Tanımı
Visnaga daucoides (Hıltan) halihazırda bazı kaynaklarda Ammi visnaga adı ile geçmektedir. 15 cm ila 1 metre büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir. Kazık kök diktir ve 80 cm kadar uzayabilir. Gövde hayli sağlam, silindirik, çizgili, tabandan itibaren dallı ve diktir. Dallar uzun ve yükselicidir. Kökten çıkan yapraklar 3 ya da 4 teleksi ve üçgensi-yumurtamsı olup çiçeklenme zamanı kurumuş olurlar. Gövde yaprakları benzerdir, 2 ya da 3 derin teleksi olup şeritsi-ipliksi bölümlere ayrılırlar. Bunlar çoğunlukla 5 ila 20 mm uzunluğunda ve 0,5 ila 0,75 mm genişliğindedir. Çiçek kurulu sapı 5 ila 12 cm uzunluğunda ve kolları 30 ila 150 sayıdadır.
Şemsiye 100 üzeri kollu, iri ve uzun saplıdır. Kollar çiçek zamanı yayılmakta ve 10 ila 30 cm uzunluğa erişmektedir. Meyve zamanı ise kapanarak tabanda belirgin biçimde kaynaşırlar. İnvoılukrum bırahteleri iri, evvela tabanda kıvrık, sonra yayılıcı ve 2 ya da 3 derin teleksidir. Şemsiyecikler sapları 1 ila 7 mm uzunluğun olan 50 üzeri çiçeklidir. Meyve çıplak, yumurtamsı ya da yumurtamsı-dikdörtgensi, 2 mm uzunluğunda ve kabarık çizgileri dardır.
Hıltan ile ilgili bilgi → Visnaga || Maydanozgiller ile ilgili bilgi → Apiaceae
Gözlem bilgileri
Bitki doğal olarak Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da yayılış gösterir ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Tarlalar, tahrip edilmiş araziler ve yol kenarında görülen bitki umumiyetle mayıs ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 700 metreye kadar olan rakımlarda İzmit ilçesinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji
Cins adı Arapça havuç anlamına gelir. Latince havuç anlamına gelen pastinaca kelimesinden bozulmuş gibi gözükmektedir. Türkçe yaygın adı olan hıltan Arapça kaynaklı bir kelime gibi gözükmektedir. Tür adı Antik Yunanca Daucus gibi anlamına gelir. Cinsin Daucus cinsi ile yakınlığına işaret eder. Meyve sapları kürdan, tohumları diş temizleyici olarak kullanılır, bitkinin Türkçe adlarının bir bölümünün bununla ilgisi vardır.
Gıda
Yapraklar çiğ olarak tüketilmektedir. Yapraklar çiğnenerek ağız kokusunu hoş hale getirir.
Tıp
Meyvelerinden yapılan çay böbrek taşları için kullanılmıştır. Etkili bir kas gevşeticidir. Astım tedavisinde faydalıdır. Dahili olarak alındığında, tohumlar küçük bronş kasları üzerinde kuvvetli bir spazm çözücü etkiye sahiptir. Tohumlar astım, anjin, koroner arteriyoskleroz ve böbrek taşlarının tedavisinde kullanılmıştır. Tohumları kaynatılarak nefesi kötü kokan çocuklara verilmiştir. Tohumlar ayrıca idrar söktürücü, âdet söktürücü ve taş düşürücüdür.
Özsuyu ile temas halinde dermatite neden olabileceği rapor edilmiştir. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde uzak durulmalıdır. Uzun süreli kullanımın kabızlık, iştah kaybı, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve kusmaya neden olabileceği kaydedilmiştir.
Hıltan…
Visnaga daucoides, özellikle diş ve diş eti temizliğinde ünlenmiş, ayrıca bazı bölgelerde tüketilen tek yıllık bir bitkidir.
Visnaga daucoides dilimizde hıltan, kılır, koşni, daraklıotu, diş hilali, hırhır, hilal otu, kürdan otu, mısır anasonu ve diş otu adları ile bilinmektedir.
Tarihi
Türk Uygarlığındaki yeri
Türkçe metinlerde hılâl (خالل) olarak geçen bitkiye sadece iki kaynakta rastladık. Hem İbni Şerîf hem de Celâlüddin Hızır bitkinin ağız ve diş bakımı için kullanıldığını aktarmıştır. Ancak Ortaçağ Türkçe metinlerinin kaynaklarında A. visnaga ile ilgili herhangi bir atfa rastlamadık. Bu da bu madde için öngördüğümüz teşhisi şüpheli hâle getirmektedir. Beri taraftan Ammi türlerinin çiçek kurulunun kolları geleneksel olarak diş temizleme amacı ile kullanılmıştır.
Antikçağ
Kilikya ve Suriye’de bolca yetişir. Yabani havucu andıran küçük bir bitkidir, ancak daha ince ve daha acıdır. Kökü de beyazımsı ve acıdır. Çiğ ya da haşlanarak ya da turşusu yapılarak tüketilmiştir. Sağlıklı bir besin olup ayrıca idrar söktürücüdür. DI 2-137.
Gingidion olarak bilinen sebze Suriye’de yetişir, çiğ ya da haşlanarak tüketilir ve mideye çok faydalıdır. PL 20-16.
Kaynak
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.389.
Bir yanıt yazın