Özet
Papaver rhoeas (Gelincik) genelde ekili arazilerde görülen ve bahar başından yaz sonuna kadar çiçek açan tek yıllık bir bitkidir.
Hiyerarşi
Türk Uygarlığındaki yeri
Lâle (لاله), bitkinin Farsçadaki karşılığıdır. Metinlerimizde mısır haşhâşı (مصر حشحاشى) adı ile de geçmektedir. XVIII. yüzyılın başında Osmanlı Devleti’nde kısa süren bir evreye de ismini veren lâle kelimesi günümüzde Tulipa cinsine bağlı türlerin genel adı olarak kullanılıyor olsa da Ortaçağ’da bugün gelincik olarak bildiğimiz ve madde adında bilimsel adını verdiğimiz bitki için kullanılmıştır. Lâlenin hangi dönemde Tulipa cinsi için kullanılmaya başlandığı konumuzun kapsamına girmemektedir ancak burada
P. rhoeas ile aynı takımda yer alan bitkilerin (Örneğin Anemone coronaria dağ lâlesi, Anomene hortensis gülâle olarak) günümüzde hâlâ lâle adı ile anıldığı bilgisini verelim. Hem Papaver hem de Tulipa cinsinde taç yapraklarının tabanlarında kara lekeler bulunan kırmızı renkli çiçek açan türler mevcuttur, en azından şiir söz konusu olduğunda her iki cins de aynı teşbihe hizmet eder; sevgilinin gül yanağı ile aşığın kara bağrına. Halîmî, bitkinin şekir, lâle, şakayık ve gelincik adları ile bilindiğini, âşıkların taç yapraklarının
rengini sevgililerin yanağına, diplerinde siyah rengi ise bağırlarına benzettiğini yazmıştır.
Dioscorides, taç yapraklarının kolayca düştüğünü, hamur işi ve tatlılara katıldığını, bağırsaklara faydalı olduğunu, iltihap giderici ve uyutucu olarak yararlanıldığını; Plinius, etkili bir müshil ve uyutucu olduğunu yazmıştır. İbnü’l-Baytâr, tüy dökücü olarak uygulandığını ve yeniden tüy çıkmasını engellediğini kaydetmiştir.
Anadolu’da saç ve sakalı siyaha boyamak için kullanılmış, ayrıca fal amaçlı başvurulmuştur. Bitkinin şiirimizde çiçeğinin kan kırmızısı rengi yanağa ya da doğrudan kana, çiçeğin biçimi kadehe benzetilmiş, bahar mevsiminin müjdecisi olarak görülmüştür.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.508-509.
Tarihi
Çiçeği çabuk solduğu için rhoeas adı ile bilinir. İlkbaharda tarlalarda yetişir ve hasat edilir. Yaprakları hindiba yapraklarına benzer, dilimlidir, daha uzun ve daha pürüzlüdür. Gövde bir arşın uzunluğunda ve diktir. Çiçekleri Anemone çiçeklerine benzer, kırmızı olmakla birlikte zaman zaman beyaz renkli de olabilir. Kapsül uzatılmıştır, haşhaş kapsülünden daha küçüktür. Kök uzun, beyazımsı, parmak kalınlığında ve acıdır. Beş ila altı adet kapsülü şarap içinde üçte ikisi kalana kadar kaynatılırsa uyutucudur. Tohumu hidromel ile içilirse bağırsakları yumuşatır. Kek ve turtalara eklenir. Yapraklar, kapsülle birlikte uygulandığında iltihap gidericidir. Demlenerek sürülürse uyku getiricidir. DI 4-63.
Tarlalarda yetişir. Bazı insanlar onu toplayarak yer. Çok güçlü bir müshildir. Şarapta kaynatılarak içilen kapsülleri uyku getiricidir. PL 20-77.
Tanımı
Papaver rhoeas (Gelincik) genellikle 40 ila 80 cm büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir. Gövdeler basit ya da dallıdır. Yapraklar 15 cm uzunluğunda ve uzak olanlar küme halindedir. Çiçek durumu sapı boyunca yayılıcı kıllıdır. Taç yapraklar beyaz, pembe, turuncu ya da kırmızı renkli, sıklıkla tabanda koyu benekli, 3,5 cm uzunluğunda ve başçıklar mavimsi renklidir. Kapsül sapsız ya da neredeyse saplı, topaçsı ila neredeyse küresel ve 2 cm uzunluğundadır.
Gözlem bilgileri
Papaver rhoeas doğal olarak Avrupa ve Akdeniz havzası ile Orta Asya arasında kalan bölgede yayılış gösterir ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. [Harita, Alt türler, Sinonimler, Herbaryum] Tarlalar, yol kenarı ve tahrip edilmiş arazilerde görülen bitki umumiyetle mart ve ağustos ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1400 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür. Birinci Dünya Savaşı cepheleri boyunca tarım arazilere ekilememiş, bu arada tahrip edilmiş tarlalar boyunca gelincikler çiçek açmıştır. Bu çiçeklerin ölen askerleri sembolize ettiği düşünülmüştür.
Türkçe adları
Dilimizde gelincik, gelincikotu, kukumavotu ve nünü adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Latince süt anlamın gelir. Cinsin bazı üyelerinde görülen sütsü özsuyuna işaret eder. Aynı köke bağlı gıda anlamına gelmesi de muhtemeldir. Bitki antikçağda çocukların uykuların düzenlenmesi için kullanılırdı. Cinsin Türkçe adı olan gelincik, çiçeklerinin muhtemelen gelinlerin yüzünü örtmek için kullanılan kırmızı renkli duvağa benzediği için tercih edilmiştir. Anadolu’da bir çocuk oyunu olarak gelincik çiçeklerinden bebek yapılmıştır. Tür adı Antik Yunanca kırmızı anlamına gelir. Türün çiçek rengine işaret eder. Yine aynı kökten düşen anlamına gelebilir. Bu da taç yaprakların rüzgarda bile düşecek kadar dökülücü olmasına işaret eder. Dioscorides de taç yaprakların bu özelliğini vurgulamıştır. Plinius bitki hakkında şöyle yazmıştır: “Özellikle arpa tarlalarında görülmektedir, kısa sürede solan kırmızı bir çiçek taşır ve Yunanca rhoeas ismini bu özelliğine borçludur”.
Gıda
Çiçeklerinden şerbet elde edilmiştir. Yaprak ve tohumları çiğ ya da pişirilerek tüketilmiştir. Tohumları çeşitli hamur işlerinde kullanılmıştır. Yaprakları çorba ve salatalara eklenmiştir. Tohumlarından elde edilen yağ zeytinyağı ikamesi olarak kullanılmıştır.
Tıp
Yatıştırıcı olarak kullanılmıştır. Ağrı kesici ve öksürük giderici özelliği vardır. Papaver somniferum’un aksine bağımlılık yapmaz. Çiçek ve taç yapraklar yatıştırıcı, yumuşatıcı, uyuşturucu, balgam söktürücü ve adet kanamasını teşvik edicidir. Çiçekleri sarılık tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca demlenerek bronş sorunları, öksürük, sindirim sorunları, uykusuzluk ve çeşitli ağrıların tedavisinde alınır. Bunun yanında kapsüllerden sızan özsu uyuşturucu ve yatıştırıcıdır.
Dikkat
Otçul hayvanlara karşı zehirlidir ve aşırı otlatılmamalıdır.
Bilgi
Çiçeklerden kırmızı boya elde edilmektedir.
Bir yanıt yazın