktı anlamına gelir ve cinsin göz şikâyetlerinde kullanılmasına işaret etmektedir. Dioscrorides, Papaver argemone ile Agrimonia eupatoria‘nın sıklıkla karıştırıldığını yazar. Tür MÖ 132 – MÖ 63, Anadolu’da MÖ 120 – MÖ 63 yıllarında hüküm süren Pontus kralı Mithridates Eupator’a adanmıştır.
Kullanımı#
Yaprakları kurutularak ferahlatıcı bir çay elde edilmiştir. Çiçek ve yaprakları kurutularak klasik çaya aroma vermesi için eklenmiştir. Kökünden sarı boya elde edilmiştir. Bitkin meyveleri hayvanların yünlerine yapışarak dağılır, ilginç biçimde, yünlü olan koyunlar bitkiyi severek tüketirken, kıllı olan at, domuz ve inek gibi otçullar bitkiden uzak durur. Yüksek miktarda tüketimi sindirim sistemi sorunları ve kabızlığa neden olabilir. Gebelik ve emzirme dönemlerinde uzak durulmalıdır.
Büzücü olup sindirim sistemi ve ishale karşı faydalıdır. Kan temizleyici ve idrar söktürücüdür. Dahilen; sarılık ve karaciğer şikayetlerinde etkilidir, boğaz ağrısı için gargara olarak kullanılmıştır. Haricen; yaralar, cilt problemleri ve hemoroit tedavisinde başvurulmuştur. Bunun yanında meşhur bir yara iyileştiricidir. Bitki ayrıca ateşli silahlardan alınan yaralarda da etkilidir.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Gâfit (غافت), [bazı kaynaklarda gâfis (غافث)] bitkinin Arapçadaki karşılığıdır. Metinlerimizde bitki için kuzu butragı (قوزو بوتراقى) ismi de kullanılmıştır. Dioscorides yapraklarını kenevüre benzettiği bitkinin yılan ısırıkları için panzehir etkisi olduğunu; Galen, karaciğere faydalı olduğunu; Hûzâye, kronik ateşi giderdiğini yazmış; İbnü’l-Baytâr, Irak, Mısır ve Suriye ziyaretlerinde hekimlerin bu bitkiyi tanımadıklarını aktarmıştır.
Bîrûnî’nin agâfit maddesi ise hayli sorunludur, saç dökülmesi ve cilt şikâyetlerinde kullanıldığını belirtmiştir. Ayrıca taryâmân (تریامان) maddesindeki bitkinin de gâfit olduğunu yazar ancak bu maddede de detay yoktur. İbn Sînâ bitkinin yapraklarının beşparmaka, çiçeklerinin ise nîlûfere benzediğini yazmış, saçkıran, uyuz, karaciğer ağrısı, gastrit, kansızlık, susuzluk gibi bir dizi rahatsızlık için önermiştir.
İbn Cenâh ve İbn Meymûn gâfit maddesinde dört farklı tür sayarlar ancak çiçek rengi dışında bu dört bitki arasında hiçbir benzerlik yoktur. Bitki, sarılık, ödem, karaciğer rahatsızlıkları, nezle, sıraca ve sıtma tedavisinde kullanılmıştır. Mahmûd Şirvânî, siyatik tedavisinde kullanılan ve sikengübîn-i büzûr adı verilen terkibin içeriğinde bitkiyi de saymıştır. Zehirli hayvan sokması vakalarında başvurulan bitki ayrıca atlara öksürük giderici olarak uygulanmıştır.
İslam tıbbı#
Nemli çayırlarda ve özellikle sulak alanların civarında gözlemlediğimiz bitkiye kuzu butrağı adı verilmesinin nedeni açıktır: Bitkinin meyvesindeki dikensi yapılar meyve olgunlaştıktan sonra sertleşir ve koyun, keçi, köpek gibi hayvanların tüylerine yapışarak dağılır. Bitki sıklıkla dilimizde koyun pıtrağı olarak bilinen Eupatorium cannabinum ile karıştırılır. Ancak üstteki cümlede kaydettiğimiz özellik ikinci türde görülmemektedir. Türlerin bilimsel adındaki eupatoria ise, VI. Mithridatis’e işaret eder. Bitkilerle arası iyi olan Pontus kralının çok sayıda bitkiye adı verilmiştir. Plinius bu yüzden, dizanteri için faydalı olduğunu söylediği bitki için “kralın [Mithridatis’in] himayesi altındadır” demiştir
Meyvesi dikenli olup, kuruduğunda giysilere yapışacak biçimde kancalı bir hale gelir. Yaprakları öğütülerek domuzyağı ile sarılırsa iyileşmesi zor yaraları iyileştirir. Tohum ve bitki şarapla içilirse dizanteri, karaciğer hastaları ve sürüngenler tarafından ısırılanlara yardım eder. DI 4-41.
Bu maddeye olasılıkla Eupatorium cannabinum taksonu da dahildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.341-342.