Anemone coronaria (Taçlı dağ lalesi)

derleyen:

Türk Uygarlığındaki yeri

Gelincik (گلينجك), bitkinin Türkçedeki adıdır. Bu isim günümüzde Papaver rhoeas taksonu için kullanılmaktadır. Şakâyık el-nu’mân (شقايق النعمان), bitkinin Arapça, şakâyık ise bitkilerin Farsçadaki karşılığıdır. Nu’man kelimesi bitkilerin Antik Yunancadaki karşılığı olan anemone (ἀνεμώνη)’den bozmadır. Bitkiye numanın haşhâşı/gelinciği denmesi olasılıkla Ortadoğulu mitolojik karakter Adonis ile ilintilidir. Bitki, lakabı Neeman olan Sümer bitki tanrısı Temmuz’un adını taşımaktadır, ki Adonis’in daha önceki adıdır.

Söylenceye göre, bir yaban domuzu saldırısına uğrayan Adonis’in kanı yere dökülmüş ve yerden kan renginde çiçekleri olan Anemone çiçekleri çıkmıştır. Numan ile Anemone kelimeleri arasındaki sentaks da bu bağlamda dikkat çekicidir. Söz konusu hikâyenin atfedildiği diğer bitki cinsi ise Adonis’tir. Her iki cins de aynı aileye bağlıdır ve sadece çiçek renkleri ile değil morfolojik olarak da yakındırlar. Bitkiler için lâle karşılığı da verilmiş, bunun nedeni bu bitkilerin lâle ile yüzeysel olarak benzemeleridir.

İbn Sînâ ceviz kabuğu ile kullanıldığında saçları siyaha boyadığını aktarır, bu karışım aynı zamanda saçları güzelleştirir. Bitkinin kökü saçkıran vakasında faydalıdır. Âdet düzenleyici de olan bitkinin usaresi çeşitli göz sorunlarında kullanılmıştır. Şerîf, kadınların saçlarını ve ellerini boyamak için kullandıklarını yazmıştır.

Galen’e göre baş bölgesinde bulunan iltihapları gidericidir, emziren kadınlarda süt artışı sağlar ve çeşitli göz sorunlarında kullanılır. Dioscorides anomone (ἀνεμώνη) maddesinde bitkinin kültüre alınan ve yabani olan iki türü olduğunu, kültür olanının çiçekleri kırmızı (Anemone hortensis) iken yabani olanın çiçekleri farklı renklerde (A. coronaria) olduğunu belirtmiştir. Bitkinin yapraklarını kişnice, çiçeklerini ise haşhâşa benzetir. Her iki türün de kökünün suyu burun deliklerine dökülerek (enfiye) baştaki iltihabı temizlemek için kullanıldığını, çeşitli göz sorunlarında faydalı olduğunu, yaprakları arpa suyu ile kaynatıldığında sütü arttırdığını, âdet akışını teşvik ettiğini ve cüzzam hastalarına uygulandığını kaydetmiştir.

Magi, çiçeklerini ilk açtığı zaman belirli kelimeler tekrarlanarak toplandığını, daha sonra kırmızı bir beze sarılıp saklandığını ve tekrarlayan ateş nöbetleri geçiren hastalara bağlandığını yazmıştır. Plinius bitkiyi baharın habercisi olan bitkiler arasında zikreder, çelenek yapımında kullanıldığını, kökünün çiğnendiğinde diş ağrısını dindirdiğini ve çiçeklerini rüzgâr esmediğinde açmadığını söylemiştir. Her ne kadar anemon bitkileri klasik antikitede rüzgârın kızları olarak bilinse de sadece rüzgâr estiğinde çiçek açtıkları bilgisi doğru değildir.

İki türü olduğu ve çiçeklerinin değişik renklerde açtığı belirtilen bitkiler, saçkıran, cilt sorunları, göz rahatsızlıkları ve baş ağrısı vakalarında kullanılmış, mideye için faydalı olduğu kaydedilen bitkilere âdet söktürücü, saç, sakal ve kirpikleri siyaha boyama özellikleri nedeniyle başvurulmuştur. Rüyada erkeğin kadına gelincik vermesi ayrılık olarak tâbir edilmiştir. Bitkinin çiçeğinin suyu, sirke ve samg-ı arabî ile karıştırılarak şakayikî adı verilen mürekkep elde edilmiştir.

Bitki Ortaçağ Türk Şiirinde hayli yaygın olarak kullanılan bir imgedir. Ahmedi Dâî tabiata gelincik elbisesi giydirip gülü şakayık elbisesi içinde tahayyül ederken, Hoca Mes’ûd bir şehrin süslenmesini çayırların gelincik çiçeği ile süslenmesine benzetmiştir. Aynı şair, gelinciği, aşırı üzülme, kanlı gözyaşı dökme hali ile de özdeşleştirmiştir.

Bu maddeye Anemone hortensis taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.343-345.

Tarihi

Yabani ve yetiştirilen olmak üzere iki türü vardır. Yetiştirilenin çiçekleri kırmızı, beyazımsı, hafif beyaz ya da mor renklidir. Yaprakları kişnişi andırır, saplar tüylü ve incedir, tepedeki çiçekler haşhaşa benzer, ortaları koyu renklidir. Kökü zeytin büyüklüğündedir. Yabani olan daha büyüktür, çiçeği kırmızıdır ve çok sayıda narin kökü vardır. Ayrıca koyu renkli yaprakları olan üçüncü bir tür daha vardır. İki tür de keskindir, kökün suyu buruna damlatıldığında kafayı temizler. Kök çiğnenirse balgam söktürücüdür. Pekmezde kaynatılıp göz iltihapları ve yara izlerine lapa halinde uygulanır. Yaraları temizlemek için de sürülür. Yaprak ve sapları arpa lapası ile kaynatılıp yenirse süt akışını teşvik eder. Rahim ağzına yerleştirilirse âdet söktürücüdür, ayrıca cüzzama uygulanır. DI 2-176.

Çelenk yapımında kullanılmasının yanı sıra tıbbi amaçlarla da başvurulur. Bazıları bu bitkiye phrenion der, yabani ve yetiştirilen olmak üzere iki türü vardır. Yetiştirilen anemon kırmızı, mor süt beyazı gibi çeşitli renklerde çiçek açar. Yaprakları kereviz yapraklarına benzer. Çiçekler sadece rüzgâr estiğinde açar ve adını da buna borçludur. Yabani anemon daha büyüktür, yaprakları geniştir ve çiçeği kırmızı renklidir. Bazı insanlar bu bitkileri argemone, bazıları da rhoeas ile karıştırır ancak aralarında büyük farklar vardır. Baş ağrısı, baş iltihabı, rahim hastalıkları ve kadınlarda sütün kesilmesi vakalarında başvurulur. Ptisanla yün içinde rahim ağzına yerleştirilirse âdet söktürücüdür. Kök çiğnenirse diş ağrısını şifadır ve balgam söktürücüdür. Kaynatılırsa yara izlerini siler. Magi’ye göre bitki görüldüğü yılın ilk zamanlarında, humma için çare olarak toplandığı söylenerek toplanmalı, ardından çiçek kırmızı bir beze bağlanmalı ve gölgede tutulmalı, en sonunda da hastaya bağlanmalıdır. Ülserli yaralar için temizleyici olarak sürülür. PL 21-94.

Tanımı

20 ila 45 cm büyüyebilir ve 20 cm yayılabilir. Çiçekler değişik renklerde görülür. 5 ila 8 arası taç yaprağa sahiptir. Yapraklar tabanda rozet oluşturur. Yapraklar koyu yeşil renkli ve üçlüdür. Yaprakların yüzeyi tüysüzdür. Yaprakların üç yaprakçığı vardır ve bunlar derince lobludur. Çiçekler uzun gövde üzerinde tektir, çiçeğin hemen altında küçük halkavi dizilişli yapraklar bulunur. Çiçekler 3 ila 8 cm çapında, 5 ila 8 arası kırmızı, beyaz ya da mavi taç yaprak benzeri tepale sahiptirler. Çiçeğin orta bölgesi beyazdır. Ercikler siyahımsı mavi renktedir.

Gözlem bilgileri

Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir. [Harita, Sinonimler, Herbaryum] Çalılık, yamaç ve çayırlarda görülür. Gebze ve Kandıra ilçelerinde gözlemlenmiştir. Şubat ve nisan ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 900 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.

Türkçe adları

Dilimizde taçlı dağ lalesi ve manisa lalesi adları ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adı Antik Yunanca rüzgarın kızı anlamına gelir. Antikçağda çiçeklerinin sadece rüzgar estiğinde açtığına inanılırdı. Arapça ‘Numan’ kelimesinden bozma. O kelime de Fenikece Neaman’dan geliyor. Sonuçta Sümer bitki tanrısı Temmuz onuruna adlandırılan bir bitki, ki kendisinin lakabı Neaman’dır. Cinsin Türkçe adı olan dağlalesi bir parça anlaşılmaz durumdadır. Cinsin bütün türleri dağlık alanlarda görülmez ve ayrıca lale ile hiçbir ilgileri yoktur. Cinsin adı klasik Türkçe metinlerde “şakayık-ı numan”, “lale çiçeği” ve “dağ gelinciği” olarak geçer. Tür adı Latince taç anlamına gelir. Türün taç yaprak benzeri çanak yaprakları oldukça gösterişlidir. Bu epitet genellikle çiçekleri taç olarak kullanılan bitkiler için kullanılır.

Tıp

Tahriş giderici ve ağrı dindirici olarak kullanılır.

Fotoğrafları