Özet
Viscum album (Ökse otu) genelde yaprak döken ağaçlarda görülen ve bahar başından yaz başına kadar çiçek açan bir bitkidir.
Hiyerarşi
Tanımı
Viscum album (Ökse otu) gövdesi dallı olup genellikle 20 ila 80 cm büyümektedir. Yapraklar 2,5 ila 7 cm uzunluğunda, ters yumurtamsı dikdörtgensi, tepede küt ve 3 ila 5 damarlıdır. Çiçekler saplı ve 3 ila 5 arası demetler halindedir. Çiçek örtüsü dört parçalı, erkek tepaller 4 ila 5 mm uzunluğunda, yumurtamsı, sivri, dişi tepaller 0,5 ila 0,75 mm uzunluğunda, üçgensi sivridir. Meyve 1 cm uzunluğunda, beyaz ya da sarı renkli, küresel ya da armut biçimlidir.
Gözlem bilgileri
Viscum album doğal olarak Avrupa ve Asya’da yayılış gösterir ancak günümüzde Amerika’ya da dağılmıştır. [Harita, Alt türler, Sinonimler, Herbaryum] Çeşitli yaprak döken ağaçların üzerinde görülen bitki umumiyetle mart ve haziran ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi 100 ila 1500 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Türkçe adları
Dilimizde ökse otu, armut otu, gevele, güvelek, gövelek, purç, çekem, çakum, yapışkanotu, çam güveleği, burç, bırıç, buruç, çeken, çetin, çiğirdik, fitri, gebelek, gelimkara, goyce, göbelek, gökçe, ökselek, purçak ve yazkış gövdesi adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Latince ökse anlamına gelir. Kelimenin yapışkan kelimesi ile bağıntısı vardır ve altta açıklanacağı üzere kuş yakalamak için kullanılmasına işaret eder. Tür adı Latince beyaz anlamına gelir. Türün meyve rengine işaret eder. İkili adlandırmadan önceki adı “Viscum baccis albis”tir.
Türk Uygarlığındaki yeri
Ökse (اوكسه) kelimesi bitkilerin Antik Yunanca karşılığı olan ixos (ἰξός)’tan alınmıştır. Bitkilerin Arapça karşılığı olan dıbk (دبق) ve nadiren burc (برج) ile yelimkara (يليمقره) isimleri de kullanılmıştır. Çulluk Kapan Lügati’nde zamk agacı ve yelimkara adları ile bilindiği kaydedilmiştir. Halîmî, ağaçlar kuruyunca bittiğini, burc ve dıbk adları ile bilindiğini yazmıştır.
Dioscorides, şişlik giderici ve iltihap giderici olduğunu aktarmıştır. Anadolu’da, kellik, çıban, siyatik, göz rahatsızlıkları ve kirpik dökülmesi vakalarında kullanılmış, şişlik giderici olarak faydalanılmıştır.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.570-571.
Tarihi
Ökseotunun üç türü vardır. Köknar ve karaçam üzerinde yaşayana stelis ve hyphear denir. Ayrıca meşe, erik ve sakızağacın üzerinde de yetişir. Meşe üzerinde yetişene adasphear denir. Meşe dışında yetişenlerin kokusu ve keskinliği farklıdır, ayrıca yaprakları da nahoş kokuludur. Ancak tamamı yapışkan ve acıdır. Hyphear besi sığırları için en iyisidir, müshil etkisine dayanabilen tüm hayvanların boşaltım sistemini temizler. Ancak bağırsak hastalığı bulunan hayvanlar için zararlıdır. Bu tedavi yöntemi genellikle yazın kırk süre ile uygulanmaktadır. Yapraklarını döken ağaçlarda yetişen ökseotunun da yaprakları düşer (bu doğru değil). Tohumu doğrudan ekilirse yetişmez, ancak özellikle ardıçkuşu ile tahta güvercini ve diğer kuşlar tarafından yutulur ve tohum dışkı olarak atılırsa çimlenir. Bitkinin doğası gereği tohum kuş tarafından yenildiğinde olgunlaşır (bu kısmen doğru, çünkü dışkı ile atılan tohum ağaç kabuğuna çok daha kolay yapışır). Olgunlaşmamış ökseotu meyvesi toplanır, çünkü yağmur mevsiminde meyve daha da büyüyecek olsa bu arada suyunun yapışkan özelliği de azalır.
Naturalis Historia
Ardından meyveler kurutulur, dövülür ve on iki gün boyunca çürümeye bırakılır. Doğrusu ökseotu çürümesinde iyileşme bulunan tek şeydir. Ardından akan su altında, dış kabuk çıkana ve sadece yapışkan etli kısım kalana kadar tokmakla dövülür. Ceviz yağı eklenerek inceltilir ve ardından kuşları yakalamak için kullanılır. Bu karışıma kuşların kanatlarının değmesi bile yeterlidir. Galyalılar ökseotuna özel bir saygı beslerler. Onların kahinleri (druid) ökseotunun ve yetiştiği meşe ağacını kutsal kabul eder. Muhtemelen durid adının kaynağı da Yunanca meşe sözcüğüdür. Gereçekte ökse meşe üzerinde nadiren yetişir, ancak bu bulunursa bütün kabile dinsel bir huşu içinde ağacın altında toplanır. Ardından ağacın altına iki beyaz boğa getirir, beyaz cübbe giymiş druid meşe ağacına çıkar, ökseotunu altın bir orakla keser, ardından boğaları kurban eder. Ökseotunun içilmesinin hayvanlarda kısırlık vakalarını tedavi edeceğine ve tüm zehirlerin panzehri olduğuna inanılır. PL 16-93.
Bundan daha yapışkan bir madde yoktur, yumuşatıcıdır, tümörleri dağıtır ve sıraca yaraları üzerinde kurutucudur. Reçine ve balmumu ile iltihaplı şişlikleri iyileştirir. İç kısmı bozuk biçimli tırnakları düzeltir. Meşeden alınan ökseotunun yere değmemişse epilepsiyi iyileştirdiğine, kadınların üzerinde taşıması halinde hamile kalınmasını teşvik ettiğine, çiğnenerek sürülmesi halinde yaraları iyileştirdiğine inanılır. PL 24-6.
Gıda
Olgun meyveler yenilmektedir.
Tıp
Dolaşım ve solunum sistemleri tedavisinde kullanılmıştır. Kan basıncını ve kalp atış hızını düşürmek ve uykuyu teşvik etmek için başvurulmuştur. Düşük dozda panik atak ve baş ağrısına iyi gelir. Odaklanma becerisini geliştirir. Yaprak ve dalları diyabet ve yaprakları sağlıklı vücut için önerilmiştir. Hemoroit, bronşit, baş ağrısı, astım, ülser ve kardiyak hastalıkları vakalarında başvurulmuştur.
Dikkat
Seviyesi çok düşük olsa da zehirlidir. Gebelik sırasında kontrendikedir.
Bilgi
Noel kutlamaları esnasında dekorasyon amaçlı kullanılmaktadır. Avrupa kültüründe romantizm, doğurganlık ve canlılık anlamına gelir. Antikçağda pencere ve kapı girişlerine asılarak kötü büyülerden korunduğuna inanılırdı. İskandinav barış tanrısı Balder, annesi tarafından ateş, hava, toprak ve su üzerinden gelecek tüm zararlara karşı koruma altına alınmıştı. Bunu bilen Loki, Balder’i ökseotundan yapılan bir ok ile vurdu. Ancak diğer tanrılar Balder’in ölmesini engelledi. Balder’in annesi Frigg de, ökseotunun tekrar oğluna karşı kullanılmaması için Loki’nin hüküm sürdüğü dünyaya (toprağa) dokunmamasını sağladı. Batı kültüründe ökseotunun altında bulunmak bu nedenle güvenlik ve barış anlamına gelmektedir.
Bir yanıt yazın