Prunus cerasus (Vişne)

derleyen:

Tanımı

10 metre büyüyebilir. Çalı ya da ağaç formunda görülebilir. Yapraklar dökülücüdür. Çiçekler tek ya da demet halinde, şemsiye ya da gevşek salkım durumunda, yapraklarla birlikte ya da yapraklardan sonra belirir. Taç ve çanak yaprak sayısı beştir. Çok sayıda ercik bulunur. Meyve etli ve suludur ve kendi kendine açılmaz. Çekirdek küresel ya da ovaldir. Genç sürgünler tüysüzdür. Kulakçıklar dökülücüdür. Yapraklar genişçe eliptik, 6 ila 8 cm uzunluğunda ve 3 ila 5 cm genişliğinde, kenarları testere dişli, tüysüz ya da ilk dönemde altı hafifçe havlı ve yaprak sapı 1 ila 2 cm uzunluğundadır. Çiçekler 2 ila 4 arası sayıdadır. Taç yapraklar beyaz renklidir. Meyve soluk kırmızı renklidir.

Gözlem bilgileri

Doğal olarak batı Asya ve Avrupa’da yayılış gösterir. [HaritaSinonimlerHerbaryum] Bağ, bahçe ve yol kenarında görülür. İl genelinde yaygın olarak gözlemlenmiştir. Mart ve mayıs ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.

Türkçe adları

Dilimizde vişne adı ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adı Latince erik anlamına gelir. Doğrudan erik meyvesini tanımlayan bir kelimedir. Tür adı Latince Giresun anlamına gelir. Türü Avrupa’ya ilk defa getiren kişi olan Lucullus, bitkiyi Cerasus (günümüzde Giresun) şehrinden aldığını söylemiştir. Bununla birlikte cerasus kelimesi Sümercedir ve dünyanın büyük bir bölümünde bu kelimeye benzer karşılıkları vardır. Örneğin dilimizde de kiraz olarak bilinir. Elbette Lucullus’un getirdiği ağaç kiraz ağacıdır, vişnenin kiraz ile Prunus fruticosa türünün doğal melezi olduğu düşünülmektedir.

Türk Uygarlığındaki yeri

Albâlû (آلبالو), bitkinin Farsçadaki karşılığıdır. Bu bitki günümüzde vişne olarak bilinmektedir. Bitki, ekşi tadını hariç tutarsak, kiraz ile oldukça yakındır. Aşağıda verdiğimiz kaynak dışında, bitkiye Yunanca ve Arapça kaynaklarda rastlamamış olmamızı bu durumla izah edebiliriz. Bunu doğrular biçimde Halîmî de, âlûbâlûnun karşılığı olarak kirâs ve veşne isimlerini birlikte zikretmiştir. Lügat-ı Halîmî de ise âlûbâlûnun karşılığı olarak sadece kirâs adı verilmiştir.

Bitki Kısas-ı Enbiyâ’da geçmektedir. Buna göre; Âdem önce kendisi meyveden tüketmiş, kalanını da çocuklarına paylaştırmış, paylaştırdığı vişneden yiyen çocukları ilim sahibi olmuştur. Kaynağımızda âlûbâlû adı ile geçen bitki ile kastedilenin modern vişne olduğundan emin değiliz. Bu bilgi, ne teorik ne de pratik olarak izlenebilir durumda değildir.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.). Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.134-135.

Gıda

Meyvesi taze olarak yenebilir. Reçel ve şerbet yapımında kullanılır.

Tıp

Kabuğu büzücü ve ateş düşürücüdür. Kabuğu demlenerek öksürük ve soğuk algınlığı vakalarında kullanılır. Kökün kabuğu yara temizleyicidir.

Bilgi

Arılar tarafından sevilen bir bitkidir. Tohumlarından elde edilen yağ kozmetikte kullanılır. Meyveden yeşil ve gri, yapraklarından yeşil boya elde edilir.

Fotoğrafları