Özet
Nymphaea (Nilüfer) sulak alanların ekosistemi için oldukça önemli olan gösterişli çiçeklere sahip türleri barındıran kozmopolit bir cinstir.
Hiyerarşi
Tanımı
Nymphaea (Nilüfer) sucul ve çok yıllık, rizomlu ya da sitolonlu bitkilerden oluşan bir cinstir. Rizomlar dallı ya da dalsız, dik ya da sürünücü köklenici ve uzatılmış sitolonlar vardır ya da yoktur. Yapraklar çoğunlukla yüzücü, rizomlardan uzun yaprak sapları üzerinde yükselir ve dairesel, yumurtamsı, eliptik ya da yüreksidir. Çanak yapraklar 4 adet, çoğunlukla yeşilimsi ve yumurtamsı ila eliptiktir. Taç yapraklar 8 ila çok sayıda, sarmal ya da halkavi dizilişli, gösterişli ve beyaz, pembe, mavi ya da sarı renklidir.
Çiçekler suyun hemen üzerinde ya da ya da su yüzeyinden daha yukarıdadır. Ercikler sarı ya da krem renkli, yumurtalığın yanal yüzeyine yerleştirilmiş ve çiçek zamanı yayılıcıdır. Yumurtalık taç yapraklar ve erciklerden kısadır. Meyveler bükülmüş ya da kavisli çiçek saplarında görülmekte, suyun altıda olgunlaşmakta ve düzensiz olarak yarılmaktadır. Tohumlar neredeyse küresel ila elipsoit, 5 mm uzunluğunda ve arillidir. Bazı türler gündüz, bazıları da gece çiçek açar. Cins dünyanın büyük bölümünde yayılış gösterir. Bazı türlerin yaprak ve tomurcukları sebze gibi tüketilir. [Harita, Sinonimler, Türler]
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca su perisi anlamına gelir. Adını hem Hellen hem de Roma mitolojisinde tabiatın her köşesinde bulunduğuna inanılan ruhsal varlıklardan birinden almıştır. Bu, Hercules’e duyduğu kıskançlık nedeniyle ölen bir su perisidir. Nymphalara (νύμφη) büyük saygı duyuluyor olsa da, onların adına adanmış tapınakları yoktur. Bununla birlikte mağaralarda bu varlıklara ibadet edilirdi. Nymphalar su, dağ ve orman nymphaları olmak üzere üç belirgin gruba ayrılmışlardır.
Tarihi
Antik Mısır’da nilüfer çiçeği çoğunlukla tapınaklarda motif olarak kullanılırdı. Bu kullanıma Türk mimarisinde de rastlanır. Roma’da nilüfer suyunun on gün üst üste içilmesinin hadımlığa neden olacağına inanılırdı. Antik Mısır’da nilüfer çiçeği çoğunlukla tapınaklarda motif olarak kullanılırdı. Bu kullanıma Türk mimarisinde de rastlanır.