Now Reading:

Sempervivum tectorum (Ölümsüz çiçek)

Font Selector
Sans Serif
Serif
Font Size
A
A
You can change the font size of the content.
Share Page
15 Temmuz 1753

Sempervivum tectorum (Ölümsüz çiçek)

Ölümsüz çiçek

Tanımı

Sempervivum tectorum (Ölümsüz çiçek), Damkoruğugiller (Crassulaceae) ailesine bağlı Ömürçiçeği (Sempervivum) cinsinden genellikle 15 cm uzayabilen ve 50 cm genişliğe erişebilen çok yıllık bir bitkidir. Yapraklar tabanda 4 ila 10 cm çapında rozet halindedir. Rozetten anaç bitkinin aynısı olan yeni bireyler oluşturur. Yapraklar yeşil renkli, uçları kirpikli, etli ve sapsızdır. Bunlar 1 ila 1,5 cm genişliğinde ve sıklıkla kırmızı bezelidir. Çiçek zamanı rozetin ortasından dik ve tüylü bir gövde uzanır. Bunun tepesinde 8 ila 16 arası sayıda kırmızımsı mor renkli çiçek açar. Taç yapraklar çiçeklenme zamanı güçlü biçimde kıvrıktır. Ercikler kırmızı ila mor renklidir.


Gözlem bilgileri

Sempervivum tectorum doğal olarak Avrupa’da yayılış gösterir ancak ülkemizde popüler bir süs bitkisidir ve yer yer doğallaşma eğilimindedir. Bahçelerde yetiştirilen bitki umumiyetle temmuz ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1000 metreye kadar olan rakımlarda İzmit ilçesinde gözlemlemek mümkündür.

Harita → Alt türler → Sinonimler → Herbaryum


Etimoloji

Cins adı Latince ölümsüz anlamına gelir. Cinsin, çiçeklenme döneminden önce çok sayıda yavru bitki üretmesine işaret eder. Bu yapıları nedeniyle anaç bitki ölse bile her defasında çok sayıda yavru oluşturduğundan bitki yaşamına devam eder. Epitet Latince çatı ve koruyan anlamına gelir. Bitkilerin evleri yıldırımlardan koruduğuna dair inanışa atfen evlerin çatı bölümlerinde yetiştirilmesine işaret eder. Ülkemizde bazı Sedum türlerinin damkoruğu adı ile bilinmesinin ardında yatan neden de budur. Özgün tanımda bu “Habitat in Europae tectis & collibus” olarak belirtilmiştir.


Gıda

Genç yaprakları çiğ tüketilebilir ya da salatalara eklenebilir. Yapraklarının suyunun ferahlatıcı etkisi vardır.


Tıp

Yaprak ve suyunun büzücü etkisi vardır ve çeşitli cilt şikayetlerinde kullanılır. Kusturucu ve müshil etkilidir. Cildi sıkılaştırıcı ve yumuşatıcı etkisi vardır. Yapraklar idrar söktürücü, diş ağrısı giderici ve yara iyileştiricidir. Yanık, haşlanma, ısırma ve sokma halinde lapa olarak uygulanır. Zona ve hemoroit tedavisinde başvurulur.


Ölümsüz çiçek
Sempervivum tectorum
Sempervivum tectorum
Sempervivum tectorum
Ölümsüz çiçek

Ölümsüz çiçek…

Sempervivum tectorum, genelde bahçelerde ve saksılarda yetiştirilen ve yaz ortasından güz başına kadar çiçek açan bir bitkidir.

Dilimizde ölümsüz çiçek adı ile bilinmektedir.


Tarihi

Türk Uygarlığındaki yeri

Hayy el-‘âlem (حى العالم), bitkilerin Arapçadaki adıdır. Antik Yunancada bitkilerin karşılığı olan aeizoon (ἀείζῳον) kelimesinin tercüme edilmesi ile oluşturulmuştur ve her ikisi de basitçe ölümsüz anlamını verir. Sempervivum kelimesi de Latince daima yaşar anlamını verir. Bu bitkiler sürgünler göndererek, yanlarında klonlarını oluşturular, bu da onların ölümsüz oldukları algısını destekler. Türkçe metinlere geçmeden önce bu metinlerin kaynaklarının madde hakkında neler dediğini görmek faydalı olacaktır.

Bunun için de Dioscorides’e bakmamız yeterli olacaktır. Aeizoon mega maddesinde, bitkinin herdem yeşil olduğunu, hasar aldığında sütligenlere benzer bir sıvı sızdırdığını, yaprakların rozet halinde olup etli ve dilsi olduğunu, süs bitkisi olarak kullanıldığını, yılancık, baş ağrısı, uçuk, göz iltihabı, ishal, dizanteri, yanık ve gut tedavisinde kullanıldığını belirtir. Suyunun örümcekler tarafından ısırılan bölgelere uygulandığını ekler. Bitki parazit düşürücüdür ve kadınlarda aşırı âdet akıntısı halinde de başvurulur. Aeizoon mikron maddesinde, bitkinin duvar ve kayaların üzerinde büyüdüğünü, yapraklarının etli ve küçük olduğunu, yaprak rozetinin ortasından çiçekli gövde çıkardığını yazar. Bitkinin kullanıldığı alanlar için ise hiçbir bilgi vermez. Son olarak aeizoon triton maddesinde, kayalıklarda görülen ve küçük ve etli yapraklara sahip olan bitkinin semüz ota benzediğini kaydeder. Kazyağı ile birlikte guatra uygulandığını da ekler.

İslam tıbbı

Hem İbnü’l-Baytâr hem de Gâfikî, hayy el-‘âlem maddesinde birden fazla tür sayarlar. İkisinin de kaynağı Dioscorides’tir. O, bitkiyi aeizoon mega (ἀείζῳον μέγα) ve aeizoon triton (ἀείζῳον τρίτον) ve aeizoon mikron (ἀείζῳον μικρόν) olmak üzere üçe ayırmıştır. Bunların üçü de sukulent olarak bilinen etli yapraklara sahip türlerdir. Bu üç tür; Aeonium arboreumSempervivum tectorum ve Sedum rupestre taksonlarıdır. Gelgelelim Türkçe metinlerde bu ayrım görülmez. Ayrıca maddenin devamında verilen örneklerde olduğu gibi, bitkinin başka bitkilerle karıştırılmış olması da (bizce lisân el-hamal ve bustân ebrûz ile) ihtimal dâhilindedir. Aynı şekilde İbn Cenâh bitki ile ilgili tek isim kaydeder: Çoban düdüğü.

Galen, büzücü özelliği nedeniyle lisân el-hamal ikamesi olarak kullanılabileceğini kaydeder. Bizce, Türkçe metinlerdeki isim karışıklığının nedeni Galen’in bu ifadesidir. Türkçe metinlere göre bitki(ler); kan tükürme, çıban, gut, karaciğer sorunları, baş ağrısı, çeşitli cilt sorunları, verem, yaralanma, zehirli hayvanların ısırmasına bağlı zehirlenme vakaları, vücudun çeşitli bölgelerinde karıncalanma hali, ses kısıklığı ve mide ile bağırsak sorunlarının tedavisinde kullanılmış, parazit düşürücü ve yanık giderici olarak faydalanılmıştır.

Anadolu

İshâk bin Murâd hayy el-‘âlemin diğer adlarının bustân efrûz (بستان افروز) ve ‘uruz otı (عروض اوتى) olduğunu, Sabuncuoğlu Şerefeddin ise abrûn (ابرون) ve ‘uruz otı olduğunu yazmıştır. Ancak iki isimlendirme de hatalıdır. Halîmî’ye göre bustân efrûz ile uruz otı aynı bitkidir. Tabib ibn-i Şerîf ve Sabuncuoğlu Şerefeddin bitki için ayrıca kaya korugı (قايا قوروکى) ismini de kullanırlar ki anılan bitkilerin kayalık alanları tercih etmesi nedeniyle mantıklı bir isimlendirme gibi gözükmektedir. İbn-i Şerîf, kaya koruğunun yaygın bir tür olduğunu ve bu nedenle insanlar tarafından değerinin bilinmediğini ifade eder. Bu cümlesi de kastettiği bitkinin gerçek hayy el- ‘âlem olamayacağının diğer gerekçesidir. Biz yine de bu maddede, gerçekte hayy el- ‘âlemden bahsettiğini düşündüğümüz için onun görüşlerine de yer verdik.

Bu maddeye Aeonium arboreum ve Petrosedum rupestre taksonları da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.378-380.

1

Quercus cerris (Saçlı meşe) genelde bahar aylarında çiçek açan ve diğer meşe türleri ile karışık biçimde görülen bir bitkidir.

3

Quercus coccifera (Kermes meşesi) Akdeniz ülkelerinde kültürel açıdan önemli olan ve binlerce yıldır kullanılan meşhur bir bitkidir.

5

Quercus robur (Saplı meşe) binlerce yıldır tıbbi ve gıda amaçlı olarak kullanılan, ayrıca peyzajlara dikilen meşhur bir bitkidir.

7

Quercus rubra (Kızıl meşe) özellikle yapraklarını güz mevsiminde aldıkları renkler nedeniyle yaygın biçimde peyzajlara dikilen bir bitkidir.

9

Quercus ilex (Pırnal meşesi) genelde düşük rakımlarda görülen ve bahar aylarında çiçek açan her dem yeşil bir meşe türüdür.

11

Quercus infectoria (Mazı meşesi) binlerce yıldır derileri işlemek ve boya elde etmek için kullanılan bir çalıdır.

13

Quercus frainetto (Macar meşesi) genelde bahar aylarında çiçek açan ve diğer meşe türleri ile karışık halde görülen bir bitkidir.

Derleyen

İzmitli, Kocaeli Üniversitesi'nde bitki tarihi üzerine çalışıyor.

Total 2156 content entries
Hakkında

Kocaeli’nde görülen bitkilerin klasik ve modern kaynaklara göre tıbbi, mutfak, ekonomik, vb. alanlardaki potansiyelinin ortaya konması amaçlanmış, ayrıca ilin bitki zenginliği fotoğraflarla desteklenerek ilgililer için bir kaynak oluşturulması gayesi güdülmüştür.