Özet
Triticum aestivum (Buğday) kültüre alınan ilk bitkilerden biri olup binlerce yıldır en önemli temel gıda kalemlerinden bir olan bir bitkidir.
Hiyerarşi
İslâm tıbbı
Bugdây (بوغدای), bitkinin Türkçedeki karşılığıdır. Metinlerimizde bitkinin başaklarının Arapça karşılığı olan sünbüle (سنبلة), tanelerinin Farsça karşılığı olan gendüme (گندمه) ununun Arapça karşılığı olan kamh (قمح) ile Antik Yunancadaki karşılığı puros (πῡρός)’tan muharref bürr (بر), bitkinin Arapça karşılığı olan hınta (حنطة), dakîk (دقيق) ve bitkiden elde edilen alkollü içkinin adı olan kumla kelimeleri de tercih edilmiştir. Çulluk Kapan Lügati hıntanın, Halîmî ise gendumun Türkçe karşılığı olarak bugdây kelimesini vermiştir.
Dioscorides, kuduz, cilt lekeleri, meme şişi, nasır, kan tükürme, öksürük, karın sancısı, yılan sokması ve cüzzam vakalarında kullanıldığını, iltihap giderici olarak faydalanıldığını; İbn Varrâk, insan tüketimi için en uygun tahıl olduğunu; İbnü’l-Baytâr, yağının impetigo vakalarında kullanıldığını kaydetmiştir. Bitki Anadolu’da, dalak hastalıkları, menenjit, kuduz, cilt hastalıkları, kadın hastalıkları, kan tükürme ve diş rahatsızlıkları vakalarında kullanılmış,
kilo aldırıcı, süt arttırıcı, panzehir, cinsel istek arttırıcı ve öksürük giderici olarak faydalanılmış, bugdây samanının (تبن) külü tuzla karıştırılarak çıbanlara, kaynatılarak üşüyen ya da yıldırım çarpmış organlara uygulanmış, bugdây ekmeği (خبز/hubz) kilo aldırıcı olarak tüketilmiş, yakı halinde cilde uygulanarak çeşitli cilt sorunlarının tedavisinde kullanılmış, bugdây unu (سويق/sevîk) eklem ağrısı, baş ağrısı, mide hastalıklarının tedavisinde kullanılmış, gaz giderici ve kusma engelleyici olarak yararlanılmıştır.
Türk Uygarlığındaki yeri
Hıntıyye adı verilen yemeğin tarifine girmiş, yaşlıların bugdây tüketmesi önerilmiş, alkollü içki yapımında kullanılmıştır. Yüz güzelleştirici olarak kullanılan bitki, atları semirtmek için yemlerine eklenmiştir. Bugdâyın, yaygın olarak bilinen ve kullanılan diğer buğdaygiller üyesi arpaya üstünlüğü birçok kaynağımızda vurgulanmıştır ve “bugdây gösterip arpa satma” deyişi bunun açık örneklerinden birini teşkil eder. Bugdây ve arpa kullanımı bir statü göstergesi olarak da öne çıkmaktadır. Buna göre bugdây ekmeği tüketimi zenginlik, arpa ekmeği tüketimi ise yoksulluk simgesi olarak göze çarpmaktadır.
Bugdâyın gıda bağlamındaki önemini şu hikâyede bugdâyın özne olarak kullanılması ile de anlayabiliyoruz: Uzun süredir yürüyen bir kişi zamanla aç ve susuzluktan halsiz düşmüş. Bu halde iken bir kese inci bulmuş ancak hiç sevinmemiş. Çünkü bir kese inci yerine bir kese bugdây bulsa imiş, bu onun için daha faydalı olacakmış. Diğer örneğimiz harp tarihi ile ilgili somut bir örnektir. Erzurumlu Darîr’e göre Ortaçağ’da anlaşma amacı ile altınla birlikte bugdâyın da teklif edildiğini öğrenmekteyiz. Bugdây, satrancın keşfine dair aktarılan hikâyede de başroldedir. Buna göre; Enûşirvân satrancı bulan Leclâc’a ödül vermek istemiş. Mucit de hükümdardan ilk satranç karesi için bir adet ve her bir kare için de önceki karenin iki katı kadar buğday tanesi istemiştir.
Buğday ve rüya tabiri
Hububatların tâbirinde standart yorum bugdây için de geçerlidir, aynı şekilde, rüyasında parayla bugdây satan kimsenin dünyayı âhirete, parasız satanın ise âhireti dünyaya tercih ettiğine yorulmuştur. Bugdây, Yûsuf’un yorumladığı rüyada da başroldedir. Oldukça meşhur olan söz konusu rüyada, önce yedi dolgun başak belirmiş, daha sonra ortaya çıkan yedi cılız başak, dolgun başakları tüketmiş ve Yûsuf, rüyayı bolluk dönemini takip edecek bir kıtlık dönemi olarak yorumlamıştır. Bu örnek, bugdâyın, hiç olmazsa gıda düzeyinde, insanlık açısından önemini göstermesi açısından hayli belirgin bir konumdadır. Bugdâyın bereket göstergesi olarak görülmesi Allah yolunda mallarını harcayanların başağa benzetilmesinde de kendini göstermektedir.
Âdem’in yaklaşmaması emredildiği halde yaklaştığı ve karşılığında cennetten kovulmasına neden olan bitkinin bugdây olduğu birden fazla kaynağımızda işlenmiştir. Özellikle şiirde yaygın olarak yer verilen bu inanış, -eğer yasaklanan ‘şey’ gerçekten bir bitki ise- birçok açıdan tutarsızdır. Örneğin, Cebrâil’in insanın açlığını gidermesi için Âdem’e iki, Havvâ’ya da bir adet bugdây tanesi verdiğine, Âdem’e bugdây ekip-biçme ile gıda olarak kullanımının tanrıkuş (Tâvus-ı Kudsî) tarafından öğretildiğine, Hâbil’in kurban olarak besili koyun sunarken, Kâbil’in bugdây sunduğuna da inanılmıştır..
Buğday ve kehanet
Çeşitli doğa olayların gerçekleşip-gerçekleşmemesine dayalı yapılan ve türünü ilm-i nücûm olarak genelleyebileceğimiz metinlerde, Mayıs ayında gerçekleşecek bir deprem esnasında gökkuşağı çıkarsa bugdâyın o yıl bol olacağına, yine Mayıs ayında havanın sisli olmasında da bugdây bol olacağına inanılmıştır. Ayrıca Teşrînievvel ayında gökkuşağının batıda gözükmesini ile Teşrînievvel ayının on üçünde gök gürlemesi halinde arpa ve bugdây bol olacağı kehanetinde bulunulmuştur. Bugdây doğrudan bir gök cismine de adını vermiştir: Sünbüle burcu. Burcun kadın siluetinde olduğu ve sağ elinde bir bugdây başağı olduğu kaydedilmiştir.
Bugdây, ilâhiyat disiplinine dâhil edebileceğimiz metinlerimizde anılan bitkilerden biridir. Bu örneklerden en yaygın olan bugdâyın ekmek olma sürecinde geçirdiği aşamaların İslâm dininin Âdem’den İslâm peygamberi Muhammed’e kadar geçirdiği süre ile kemâle ermiş olması yer almaktadır. Dünyada işlenen günahların âhiretteki karşılığı için de bugdây örneğinden olumlu anlamda faydalanılmış, dünyada çâvdâr bugdây ekenin âhirette bugdây çâvdâr biçecegi, ağu diken ekenin ise ağu diken biçeceği kaydedilmiştir. İslâm dininin temel iktisadi kuralları düzenlenirken de bugdâydan faydalanılmıştır. Buna göre pazarı teftiş eden Peygamberin, bugdâyların ıslak olduğunu görünce bizi aldatan bizden değildir dediği rivayet edilmiştir. Öküz idrarı ile kibrit, bugdâya karıştırılıp kuşlara verilirse kuşların sarhoş olacağı kaydedilmiştir. Ancak bunun gerçekten uygulanıp uygulanmadığını bilmiyoruz. Bugdây atasözlerine de konu olmuştur: “Bugdây etmeğün yoğısa bugdây dilün yok mı”.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.235-239.
Tarihi
Buğdayın taze, tamamen olgunlaşmış ve ayva sarısı renkte olanı sağlık için en uygunudur. Buğday çiğ tüketildiğinde bağırsak parazitine neden olur ancak çiğnenip uygulanırsa kuduz köpek ısırığına iyi gelir. Kaliteli buğday unu ile yapılan ekmek, kana unla yapılan ekmekten daha besleyicidir. Cari yılın unundan yapılan ekmek hafiftir ve sindirimi kolaydır. Bu undan hazırlanan gıdaların üzerine banotu suyu sürülürse tendon romatizmalarına ve bağırsak şişkinliğine iyi gelir. Ayrıca sirke ve balla uygulandığında doğum lekelerini yok eder. Kepeği keskin sirke ile kaynatılıp sıcakken uygulandığında cüzzama iyi gelir. Bunun yanında tüm yeni iltihaplar için faydalı bir sargı işlevi görür.
Sedefotu ile kaynatıldığında sütün memede pıhtılaşmasını engeller, ayrıca engerek ısırıkları ve kolik için de faydalıdır. Unundan yapılan hamur özellikle ayak tabanındaki nasırlara iyi gelir. Cari yılın buğdayından yapılan un sirke ya da şarapla uygulandığında zehirli hayvanlardan gelecek zararlara çaredir. Kaynatılıp pastil halinde kan tükürene verilmiştir. Nane ve tereyağı ile kaynatıldığında öksürük ve nefes borusu pürüzüne iyi gelmektedir. Buğdayın ince unu hidromel ya da zeytinyağı eklenmiş su ile karıştırılarak kaynatılırsa tüm iltihapları dağıtır. Ekmek de pişmemiş olsa bile hidromel ile karıştırıldığında iltihap gidericidir. Bayat ve kuru ekmek ishali kontrol altına alır. Taze ekmek salamura ile ıslatılarak uygulanırsa cilt döküntülerini tedavi eder. DI 2-85.
Tanımı
Triticum aestivum (Buğday) genellikle 35 ila 100 cm büyüyebilen yığınsı ve tek yıllık bir bitkidir. Saplar tek ya da küme halindedir. Yaprak kılıfları çıplak ya da kısa havlıdır. Dil 1 mm uzunluğundadır. Yaprak ayası şeritsi sipsivri, 6 ila 15 mm genişliğinde, yeşil ya da mavimsi yeşil renklidir. Bunlar çıplak ya da tüysüzce ve kenarları pürüzsüzdür. Çiçek durumu gevşek ya da sıkı ve 5 ila 10 cm uzunluğundadır. Başakçıklar yumurtamsı ve yanal olarak sıkıştırılmıştır. 10 ila 15 mm uzunluğunda, 9 ila 18 mm genişliğinde ve kalıcıdır. Bunlarda 2 ila 4 adet verimli çiçekçik bulundurur.
Dışkavuzlar benzer ve başakçıklardan daha kısadır. Alt dışkavuz yumurtamsı, 6 ila 11 mm uzunluğunda, derimsi, 2 omurgalı ve 5 ila 9 damarlıdır. Üst dışkavuz yumurtamsı, 6 ila 11 mm uzunluğunda, derimsi, 2 omurgalı ve 5 ila 9 damarlıdır. Verimli içkavuz yumurtamsı, 12 ila 15 mm uzunluğunda, kağıtsı, omurgalı ve 5 ila 9 damarlıdır. Başçıklar 3 adet, yumurtalık tepede havlı, daneler dikdörtgensi ve uçları tüylüdür.
Gözlem bilgileri
Triticum aestivum doğal olarak Türkiye ile Hindistan arasında kalan bölgede yayılış gösterir. Ancak günümüzde dünyanın büyük bölümünde yetiştirilmektedir. [Harita, Alt türler, Sinonimler, Herbaryum] Tarlalarda görülen bitki umumiyetle nisan ve haziran ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Türkçe adları
Triticum aestivum dilimizde buğday adı ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Latince otlamak anlamına gelir. Beri taraftan cins, insanoğlunun ilk yetiştirdiği bitkiler arasındadır. Tür adı Latince yaz anlamına gelir. Türün tohumları yaz aylarında olgunlaşır.
Gıda
Tohumları toz haline getirilerek ekmek, makarna, kek, bisküvi ve benzeri gıdaların yapımında kullanılmaktadır. Gluten açısından zengindir ve ekmek yapmak için kullanılan en yaygın un türüdür. Tohumlar ayrıca filizlendirilerek salatalara eklenmekte veya sağlıklı bir meyve suyu elde edilmektedir.
Tıp
Genç saplar huysuzluk ve zehirlenme vakalarında kullanılmıştır. Külü cilt lekelerine uygulanmıştır. Tohumları ateş düşürücü ve sakinleştiricidir. Gece terlemesi şikayetlerinde başvurulmuştur. Antikanser özelliğe sahiptir. Tohumlar bazı bölgelerde doğurganlığı artırmak için önerilmiştir. Bunun yanında tohumları halsizlik, boğaz ağrısı, susuzluk, abdominal soğukluk, spazmın ağrı, kabızlık ve öksürük tedavisinde kullanılmıştır. Karaciğer hastalıklarında tavsiye edilmiştir.
Bilgi
Triticum aestivum samanı mantar üretiminde kullanılmaktadır. Saplardan elde edilen life kağıt üretimin başvurulmaktadır.
Bir yanıt yazın