Tanımı
Vincetoxicum hirundinaria (Kuş gavurbiberi) genellikle 30 ila 70 cm büyüyebilen bir bitkidir. Gövde basit ya da üst bölümde dallı, tepeye doğru hafifçe tırmanıcı özelliktedir. Yapraklar 10 cm uzunluğunda ve 5 cm genişliğinde, alttakiler genişçe yumurtamsı, üsttekiler yumurtamsı mızraksı, tepede sipsivri, tabanları yüreksi ya da yuvarlak, koyu yeşil ve parlak, özellikle damarlar ve yaprak kenarlarında olmak üzere havlıdır. Yaprak sapı 1 cm uzunluğundadır. Çiçek kurulu 3 ila 10 arası çiçek bulundurur. Çiçek durumu sapı 4 cm uzunluğundadır. Çiçekler beyaz ya da soluk sarı renklidir. Çanak lobları mızraksı, çıplak ya da hafifçe kirpiklidir. Meyve 3 ila 7 cm uzunluğunda ve çıplaktır.
Zilasur ile ilgili bilgi → Vincetoxicum || Zakkumgiller ile ilgili bilgi → Apocynaceae
Gözlem bilgileri
Bitki doğal olarak Akdeniz havzası ve Avrupa ile Orta Asya arasında kalan bölgede yayılış gösterir ancak günümüzde Amerika kıtasına da dağılmıştır. Kayalık yamaçlar, dere kenarları ve çalılıklarda görülen bitki umumiyetle mayıs ve haziran ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi 200 ila 700 metreye kadar olan rakımlarda İzmit ilçesinde gözlemlemek mümkündür.
Harita → Alt türler → Sinonimler → Herbaryum
Etimoloji
Cins adı Latince zehre galip gelen anlamına gelir. Bitkilerin zehirlenme vakalarında kullanılmasına işaret eder. Diğer çıkarıma göre zehirli urgan anlamına gelir. Epitet Latince kırlangıç anlamına gelir. Meyvelerinin kırlangıç kanadı ve kuyruğuna benzemesine işaret eder.
Tıp
Terletici, idrar söktürücü ve kusturucudur. Ödem vakalarında başvurulur. Suyu yanık ve sivilcelere uygulanır.
Zehirli bir bitkidir.
Kuş gavurbiberi…
Vincetoxicum hirundinaria, genelde çalılık alanlarda görülen ve bahar sonundan yaz başına kadar çiçek açan bir bitkidir.
Dilimizde kuş gavurbiberi adı ile bilinmektedir.
Tarihi
Türk Uygarlığındaki yeri
Kunâbirâ (قنابري), bitkinin Arapçadaki karşılığıdır ve Aramice kunabra (ܩܢܒܪܐ) kelimesinden alınmıştır. Halîmî, bergest, heyrûk, kanaberi, temlûl, temgûl adları ile bilindiğini yazmıştır. Galen bitkiyi bildiğini ancak etkilerini tecrübe etmediği için hakkında bir şey yazamayacağını belirtmiş; Dioscorides, meme yarası, rahim yarası, mide sancısı ve zehirli hayvan ısırması vakalarında kullanıldığını aktarmıştır.
İbnü’l-Baytâr, Dioscorides’in asklepias (ἀσκληπιάς)’ını Huneyn bin İshak’ın kannâbari ile karşıladığını ancak bunun yanlış olduğunu belirtmiştir. Biz Huneyn’in haklı olduğunu düşündüğümüz için bu madde içinde değerlendirdik. Râzî, karaciğer ve mideye faydalı olup müshil etkisi bulunduğunu yazmıştır. Bitki metinlerimize göre cilt sorunlarının tedavisinde kullanılmıştır.
Yaprakları sarmaşık yapraklarına benzer, kökü ince ve hoş kokulu, çiçekleri ağır kokulu ve tohumları Coronilla tohumları gibidir. Dağlık alanlarda yetişir. Kökü şarapla içilirse ya da yaprakları uygulanırsa kolik ve vahşi hayvan ısırmalarına iyi gelir. Ayrıca meme ve rahim tümörleri için de uygundur. DI 3-92.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.497-498.
Bir yanıt yazın