Nymphaea alba (Beyaz nilüfer)
Nymphaea alba (Beyaz nilüfer) görece sığ sularda görülen ve bahar sonundan güz başına kadar gösterişli beyaz çiçekler açan bir bitkidir.
- 1
Çiçek

Nymphaea alba: 10/07/2017; Uzunkum; 5 m.; sulak alan. © Hüseyin Doğan
- 2
Nilüfer

Ortaçağ'dan nilüfer çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Nymphaeales
- Aile:
Nymphaeaceae
- Cins:
Nymphaea
- Literatür:
Sp. Pl.: 510 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Sıra:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Nymphaea alba (Beyaz nilüfer), Nilüfergiller ailesine bağlı Nilüfer cinsinden bir bitkidir.
Tanımı#
Rizomları sürünücü köklenici ve seyrek biçimde dallıdır ancak sitolonlu değildir. Yapraklar neredeyse dairesel, 10 ila 25 cm çapında, kağıtsı, abaksiyal olarak çıplak, tabanı yüreksi, taban lobları paralel ya da yayılıcı ve kenarları düzdür. Çiçekler yüzücü ve 10 ila 20 cm çapındadır. Çanak yapraklar mızraksı, 3 ila 5 cm uzunluğunda, belirsiz biçimde damarlı ve çiçek zamanından sonra dökülmekte ya da çürümektedir. Taç yapraklar 20 ila 25 adet, beyaz renkli, yumurtamsı dikdörtgensi, 3 ila 5,5 cm uzunluğunda ve kademli olarak erciklere geçmektedir. Meyve yarı küresel, 2,5 ila 3 cm uzunluğunda, tohumlar elipsoit, 2 ila 3 mm uzunluğunda ve pürüzsüzdür. Çabuk büyüyen ve sudan çıkma eğiliminde olduğundan, küçük sığ havuzlar için uygun değildir ve bu nedenle 40 ila 90 cm derinlikte suya gereksinim duymaktadır. Dilimizde beyaz nilüfer, devetabanı, kalabak, su gülü, su lalesi ve su zambağı adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitki doğal olarak Batı Asya, Kuzey Afrika ve Avrupa’da yayılış gösterir. Ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Derin olmayan durgun sular ve yavaş akan derelerde görülmektedir. Umumiyetle mayıs ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1000 metreye kadar olan rakımlarda Kartepe, İzmit ve Kandıra ilçelerinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Antik Yunanca su perisi anlamına gelir. Adını hem Hellen hem de Roma mitolojisinde tabiatın her köşesinde bulunduğuna inanılan ruhsal varlıklardan birinden almıştır. Bu, Hercules’e duyduğu kıskançlık nedeniyle ölen bir su perisidir. Nymphalara (νύμφη) büyük saygı duyuluyor olsa da, onların adına adanmış tapınakları yoktur. Bununla birlikte mağaralarda bu varlıklara ibadet edilirdi. Nymphalar su, dağ ve orman nymphaları olmak üzere üç belirgin gruba ayrılmışlardır. Epitet Latince beyaz anlamına gelir. Açık bir şekilde türün çiçek rengine işaret eder. İkili adlandırma öncesi adı “Nymphaea alba major”dur.
Kullanımı#
Kökü nişasta bakımından zengindir ve pişirilerek tüketilmektedir. Bunun yanında tohumları kavrularak kahve gibi içilmektedir. Sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Yatıştırıcı ve afrodizyaktır. Kökleri kaynatılarak dizanteri ve ishal tedavisinde kullanılmıştır. Böbrek ağrısı için ayrıca boğaz ağrısı için gargara olarak kullanılır. Ayrıca rizomları yatıştırıcı, sıraca tedavi edici, büzücü, kardiyotonik ve sakinleştiricidir.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Nîlûfer (نيلوفر), Nelumbo nucifera’nın Sanskritçedeki karşılığı olan nilotpala (नीलोत्पल)’dan muharreftir. Su meyvesi anlamını verir. Halîmî, göllerde yetişen sarı çiçekli meşhur bir bitki olduğunu, şerbet yapımında kullanıldığını ve nîlûfer ile nûfer adları ile bilindiğini belirtmiştir.
Dioscorides, kulunç, cilt hastalıkları, kellik, aşırı âdet kanaması, dizanteri ve mide, mesane ve dalak hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını, sürekli alınmasının iktidarsızlığa neden olacağını belirtmiş, ıslak rüya görenlere tavsiye etmiştir. Hûzâye, öksürük ve zatürre vakalarında başvurulduğunu belirtmiştir. Îsâ bin Mâsa, soğuk algınlığı, öksürük, uykusuzluk ve göğüs şikâyetlerinde kullanıldığını yazmıştır.
Nîlûfer Anadolu’da, menenjit, uykusuzluk, cilt hastalıkları, saç ve sakal dökülmesi, melankoli, zatülcenp, idrar yolu hastalıkları, baş ağrısı, göz ağrısı, kulak ağrısı, nezle, boğaz rahatsızlıkları, göğüs hastalıkları, kalp hastalıkları, sıtma, işitme sorunları, hemoroid, epilepsi, çiçek, veba, nezle, ishal ve kadın hastalıklarının tedavisinde kullanılmış, hafıza güçlendirici, kaşıntı giderici, yanık giderici ve öksürük giderici olarak faydalanılmıştır. Şerbet yapımında kullanılan bitkiyi rüyada görmek hastalık olarak tâbir edilmiştir. Bitkilere şiirimizde güzellik imgesi olarak başvurulmuştur.
Antikçağ#
Beyaz nilüfer durgun sular ve bataklıklarda yetişir. Aynı kökten çıkan çok sayıda yaprağı vardır. Mısır baklasına (Nelumbo) benzer ancak daha küçük ve daha uzundur. Çiçekler ak zambak gibi beyaz ve merkezi safran renklidir. Meyve zamanı elma ya da haşhaş kapsülü gibi yuvarlak olur. Tohum geniş ve tadı yapışkandır. Gövde pürüzsüz ve siyah renklidir. Kök sopamsı ve siyah renklidir. Sonbaharda hasat edilir. Şarapla içilirse kolik ve dizanteri hastalarına fayda sağlar ve dalağı küçültür. Kökü mide ve mesane ağrısı için uygulanır. Su ile cüzzamı temizler. Katran ile sürüldüğünde kel noktaları tedavi eder. Kökü ıslak rüya görenlere verilir. Sulak alanları sevdiği için adını nimflerden alır. Diğer bir türü daha vardır, yaprakları yukarıdakine benzer, ancak kökü beyaz, çiçekleri ise parlak ve sarı renklidir. Kökü şarapla içilirse vajinadan gelen beyaz akıntılarla mücadele eder. DI 3-132.
Bu maddeye Nuphar lutea taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.567-568.






