Özet
Pistacia terebinthus (Menengiç) tıbbi kullanım bağlamında uzun bir geçmiş olan ve sıklıkla makilik alanlarda görülen yaprak dökücü bir çalıdır.
Hiyerarşi
Türk Uygarlığındaki yeri
Butm (بطم), bitkinin Aramice karşılığı olan butma (בּוּטְנָא)’dan alınmıştır. Çulluk Kapan Lügati’nde Türkçe adının çetlemük olduğu belirtilmiştir. Bitkinin meyveleri için kullanılan habba el-hadrâ (حبة الخضرا) da metinlerimizde kullanılmıştır. Bitki için kullanılan diğer isim menevüştür, olasıklıkla Farsça kökenlidir ve bu durumda menekşe renkli anlamını verir. Günümüzde menengiç adı ile bilinmektedir. Bitki için çıtlık ve çetlemük isimleri de kullanılmıştır.
Halîmî’ye göre sakızlık agacının sakızı olup, meyvesi çedene, habbetü’l-hadrâ ve nemşek adları ile bilinmektedir.
Dioscorides, örümcek ısırması, kaş dökülmesi, cinsel organ kaşınması ve zührevi hastalıklarda kullanıldığını, yorgunluk giderici, idrar söktürücü ve sindirim kolaylaştırıcı olarak başvurulduğunu; Temimî, yağının, sırt, kalça, diz ve eklem ağrısı vakalarında kullanıldığını; Taberî, taş düşürücü olarak faydalanıldığını yazmıştır.
İbn A’sem, adını Tahtâh olarak verdiği bir Türk hükümdarının, maktul Yezdicerd’in naaşının “meliklere layık biçimde” kefenlenmesini ve naaşa terementi sürülmesini emrettiğini kaydetmiştir. El-Müstevfî’ye göre ise söz konusu Türk hükümdarının adı Bijen’dir. Nevâî ise kefenlerin üzerine kâfur serpiştirildiğinden bahsetmiştir.
Çalışmamız boyunca örneklerini göstermiş olduğumuz üzere, gerek Antikçağ gerekse de Ortaçağ’ın cenaze törenlerinde kokulu bitkilerin kullanılması yaygındır. Buradaki temel motivasyon, naaşların usulünce kaldırılmasının mücbir sebeplerle gecikmesine bağlı olarak cesetlerin kokmaya başlaması ve ister yakılsın isterse gömülsün, kötü kokunun ölüye karşı saygısızlık addedilmesidir.
Bitki Anadolu’da, felç, diş rahatsızlıkları, eklem rahatsızlıkları, hemoroit, saç ve sakal dökülmesi, mide hastalıkları, cilt hastalıkları, dalak hastalıkları ve göz rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmış, sperm arttırıcı, cinsel istek arttırıcı, panzehir, idrar söktürücü, öksürük giderici, âdet söktürücü ve taş düşürücü olarak faydalanılmış, ayrıca yaşlılara tüketmeleri önerilmiş ve rüyada görmenin menfaat anlamına geldiği kaydedilmiştir.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.249-251.
Antik Yunan
Sakız ağacının olgun meyvesinden hazırlanır. Sürü hayvanları ile köpeklerde görülen uyuzu iyileştirir. Fitiller, ağrı kesiciler ve cüzzam ilaçlarına eklenir. Menengiç yağı da aynı şekilde hazırlanır. DI 1-41. Sakızağacı yağı, ağacın reçinesinden hazırlanır. Kalitelisi Sakız adasından gelir. Bütün rahim şikâyetlerine iyi gelir. Ayrıca mide, bağırsak rahatsızlıkları ile dizanteri vakalarında kullanılır. Temiz ve sağlıklı cilt elde etmek için uygulanır ve yüzdeki kusurları giderir. DI 1-42.
Sakız ağacının meyve, yaprak, dal kabuğu ve kökü büzücüdür. Kabuğu, kökü ve yaprakları uzun süre suda kaynatıldıktan sonra soğumaya bırakılır, yaprakları atılır, ardından bal kıvamına gelinceye kadar tekrar kaynatılır. İçildiğinde öksürük, kan tükürme, ishal, dizanteri, rahim kanaması, rahim ve anal sarkmalar için faydalıdır. Preslenmiş yapraklarının suyu aynı işe yarar. Kemikleri onarır, rahim akıntılarını kontrol eder, yaraların yayılmasını önler ve idrar söktürücüdür. Gargara yapıldığında sallanan dişleri sağlamlaştırır. Ahşabının küçük ve yeşil parçaları sürüldüğünde dişleri temizler. Meyvesinden elde edilen yağ da büzücüdür. Ağaç ayrıca reçine de üretir. İçildiğinde kanlı öksürük ve kronik öksürüğe yararlıdır. Mide için faydalıdır ve geğirticidir. Diş macunlarına ve yüzü parlattığı için de yüz merhemlerine eklenir. Bunun yanında kirpikleri yapıştırır, çiğnendiğinde nefesi hoş kokulu hale getirir ve diş etlerine yararlıdır. DI 1-70.
Antik Roma
Yaprak, meyve ve kabuğu büzücü olup sakız ağacı ile aynı şekilde hazırlanır ve benzer amaçlarla kullanılır. Meyvesi yenilebilir ancak sindirimi güçtür. Meyve ısıtıcı ve idrar söktürücüdür. Harika bir afrodizyaktır. Şarapla birlikte içildiğinde zehirli örümcek (Örneğin; Latrodectus tredecimguttatus) ısırıklarına iyi gelir. Şeffaf, berrak, camsı renkli, aromatik ve terebint kokulu reçinesi en kalitelisidir. Terebint bütün reçineler içinde en kalitelisidir. Ardından sakızağacı, çam ve köknar reçineleri gelir. Tüm reçineler ısıtıcı, yumuşatıcı, gevşetici ve kusturucudur. Öksürük ve tüberküloz vakalarında tek başlarına ya da balla birlikte kullanılırlar. Göğsü temizlerler. İdrar söktürücü, hazmı kolaylaştırıcı ve dışkı yumuşatıcıdırlar. Kirpik bakımı, kulak akıntısı ve cinsel organ kaşınması için faydalıdırlar. Yakı, yumuşatıcı ve ağrı kesicilere eklenerek yan ağrısını gidermek için sürülür. DI 1-71.
Suriye’de terebint ağacı yetişir, erkek meyve vermez. Dişinin ise iki farklı çeşidi vardır. İlki mercimek büyüklüğünde kırmızı bir meyve taşır. Diğerinin meyvesi soluk renklidir ve üzümle aynı dönemde olgunlaşır. Meyve bakladan daha büyük değildir, kokusu hoştur, yapışkan ve reçinemsidir. İda dağı ve Makedonya’da bu ağaç çalı büyüklüğünde iken Şam’da hayli uzundur. Ahşabı parlak, siyah renkli, hayli esnek ve dayanıklıdır. Çiçek kurulu zeytin çiçek kuruluna benzer ancak kırmızı renklidir. Yapraklar küme halindedir. Kabuğundan reçine sızar. DI 3-12.
Sakızın iki türü vardır; bunlar Yunanistan ve Asya’da yetişir, kökten yaprak çıkarır ve elmaya benzeyen tohumla dolu dikenli bir meyve taşır [bu bitki tanımlanamadı, muhtemelen Asteraceae familyasına bağlı]. Bitkinin üst bölümüne çizik atılarak sızan reçine toplanır ve bu gerçek mastikten ayırt edilemez. Pontus’ta bulunan üçüncü bir tür asfalta (Bituminaria?) benzer. Ancak tüm türlerin içinde en değerli Sakız adasının beyaz sakızıdır. Beyaz sakız 20 denarii iken, siyah sakız 12 denariidir. PL 12-36.
Tanımı
Pistacia terebinthus (Menengiç) genellikle 3 ila 10 metre büyüyebilen bir bitkidir. Yapraklar bileşik, 10 ila 20 cm uzunluğunda, yaprakçıklar 2 ila 6 cm uzunluğunda ve 1 ila 3 cm genişliğindedir. Çiçekler kırmızımsı mor renkli olup yapraklarla aynı zamanda çıkmaktadır. Meyve kırmızı ya da siyah renkli, küçük ve küresel bir erikçik olup 7 mm uzunluğundadır.
Gözlem bilgileri
Pistacia terebinthus doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir. [Harita, Sinonimler, Herbaryum] Kayalık yamaçlar ve makilik alanlarda görülen bitki umumiyetle mayıs ve temmuz ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1400 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Türkçe adları
Pistacia terebinthus dilimizde menengiç, çitlenbik, çedene, çıtlık, çitemik, bıttım, çıtımık, çıtlık, çetemük, yabani fıstık ağacı, çıtırık ve çöğre adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca fıstık anlamına gelir. Ülkemizde antepfıstığı olarak bilinen kuruyemişin elde edildiği Pistacia vera türüne işaret etmektedir. Tür adı Latince terebentin anlamına gelir. Ağaçtan elde edilen reçinenin adıdır ve çözücü olarak kullanılır.
Gıda
Meyveleri çerez ya da böreklerde iç malzemesi olarak tüketilmiştir. Tohumlarından mutfaklık yağ elde edilmiştir. Gövdeden elde edilen reçine sakız olarak çiğnenmiştir. Genç yapraklar pişirilerek yenilmiştir.
Tıp
Reçinesi antiseptik, spazm çözücü, balgam söktürücü ve yara iyileştiricidir. Dahili olarak alındığında; kronik bronşiyal enfeksiyonları, idrar ve renal enfeksiyonlar, kanama, safra taşı, tenya ve romatizma tedavisinde etkilidir. Bunun yanında haricen alındığında; artrit, gut, siyatik, uyuz ve bit tedavisinde etkilidir. Ayrıca kanser tedavisinde de başvurulmuştur.
Bilgi
Meyvelerinden menengiç kahvesi, yağından sabun (bıttım sabunu) yapılır. Ayrıca fıstık ağacı (Pistacia vera) aşılamak için kullanılmaktadır.
Bir yanıt yazın