Bitkiler › Ballıbaba takımı › Zeytingiller › Zeytin › Zeytin
Tıbbi bitki, Boya bitkisi, Yenilebilir bitki, Akdeniz elementi.
10 ila 15 metre büyüyebilen bir ağaçtır. Geniş bir taca sahiptir. Gövde sıklıkla budaklıdır. Dallar silindiriktir. Yapraklar mızraksı ila ters yumurtamsı, 20 ila 86 mm uzunluğunda ve 5 ila 17 mm genişliğinde, neredeyse sapsız, koyu yeşil renkli, üst yüzeyi tüysüz, alt yüzeyi gümüşîdir. Salkımlar yapraklardan daha kısadır. Çiçekler beyaz renkli ve kokuludur. Meyve üzümsü, küresel ya da dikdörtgensi, parlak siyah, kahverengimsi yeşil ya da nadiren fildişi renklidir.
Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir ancak mutfak değeri nedeniyle dünyanın büyük bölümünde yetiştirilmektedir. [Harita|Sinonimler|Herbaryum]
Çalılık, kayalık bölgeler ve makiliklerde görülür. İl genelinde yaygın olarak gözlemlenmiştir.
Dilimizde Zeytin, Delice, Erkek zeytin ve Yabani zeytin adları ile bilinmektedir.
Mayıs ve haziran ayları arasında çiçek açar.
Deniz seviyesinden 900 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.
Cins adı Antik Yunanca yağ anlamına gelir. Cinsin meyvelerinden elde edilen ve mutfak değeri yüksek olan zeytinyağına işaret eder. Dilimizdeki zeytin kelimesi Fenike orijinlidir. Tür adı Latince Avrupa anlamına gelir. Türün yayılış alanına işaret eder.
Theophrastus: Zeytin denizden 60 kilometre ötesinden sonra yetişmez (Bu bilgi gerçekle örtüşmez, zeytin denizden yüzlerce kilometre ötede de görülür). Plinius: Fenestella’ya göre, Lucius Tarquinius Priscus döneminde İtalya, İspanya ve Afrika’da zeytin ağacı yoktu (Bu bilgi zeytinin Asya kıtası orijinli olması gerçeği ile örtüşür). Günümüzde ise Alpleri aşmış ve Galya ile İspanya’ya kadar yayılmıştır. Zeytinyağının fiyatı ilk defa Appius Claudius Caecus döneminde kanunla düzen altına alınmıştır. Gnaeus Pompeius Magnus döneminde ise Roma artık zeytinyağı ihraç ediyordu. Magera’da bulunan bir zeytin ağacının dallarına, savaş alanında kahramanlık gösteren askerinin silahlarının asılması adettendi. Ömürleri çok uzundur, Herkül ya da Minerva tarafından dikilen zeytin ağaçları hâlâ ayaktadır. Hesiodos, tohumdan zeytin eken birinin o ağaçtan kendi elleriyle zeytin toplayacak kadar yaşamadığını söyler (Bu bilgi doğru bir bilgi değildir). Fabianus’a göre çok soğuk ve çok sıcak iklimlerde zeytin ağacı yetişmez (Aslında ağaç yetişir ancak meyvenin olgunlaşıp olgunlaşmayacağı şüphelidir). Zeytin ağacı ile ilgili en erken kayıtlar Anadolu’ya aittir. Homeros’a göre zeytinyağı, sıvı altındır. Antik Yunanda sporcular oyunlardan önce vücutlarına zeytinyağı sürerdi (Mezopotamya kültürlerinde de tahta geçen hükümdarın bütün vücuduna zeytin yağı sürülürdü), oyunların galiplerine ise zeytin tacı ve zeytinyağı verilirdi. Hayvansal yağlar “barbarlarla” ilişkilendirildiği için bitkisel yağlar ön planda idi ve zeytinyağı da başı çekiyordu. Akdeniz havzasında her çocuk doğduğunda bir zeytin ağacı dikme geleneği vardır. Antik Mısır’da zeytin ağacı doğrudan tanrıça İsis ile ilgiliydi.
Hem yağı hem de meyvesi Akdeniz mutfağında yaygın olarak tüketilir.
Yağı safra söktürücü, besleyici, yumuşatıcı, yatıştırıcı ve müshildir. Haricen kaşıntı, böcek sokması ve yanıklara uygulanır. Biberiye ile birlikte kepek giderici olarak kullanılır. Yaprakları antiseptik, büzücü, ateş düşürücü ve yatıştırıcıdır. Ateş vakalarında kaynatılarak kullanılır. Kabuğu büzücü ve ateş düşürücüdür.
Tohumlarından elde edilen yağ sabun yapımında kullanılır. Meyvesinden mor, yapraklarından sarı boya elde edilir.









Görüşünüzü Yazın