Asparagus officinalis (Kuşkonmaz)
Asparagus officinalis (Kuşkonmaz), binlerce yıldır hem gıda hem de sağlık amacıyla kullanılan meşhur bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Asparagus officinalis; 22/04/2025; Gündoğdu; 108 m.; bahçe. © Hüseyin Doğan
- 2
Helyun
Ortaçağ'dan heylun çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Asparagales
- Aile:
Asparagaceae
- Cins:
Asparagus
- Literatür:
Sp. Pl.: 313 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Asparagus officinalis (Kuşkonmaz), Kuşkonmazgiller ailesine bağlı Kuşkonmaz cinsinden genellikle 75 ila 100 cm büyüyebilen bir bitkidir.
Tanımı#
Dik, çıplak, zarif görünümlü bir bitkidir. Dallar ince ve dik yayılıcıdır. Mahmuz 1 ila 3 mm uzunluğundadır. Kladodlar demet başına 3 ila 6 adet, dik yayılıcı, sıklıkla uzunlukları farklı, bizsi, 1 ila 5 adet karıklı, 6 ila 15 mm uzunluğunda, 0,2 mm genişliğinde ve yeşil ya da nadiren mavimsi yeşil renklidir. Çiçekler sıklıkla kladod demetlerinden ayrı olarak çıkmaktadır. Çiçek sapı 10 ila 15 mm uzunluğunda ve ortadan ya da daha üstünden eklemlidir. Erkek ve dişi çiçekler farklı bitkilerdedir. Bunlar çan biçiminde ve 6 tepallidir. Erkek çiçek örtüsü bölümleri 5 ila 6 mm uzunluğunda ve sarımsı yeşil renklidir. Dişi çiçek örtüsü bölümleri 4 mm uzunluğunda ve sarı yeşil renklidir. Meyve kırmızı renkli ve 6 ila 8 mm uzunluğundadır. Tohumlar siyah renkli ve meyve başına genellikle 2 ila 4 adettir. Dilimizde kuşkonmaz adıyla bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Asparagus officinalis doğal olarak Avrupa ile Moğolistan arasında kalan bölgede yayılış gösterir ancak günümüzde mutfak değeri nedeniyle dünyanın büyük bölümünde yetiştirilmektedir. Stepler, çayırlar, yamaçlar ve bahçelerde görülmektedir. Umumiyetle mayıs ve haziran ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda İzmit ilçesinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Antik Yunanca filiz ya da sürgün anlamına gelir. Bitkilerin taze sürgünleri tüketilmektedir. Özellikle Asparagus officinalis (kuşkonmaz) meşhur bir mutfak bitkisidir. Epitet Latince tedavi edici anlamına gelir. Epitet, geleneksel olarak tıbbi özellikleri meşhur olan bitkiler için tercih edilir. Bu terim, bitkinin özellikle tıbbi amaçlarla kullanılması nedeniyle aktar, eczane, hastane, vb. yerlerde satılmasını vurgulamaktadır.
Kullanımı#
Hafifçe kaynatılarak, buharda pişirilerek, haşlanarak veya ızgara edilerek genellikle tereyağı ile yenilmektedir. Bitki ancak 3 yaşına geldiğinde tüketime uygun hale gelmektedir ve verimi birkaç yıl sonra düşmeye başlamaktadır. Tohumları kavrularak kahve ikamesi olarak içilmektedir. Kökler bağırsaklar, böbrekler ve karaciğer üzerinde onarıcı ve temizleyici bir etkiye sahiptir. Bitki spazm çözücü, iştah açıcı, kalp güçlendirici, yumuşatıcı, terletici, idrar söktürücü, yatıştırıcı ve toniktir. Kök terletici, idrar söktürücü ve müshil etkilidir. Demlenerek sarılık tedavisinde kullanılmıştır. Kanser tedavisinde kullanıldığına dair raporlar mevcuttur. Kökleri kan basıncını düşürmektedir. Tohumları antibiyotiktir.
Bitkinin aşırı yenilmesi böbreklerde hasara neden olabilir. Meyvelerin de hafif düzeyde zehirli olduğu rapor edilmiştir.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Helyûn (هليون), bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan heleion (ἕλειον)’dan muharreftir. İshâk bin Murâd, bitkinin Farsça karşılığının mârucûbe (مارجوبه) olduğunu kaydeder. Halîmî, meşhur bir bitki olduğunu, mâr-çûbe, marelcu ve helyûn isimleri ile bilindiğini zikretmiştir. Bitkinin Türkçe karşılığının ise kolan kuyrugı (قوالن قويروقى) olduğu belirtilmiştir.
Galen, hem tohumunun hem de kökünün idrar söktürücü olduğunu yazmıştır. Dioscorides’e göre bağırsakları yatıştırıcı, diş ağrısı giderici ve idrar söktürücüdür. Ağrılı idrar, sarılık, dizanteri ve böbrek rahatsızlıkları vakalarında kullanılmıştır. Örümcek ısırmalarında uygulanır. Kaynatılmış suyunun köpekler için ölümcül olduğu kaydedilmiştir.
Muska halinde takılması durumunda da kısırlığa neden olduğunu kaydeder. Koçun boynuzları parçalanarak toprağa gömülürse oradan kuşkonmaz çıkacağına inanıldığını yazar ancak bunun akıl dışı olduğunu da belirtir. Bu bilgi İbni Sînâ tarafından da tekrarlanmıştır ancak o, herhangi bir şüphe kaydı düşmemiştir. Plinius, yağla birlikte açıkta kalan yerlere sürülürse arıların yaklaşmayacağını aktarmıştır.
İbn Varrâk, mideye zararlı olmakla birllikte böbreklere faydalı olup cinsel arzuyu uyandırdığını; İbn Sînâ’ya göre organlardaki tıkanıkları açmak için birebirdir ancak mide rahatsızlığına neden olur. Sperm arttırıcıdır ve hamile kalmayı teşvik eder. Hem İbni Mâseveyh hem de Râzî bitkinin cinsel isteği arttırıcı özelliğine dikkat çeker. El-İsrâ’îlî’ye göre besin değeri yüksektir ve sperm sayısını da arttırır.
Anadolu’da, felç, ekleme, bel ve yan ağrıları, baş ağrısı, idrar güçlüğü, idrar yolu hastalıkları, siyatik, sarılık, bağırsak ağrısı, nefes darlığı, kulunç ve göz sorunlarında başvurulan bitkiden bunun yanında cinsel istek arttırıcı, ter kokusu giderici, cinsel haz arttırıcı, sperm sayısı arttırıcı, emziren annelerde süt arttırıcı, âdet söktürücü, idrar söktürücü ve taş düşürücü olarak faydalanılmıştır. Kadınlar tarafından saç uzatıcı olarak kullanılan bitki, ayrıca haşere ve zehirli hayvan sokma vakalarında da uygulanmış ve köpek öldürücü özelliği olduğu kaydedilmiştir.
Antikçağ#
Küçük sapları bağırsakları yumuşatır ve kaynatılarak yenildiğinde idrar söktürücüdür. Kökleri demlenerek içildiğinde idrar güçlüğü, sarılık ve siyatik hastalarına iyi gelir. Şarapla kaynatılırsa zehirli örümcek ısırıklarına iyi gelir. Kaynatılarak dişe uygulanırsa diş ağrısını giderir. Tohumu da içildiğinde aynı etkiye sahiptir. Bazıları suyunu içen köpeklerin öleceğine söyler. Bazıları da koç boynuzu toprağa gömüldüğünde, kuşkonmaz çıkacağına iddia eder. DI 2-125.
Tüm bahçe bitkileri arasında kuşkonmaz yetiştirilmesinde en çok özen isteyendir. Ayrıca yabani bir türü daha vardır, dağlarda yetişir ve Almanya’nın ovaları bu bitkiyle doludur. Kuşkonmaz kökten üretilir, çok sayıda lifi vardır ve hatırı sayılır bir derinliğe iner. Sürgünler ilk çıktığında yeşildir, bunlar zamanla sapa dönüşür ve ardından dallanır. Cato’ya göre kuşkonmaz ekilecek toprak nemli olmalı, tohumlar ekildikten sonra çiğnenmemeli, bol gübre verilmeli ve çapalanmalı, yabani otlar ayıklanırken sürgünlerin çıkarılmamasına dikkat edilmeli, ilk yıl donlardan korumak için samanla örtülmeli ve etrafları çapalanmalıdır. Üçüncü yılın baharında bitkiler ateşe verilmeli, sazlıklar da ateşten sonra daha iyi geliştiği için kuşkonmaz da onlarla birlikte yetiştirilmek için uygundur. Diğer gübreler yabani otları arttıracağı için koyun gübresi tercih edilmelidir. PL 19-42.
Naturalis Historia#
Kuşkonmaz mide için son derece sağlıklıdır. Kimyon ilave edilirse mide kolondaki şişkinliği giderir, görüşü keskinleştirir, hafif müshil etkilidir ve şarapla kaynatılırsa göğüs ile omurga ağrılarının yanı sıra bağırsak hastalıklarına faydalıdır. Bel ve böbrek ağrıları için tohumu, eşit miktarda kimyon tohumu ile alınır. Afrodizyak ve idrar söktürücüdür. Kökü, tatlı şarapla birlikte rahim ağrısı vakalarında alınır. Sirkede kaynatılmış kökü fil hastalığına yararlıdır. Zeytinyağında dövülmüş kuşkonmazın vücuda sürülmesi halinde arıların sokmayacağı söylenir. Yabani kuşkonmaz ise corruda, libycum ve orminum adları ile bilinmektedir. Bu, yukarıda sayılan faydalar konusunda çok daha iyidir. Sarılığı giderir ve afrodizyak olarak önerilmiştir. Suyuna, kaynatılarak yılan sokması halinde başvurulmuştur. Kökünün suyu şarapla kaynatılarak ağızda tutulursa diş ağrısını giderir. Chrysippus kaynatıldığı suyun köpekler için ölümcül olduğu söyler. PL 20-42.
Bu maddeye Asparagus officinalis taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.384-386.