Ornithopus compressus (Kuşayağı)

derleyen:

Ornithopus compressus

Tanımı

Ornithopus compressus (Kuşayağı) genellikle 10 ila 50 cm büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir. Yatık ve havlıdır. Gövde tüylü ve çok dallıdır. Yapraklar tek teleksi, ince dişli ve 7 ila 11 çiftten oluşan mızraksı yaprakçıklara sahiptir. Çiçek kurulu 3 ila 5 arası sayıda çiçek bulundurur. Çiçekler 5 ila 7 mm uzunluğunda ve sarı renklidir. Meyve 2 ila 5 cm uzunluğunda ve kavislidir.

Kuşayağı ile ilgili bilgi → Ornithopus || Baklagiller ile ilgili bilgi → Fabaceae


Gözlem bilgileri

Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir ancak günümüzde Avustralya ve Amerika kıtalarına da dağılmıştır. Kayalık yamaçlar, çalılık ve yol kenarında görülen bitki umumiyetle nisan ve haziran ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 400 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.

Harita → Sinonimler → Herbaryum


Etimoloji

Cins adı Antik Yunanca kuş ayağı anlamına gelir. Bu bağlamda cinsin meyve yapısına işaret eder. Epitet Latince sıkıştırılmış anlamına gelir ve açık bir şekilde türün meyve yapısına işaret eder. Özgün tanımda bu “leguminibus compressis rugosis” olarak belirtilmiştir.


Ornithopus compressus
Ornithopus compressus
Ornithopus compressus
Ornithopus compressus
Kuşayağı
Kuşayağı

Kuşayağı…

Ornithopus compressus, genelde işlenmemiş arazilerde görülen ve bahar ortasından yaz ortasına kadar çiçek açan bir bitkidir.

Dilimizde kuş ayağı, kuş tırnağı ve sökük otu adları ile bilinmektedir.


Tarihi

Türk Uygarlığındaki yeri

Katânânka (قطانانقی), bitkilerin Antik Yunancadaki karşılığı olan katananke (κατανάγκη)’den doğrudan alınmıştır. Bitkilerden bahseden tek kaynağımız olan Halîmî, Yunanca orijinli olduğunu söylediği kâtânekî kelimesini keffu’l-akârib olarak tercüme etmiş, iki türü olup ilkinin yapraklarının mersîn yapraklarını andırdığını, alma büyüklüğünde olup nohûd meyvesine benzeyen kırmızı ve delikli meyvesinin bulunduğunu, ikincisinin yapraklarının zeytûn yapraklarına benzediğini, meyvesinin burçağı andırdığını kaydetmiştir. Yazarımız bitkinin Türkçe adının sevgü otı olduğunu kaydetmiş, kişinin kendi adı ve annesinin adı ile birlikte sevdiği kişinin adını da söyleyerek içmesi halinde iki kişi arasında sevgi meydana geleceğini aktarmış ve bunun denendiğini öne sürmüş, ayrıca kaplumbağanın dişisine değdirilmesi halinde de hayvanın itaatkâr olacağını belirtmiştir. Yazarımızın Yunanca katananke kelimesini neden keffu’l-akârib olarak tercüme ettiğini anlayamıyoruz. Katananke kelimesi Antik Yunancada aşk iksirlerine eklenen bitkilerin ortak adıdır ve kelime aslında büyüleme olarak tercüme edilmelidir.

Bir türünün Plantago coronopus benzeri yaprakları vardır, kökü narindir, meyvesi acı bakla meyvesine benzer. Meyve kuruyunca ölü bir çaylağın pençesini andırır. İkinci türün yaprakları zeytin yapraklarına benzer, meyvesi mor renklidir ve nohut meyvesinde olduğu gibi deliklidir. İki türün de aşk iksirlerinde kullanıldığı söylenir. DI 4-131.

Antikçağ

Örneğin Dioscorides katananke maddesinde, iki türü olduğunu, ilkinin yapraklarının yoncaya, meyvesinin burçağa benzediğini, ince köklü olup bitkinin kuruduğunda yırtıcı bir kuşun ters çevrilmiş pençesini andırdığını, ikincisinin ise küçük bir alma büyüklüğünde olup yapraklarının şekil ve renk olarak zeytûna benzediğini, meyvesinin delikli ve bakla biçimde olduğunu yazmıştır. Ona göre iki bitki de Teselya’da kadınlar tarafından aşk iksiri olarak kullanılmıştır. Peş peşe verdiğimiz bu tanımlardan Halîmî’nin, Dioscorides’in tanımını büyük ölçüde tekrarladığını, ancak bitkinin uygulanışını detaylandırdığını görüyoruz. Bahsettiği iki türden ilki karakteristik bir Ornithopus compressus tanımıdır. Bizce ikinci tür ise, ilk türe çok benzemekle birlikte çiçek renginin elma kabuğu rengini andıran tonu ve meyvesinin tespih formunda olması ile ondan ayrılan Ornithopus sativus taksonudur.

Bu maddeye Ornithopus sativus taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.451-452.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uyarı: Site sahibi, sitede yer verilen her türden bilginin uzman görüşüne dayandırılmaksızın kullanılmamasını şiddetle tavsiye eder.