Nerium oleander (Zakkum)


Plantae

Bitkiler


Gentianales

Gentiyan takımı


Apocynaceae

Zakkumgiller


Nerium

Zakkum

Zakkum

Nerium oleander

Nerium oleander (Zakkum) hakkında genel bilgiler.

6 metre büyüyebilir. Gövdeler dik, koyu renkli ve silindir şeklindedir. Yaprakları mızrak şeklinde, kısa saplı, karşılıklı veya üçlü dairesel durumlarda dizilmiştir. Çiçekler, yalancı şemsiye durumunda toplanmış, güzel kokulu, büyük çiçeklerin sapları tüylü ve oldukça kısadır. Çiçekler pembe, beyaz ve kırmızı olabilir. Güneşli bir bölgeyi ve gevşek gübreli bir toprağı tercih eder. Çiçekler erseliktir.

Tür adı Antik Yunanca herdem yeşil anlamına gelir. Bitkinin yılın tamamında yapraklarını korumasına işaret eder. Diğer olasılık ise bitkinin zeytin (olea) ile benzerliğinin kastedildiğidir. Her durumda iki bitki de her dem yeşildir.

Gözlem bilgileri

Coğrafi dağılım

Bitki doğal olarak doğu Akdeniz havzasında yayılış gösterir ancak peyzaj bitkisi olarak değerli olduğundan dünyanın büyük bölümüne yayılmıştır. [Harita, Sinonimler, Herbaryum]

Habitat

Dere kenarları ve sulak alanlarda görülür. İl genelinde, özellikle peyzajlara yoğun olarak dikilmektedir.

Türkçe adı

Dilimizde zakkum, zakkum ağacı, ağan ağacı, ağı çalısı, ağı çiçeği, ağı dalı, ağu ağacı, avu, ayan, fattak, kan ağacı ve zekkum adları ile bilinmektedir.

Çiçek zamanı

Nisan ve eylül ayları arasında çiçek açar.

Rakım

Deniz seviyesinden 800 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.

Kullanım bilgileri

Tıp

İdrar söktürücü, terletici, kusturucu, hapşırtıcı, balgam söktürücü ve kalp kuvvetlendiricidir. Uyuza karşı etkilidir. Kökü güçlü bir çözücüdür. Bitkinin antikanser özelliklere sahip olduğu rapor edilir.

Pratik

Fare zehri, parazit ve böcek öldürücü olarak kullanılır.

Dikkat!

Hayli zehirli bir bitkidir. Temas halinde ciltte tahrişe neden olur. Sadece bir yaprağının yutulması bile çocuklarda ölümcüldür. Belirtiler kusma, mide bulantısı, aşırı salya salgılama, karın ağrısı ve kanlı ishaldir. Zehir, yapraklar kurutulduğunda bile ortadan kalkmaz, bu nedenle otçul hayvanlara otlatılmamalıdır, az miktarda bir tüketim bile ölümcüldür.

Ağu ağacı (اغو اغاجی) bitkinin Türkçedeki karşılığıdır. Halîmî, harzehre ile agu agacının aynı bitki olduğunu ifade etmiştir. Metinlerimizde bitkinin Arapçadaki karşılığı olan difla (دفلي) ve Farsçadaki karşılığı olan harzahra (خرزهره) da kullanılmıştır. Nerium oleander günümüzde zakkûm olarak bilinmektedir ancak Ortaçağ’da bu isim başka bir bitkinin adıydı. Biz bu bitkiyi zakkûm maddesinde değerlendirdik. Ağu ağacı günümüzde en yaygın kullanılan peyzaj bitkileri arasındadır ve özellikle otoyollarda refüj alanlarını yeşillendirmek için tercih edilmektedir.

Dioscorides, hayvanlar için ölümcül olduğunu, yılan ısırması vakalarında kullanıldığını yazmıştır. İbni Sînâ, sulak alanların kenarında görülen kırmızı çiçekli bir bitki olduğunu; Mâsarcaveyh, yapraklarının tümörlere ve çeşitli cilt rahatsızlıklarına uygulandığını; Îsâ bin Mâsa, çiçeklerinin rahim ağrısında kullanıldığını; Şerîf, saçkıran vakalarında başvurulduğunu; İbnü’l-Baytâr, yağının, uyuz vakalarında faydalı olduğunu belirtmiştir.

Bitki Anadolu’da, kellik, cilt hastalıkları, bel ağrısı, çıban, hemoroid ve diz ağrısı vakalarında kullanılmış, parazit düşürücü, haşere kovucu ve panzehir olarak faydalanılmış, hayvanlar için ölümcül olduğu belirtilmekle birlikte, hayvanlarda kabarcık ve atlarda uyuz vakalarının tedavisinde kullanılmıştır. Ahşabı fazla duman çıkardığı için yemek pişirilirken yakacak olarak kullanılması önerilmemiştir.

Bitkinin ölümcül düzeyde zehirli olduğu yaygın olarak bilinen bir gerçektir. Bu bilgi, savaşlarda kullanılmış, yaprağı, bâdrûc yaprağı ve şahm-ı hanzal ile karıştırılıp bıçak ve kılıçlar keskinleştirilmiş, ayrıca bunlarla yaralanan kişilerin yaralarının iyileşmeyeceği kaydedilmiştir. Ortaçağ’da ağaçla ilgili bazı inanışlar da nakledilmiştir. Örneğin, yaprağı, yabrûh, râmek ve igde karıştırılarak buharı tutulursa yağan yağmurun dineceğine inanılmıştır.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.). Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.123-124.

Görüşünüzü Yazın