Myrtus communis (Mersin)

derleyen:

Mersin

Tanımı

Myrtus communis (Mersin) genellikle 2 ila 4 metre büyüyebilen çalı ya da ağaç formunda bir bitkidir. Kabuk koyu turuncumsu kahverengi, pürüzsüz ya da pullu ve zaman zaman genç sürgünler ile disk kısa havlıdır. Yapraklar eliptik ila mızraksı, 1 ila 3,5 cm uzunluğunda, 0,3 ila 1,8 cm genişliğinde, tabanı kesik ila yuvarlak ve ucu sivri ila sipsivridir. Çiçek sapı 0,5 ila 2,5 cm uzunluğundadır. Tomurcuklar armutsu ve 7 ila 9 mm uzunluğundadır. Çanak lobları yumurtamsı üçgensi ve 2 ila 3 mm uzunluğundadır. Taç yapraklar 5 ila 10 mm uzunluğundadır. Meyve üzümsü formda ve 1 cm uzunluğunda ve tohumlar 3 ila 4 mm uzunluğundadır.

Mersin ile ilgili bilgi → Myrtus || Mersingiller ile ilgili bilgi → Myrtaceae


Gözlem bilgileri

Myrtus communis doğal olarak Batı Afrika ve Akdeniz havzası ile Pakistan arasında kalan bölgede yayılış gösterir ancak günümüzde dünyanın diğer bölgelerinde de yetiştirilmektedir. Kayalık yamaçlar, çalılıklar ve deniz kenarında görülen bitki umumiyetle haziran ve ekim ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 500 metreye kadar olan rakımlarda Kandıra ve İzmit ilçelerinde gözlemlemek mümkündür.

Harita → Alt türler → Herbaryum


Etimoloji

Cins adının etimolojisi açık değildir. Semitik dillerdeki Commiphora myrrha ağacının adı olan mürr kelimesinden türetilmiş olması muhtemeldir. Epitet Latince yaygın anlamına gelir. Türün geniş yayılış alanına işaret eder.


Gıda

Myrtus communis meyveleri çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Meyvenin aromatik bir tadı vardır, olgunlaştığında taze olarak yenilmekte ya da kurutularak çeşni olarak kullanılmaktadır. Meyvelerinden içecek elde edilmektedir. Yapraklar yemeklerde çeşni olarak kullanılmaktadır. Çiçekleri salatalara eklenmektedir. Meyve ve çiçek tomurcukları kurutularak sos ve şuruplara tat vermek için eklenmektedir.

Myrtus communis erozyon kontrolünde kullanılmıştır. Özellikle kabuk, yaprak ve çiçeklerinden elde edilen yağ, parfüm, sabun ve cilt bakım ürünleri yapımında kullanılmıştır.


Tıp

Yapraklar aromatik, balzamik, hemostatik ve toniktir. Bunlar kalp hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, sindirim hastalıkları ve alerji tedavisinde önerilmiştir. Üriner enfeksiyonlar, sindirim sorunları, vajinal akıntı, bronş tıkanıklığı, sinüzit ve kuru öksürüklerin tedavisinde dahili olarak alınmaktadır. Harici olarak hemoroid ve yara tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca diş eti iltihabı vakalarında başvurulmuştur. Bunun yanında meyvesi gaz gidericidir.


Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Myrtus communis
Myrtus communis

Mersin…

Myrtus communis, Akdeniz havzası uygarlıkları için kültürel değeri oldukça yüksek olan beyaz çiçekli ve aromatik bir çalıdır.

Myrtus communis dilimizde mersin, murt, elduran, eldüren, mord, mort, sazak ağacı ve zazak adları ile bilinmektedir.


Tarihi

Türk Uygarlığındaki yeri

Mersîn (مرسين), bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan mursine (μυρσίνη)’den alınmıştır. Metinlerimizde bitkinin Süryanicedeki karşılığı olan asa (ܐܵܣܵܐ)’dan muharref as (اس)ve Farsçadaki karşılığı olan murd (مورد) kelimeleri de kullanılmıştır. Halîmî, as, mersîn ve murdun aynı bitki olduğunu belirtmiştir.

Dioscorides, kan tükürme, göz iltihabı, vulva şikâyetleri, cilt hastalıkları, saç dökülmesi ve mesane hastalıkları vakalarında kullanıldığını, idrar söktürücü olarak faydalanıldığını, meyvesinin saçı boyadığını, yağının saç altı yaraları, eklem rahatsızlıkları, sivilce ve deri çatlaması vakalarında kullanıldığını, yanık giderici, terleme önleyici ve kepek giderici olarak faydalanıldığını aktarmıştır.

Hûzâye, parazit düşürücü olduğunu; İbn İmrân, yapraklarının yaralara uygulandığını, suyunun başa sürüldüğünde burun kanamasını durdurduğunu, tohumunun susuzluk giderici ve kusma engelleyici olduğunu; İbn Süleymân, dumanın rahim akıntısına olduğunu; İbnü’l-Baytâr, saç dökülmesi vakalarında kullanıldığını yazmıştır. Yağı, saçları güçlendirmek ve dökülmelerini önlemek için kullanılmıştır. Râzî, dalından yapılan yüzüğün hastanın serçe parmağına takıldığında, kasık ağrısını geçirdiğini belirtmiştir.

İslam tıbbı

Toplandıktan sonra gölgede kurutulup kapalı kaplarda saklanması halinde bir yıl boyunca etkisini kaybetmeyeceği belirtilen mersîn Anadolu’da, ağız rahatsızlıkları, mide rahatsızlıkları, makatın çıkması, karaciğer hastalıkları, idrar yolu hastalıkları, penis yarası, kadın hastalıkları, epilepsi, diş rahatsızlıkları, kalp hastalıkları, hemoroid, saç ve sakal dökülmesi, eklem rahatsızlıkları, baş ağrısı, boyun rahatsızlıkları, göğüs hastalıkları, zatülcenp, ishal, sıtma, cilt hastalıkları, burun rahatsızlıkları, diş eti rahatsızlıkları, çıban, kan tükürme, göz rahatsızlıkları, kulak rahatsızlıkları, kirpik eğilmesi, hafakan, anüs yarılması ve hafakan tedavisinde kullanılmış, ağız kokusu giderici, diş beyazlatıcı, kepek giderici, yara iyileştirici, yılan sokmasına karşı panzehir, öksürük giderici, idrar söktürücü, iltihap giderici, yanık giderici, vajina daraltıcı ve koltuk altı kokusu giderici olarak faydalanılmış, atlarda ishal vakalarında başvurulmuştur.

Şerbet yapımında kullanılmış, bit kovucu olarak saça sürülmüş, saç ve sakalı siyaha boyamak için kullanılmış, saç uzatıcı ve saç güçlendirici olarak faydalanılmıştır. Rûm’da yetiştiği, çiçeği koklanırsa ıslak rüya görüleceği, rüyasında görenin uzun ömürlü olacağı kaydedilmiş, bunun yanı sıra fal amaçlı da kullanılmıştır. Mübarek kabul edilmiş, Mûsâ peygamberin asasının mersîn dalı olduğuna, Âdem’in cennetten çıkarken Allah’ın yanına verdiğine, Eyyûb peygamberin karısını cezalandırmak için dalını kullandığına inanılmıştır. Zatülcenp hastaları budağından yapılan yüzüğü iyileşmek için serçe parmaklarına takmış, meyvesi ve yaprağı, mâzû, samg arabî ve zâc-ı kıbrisî ile karıştırılarak asi adlı mürekkep elde edilmiştir.

Antik Yunan

Mersin yağı şöyle hazırlanır: Kara mersinin taze yaprakları toplanır, dövülür ve kuvvetlice sıkılır. Ardından çıkan su eşit miktarda ham zeytinden alınan yağ ile karıştırılır, kaynayana kadar hafif ateşte tutulur ve köpüğü alınır. Diğer yöntemde ise yapraklar zeytinyağı içinde güneşte demlenmeye bırakılır. Hafif acı, yağlı tatlı, soluk yeşil, yarı saydam ve mersin kokulu olduğunda makbul kabul edilir. Sıkılaştırıcı ve sertleştiricidir. Bu nedenle, yanık, sıyrık, kepek, sivilce, çatlak, nasır, şişlik, zayıf eklem ve büzücü gerektiren her durumda uygulanır. DI 1-39.

Kültür formu olan siyah mersin, beyaza kıyasla tıbbi kullanım için daha uygundur. Meyvesi büzücüdür. Meyvesi taze ya da kuru olarak kan tüküren ve mesanede yanma hissedenlere yedirilmiştir. Taze meyvesinin suyu mideye iyi gelir. İdrar söktürücüdür ve zehirli örümcek ile akrep tarafından sokulanlara şarapla birlikte verilmiştir. Meyvesi kaynatılarak saç boyası olarak kullanılmıştır. Meyve şarapla kaynatılıp polenta taneleri ile sürüldüğünde göz iltihabı ve göz fistülleri için iyidir. Meyvenin preslenip bir süre kaynatılması ile elde edilen şarap da bulantıyı gidermektedir. Rahim ile makat sarkması ile kadınsal akıntılar için banyo suyuna eklenmektedir. Kepek, konak ve püstülleri giderir, saç dökülmesini kontrol altına alır. Yapraklar öğütülüp su ile uygulandığında yaralar, romatizmadan etkilenen bölgeler ve bağırsak ağrısı için iyidir. Ham zeytinden alınan yağ ya da gül merhemi ve şarapla birlikte zona, yılancık, testis iltihabı, püstül ve nasırlar için faydalıdır. DI 1-112.

Antik Roma

Mersinde bulunan usarenin doğası özellikle dikkat çekicidir, çünkü bütün ağaçlar arasında meyvelerinden iki çeşit yağ ve şarap elde edilebilen tek bitkidir. Biber bilinmeden önce baharat olarak kullanılırdı, bugün myrtatum olarak bilinen baharatlı yemek adını bu bitkiden almıştır. Mersin meyvesi yaban domuzunun etini daha lezzetli hale getirir ve genellikle soslarımızda kullanılan malzemelerden birini oluşturur. Mersin Avrupa’da ilk defa Elpenor’un mezarının yanında görülmüştür. Ancak hâlâ adının Yunanca olması bitkinin Avrupa’nın doğal bitkisi olmadığının kanıtıdır. Roma şehri Romalılar tarafından işgal edildiğinde burada mersin ağaçları vardı.

Romalıların Sabin kadınlarını kaçırmaları sonrasında iki kabile arasında başlayan savaş, silahlarını mersin dalları ile birlikte Venus Cluacina heykelinin bulunduğu yere bırakmaları ile sonlandırıldı, ki eski dilde cluere arınmak anlamına gelir. Mersin, özellikle bu amaç için seçilen Venüs’e yapılan ibadetlerde tütsüleme için kullanılmaktadır. Çünkü o mersinin koruyucusudur. Mersinin Roma’da kamusal alanlara dikilen ilk bitki olup-olmadığından emin değilim. En eski Romalılardan biri olan Romulus’un tapınağında iki mersin ağacı vardı. Bunlardan biri Patrici diğeri Pleb mersini olarak bilinirdi. Patrici mersini uzun süre diğerinden çok daha gürbüzdü, gerçekte Senato’nun üstünlüğünü koruduğu süre boyunca. Bu arada Pleb mersini de güdük kalmıştı. Ancak daha sonra Pleb mersini diğerinden daha görkemli hale geldi. İç Savaş sırasında Patrici mersini zayıflamaya başladı ve aynı dönemde Senato’da da zayıfladı.

Plinius

Cato mersinin üç vartesinden bahseder, siyah, beyaz ve conjugula (evlilik) mersini. Günümüzde ise sadece yetiştirilen ve yabani olmak üzere iki çeşidi bilinmektedir. Yaya olarak seyahat eden birinin yanında mersin dalı taşımasının ferahlatıcı etkisi olduğuna inanılmaktadır. Demir değmemiş mersin ağacından yapılan yüzükler, kasıklardaki şişlikler için etkili bir çaredir. Mersin zafer kazanılmasında da rol oynamıştır. Konsüllüğü sırasında Sabinlere karşı zafer elde eden Posthumius Tubertus, zaferin kolayca ve kan dökmeden kazanıldığı için Roma’ya ovation merasimi Venus Victrix mersini tacı ile girmiştir. O tarihten itibaren ovation çelengi mersinden yapılmıştır. Bunun tek istisnası Crassus’tur, o Spartacus’a karşı kazandığı zaferden sonra defne tacı ile onurlandırılmıştır. Massurius’a göre bazı generaller zafer arabalarına da mersin tacı takmıştır. PL 15-35.

Tarihi

Beyaz mersin, siyah olana göre tıbbi amaçlarla daha nadir kullanılmaktadır. Meyve kan tükürmeye iyi gelir ve şarapla alınırsa mantar zehirlenmesinde etkilidir. Bir gün önce yenilirse nefesi hoş kokulu hale getirir. Dizanteri vakalarında şarapla alınır. Polenta ile karıştırılarak oftalmide ve kalp hastalıklarında sol memeye uygulanır. Benzer biçimde akrep sokması, mesane hastalıkları, baş ağrısı ve göz fistüllerinde kullanılmıştır. Meyve suyu bağırsakları sıkılaştırır ve idrar söktürücüdür, ayrıca saça siyah renk verir. Mersin yağı, suyuna göre daha yatıştırıcıdır ve mersinden yapılan şarap sarhoşluğa neden olmaz. Bu şarap eskidiğinde mide ve bağırsaklarda büzücü etkilidir, bu bölgelerdeki sancıları ve mide bulantısını giderir.

Naturalis Historia

Kurutulmuş yaprakları toz haline getirilerek vücuda serpilirse terlemeyi kontrol eder. Sıcak kompres halinde çölyak, rahim sarkması, akan yaralar, yılancık, saç dökülmesi, cilt döküntüleri ve yanıklara uygulanır. Şarapla dövülmüş yapraklar mantarların zararlı etkilerini nötralize eder. Balmumu ile eklem hastalıklarında başvurulmuştur. Şarapla kaynatılarak dizanteri ve ödem vakalarında reçete edilmiştir. Kurutulup toz haline getirilerek yara ve kanamaların üzerine serpilmiştir. Çillerin giderilmesi, sarkık tırnaklar, beyazlıkların ve kötü yaraların iyileştirilmesinde faydalıdır, yanıklara da uygulanır. Yaprak külü yanıklar ve kulak iltihabında kullanılmıştır. Mersin şarabı rahim hastalıklarına iyi gelir. Saçı siyaha boyar, koltukaltı kokusunu yok eder ve çilleri giderir. PL 23-81.

Geniş yapraklı mersinden elde edilen mersin yağının en iyisi olduğu kabul edilmektedir. Önce meyvelere ılık su serpilmekte, dövülmekte ve ardından kaynatılmaktadır. Bazıları ise körpe yaprakları zeytinyağında kaynatarak sıkar. Bazıları ise yaprakları zeytinyağına bastırır ve güneşte olgunlaşmaya bırakır. PL 15-7.

Mersin yağı büzücü ve sertleştiricidir. Bakır cürufu ve balmumu ile karıştırılarak diş eti hastalıkları, diş ağrısı, dizanteri, rahim yaraları, mesane şikâyetleri ve yanık vakalarında reçete edilir. Vücuttaki rahatsız edici kokuları ortadan kaldırır. PL 23-44.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.537-539.