Populus nigra (Kara kavak)

derleyen:

Türk Uygarlığındaki yeri

Havr rumî (حور رومي), bitkinin Arapçadaki karşılığıdır ancak bu bitki sadece Rûm’da (Avrupa) değil, kuzey Afrika ve Asya kıtasında da yayılış gösterir. Metinlerimizde bitki için Antik Yunancadaki karşılığı olan aegeiros (αἰγείρου)’tan muharref agîres (اغيرس) ismi de kullanılmıştır. Dioscorides, epilepsi ve dizanteri vakalarında kullanıldığını; İbn Sînâ, sulak alanlarda yetiştiğini yazmıştır.

Meme şişi, ağız, boğaz, kulak ve göz rahatsızlıkları vakalarında kullanılmış, iltihap giderici, çocuklarda saçları gürleştirici ve hafıza güçlendirici olarak faydalanılmıştır. Bu bilgiler agîres ve havr rûmî ile uyumlu değildir. Metni Türkçeye tercüme eden mütercim, agîresin ceviz olduğunu düşünerek, cevizle ilgili bilgileri agîres maddesinin altına yazmıştır. Dolayısıyla paragraf başındaki bilgilerin tamamı cevz maddesi içinde değerlendirilmelidir.

İbni Sînâ, agîresin diğer adının cevz-i rûmî olduğunu kaydetmiştir, olasılıkla hatanın nedeni budur. Başka bir kaynağımızda bitkinin Rûm’da yetiştiği, reçinesi donduğunda kehribâr oluştuğu, meyvesinin sarılığı tedavi ettiği ve yine meyvesi balla birlikte göze uygulandığında faydalı olduğu kaydedilmiştir. İbnü’l-Baytâr, bitkinin reçinesinin kehribâra benzediğini ancak kehribâr olarak değerlendirilemeyeceğini yazmıştır.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.378.

Tanımı

20 ila 30 metre büyüyebilir. Geniş bir taç oluşturur. Kabuk kalın, yaşlı bireylerde siyahımsı ve derince çatlaklıdır. Tomurcuklar kırmızımsı kahverengi, tüysüz fakat yapışkandır. Genç sürgünler silindirik, başlangıçta sarımsı kahverengi iken zamanla grimsidir. Yapraklar 5 ila 10 cm uzunluğunda, 4 ila 8 cm genişliğinde, koyu yeşil renklidir.

Gözlem bilgileri

Doğal olarak kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’da yayılış gösterir. [HaritaSinonimlerHerbaryum] Ormanlık alanlar ve dere kenarlarında görülür. İzmit ve Kartepe ilçelerinde gözlemlenmiştir. Mart ve nisan ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.

Türkçe adları

Dilimizde kara kavak ve dağ kavağı adları ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adı Latince kavak anlamına gelir. Aynı kelime Latincede insan, halk, ulus anlamlarını da verir. Bu da olasılıkla ilk insanların ağaçlardan türediğine inanılması ile ilgilidir. Tür adı Latince siyah anlamına gelir. Türün gövdesinin siyah olmasına işaret eder.

Tarihi

Posedion’un kızı Lotis, Priapus’tan kaçarken lotus ağacına dönüşmüş, bu ağaçtan bir çiçek koparan Dryope de karakavak ağacına dönüşmüştür.

Dioscorides 1-83: Kara kavak yaprakları sirke ile birlikte uygulanırsa gut ağrılarına yardımcı olur. Reçinesi yumuşatıcılara eklenir. Meyvesi sirke ile birlikte epilepsi hastalarına içirilir. Kara kavak reçinesi donduğunda sözde (pseudo) kehribar oluştuğu söylenir. Bu aromatiktir ve altın rengindedir. Öğütülerek içildiğinde ishali ve mideden sıvı çıkışlarını kontrol altına alır.

Plinius 16-35: Kavağın üç türü vardır; beyaz, siyah ve Libya kavağı. Kavakta büyüyen mantarlar çok değerlidir. Ak kavağın yaprağının üstü beyaz, altı yeşil renklidir.

Gıda

İç kabuk kurutulup öğütüldükten sonra ekmek yapımında kullanılır.

Tıp

Yaprak filizleri; acı ve terebentin kokulu reçineli bir özsu ile kaplıdır. Tomurcukları antiseptik, balsamik, terletici, idrar söktürücü, balgam söktürücü, ateş düşürücü ve uyarıcıdır. Bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonları, mide ve böbrek bozukluklarında dahilen kullanılır. Tomurcukları soğuk algınlığı, sinüzit, artrit, romatizma, kas ağrısı ve kuru cilt sorunlarında kullanılır. Kök kabuğu idrar söktürücüdür.

Dikkat

Fotoğrafları