Site icon Kocaeli Bitkileri

Mentha pulegium (Yarpuz)

Mentha pulegium

Mentha pulegium: 15/07/2023; Babalı; 5 m.; deniz kenarı. © Hüseyin Doğan

Tanımı

10 ila 40 cm büyüyebilir. Gövde yatık ya da diktir. Yapraklar  ila 30 mm uzunluğunda ve 4 ila 12 mm genişliğinde, darca eliptik, tabanda daralıcı ila neredeyse dairesel, kısaca saplı ve kenarları belirsiz biçimde dişlidir. Tohumlar eylül ile ekim arası olgunlaşır. Çiçekler leylak renkli ve erseliktir.

Gözlem bilgileri

Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir. [HaritaSinonimlerHerbaryum] Sulak alanların kenarında görülür. İl genelinde yaygın olarak gözlemlenmiştir. Haziran ve eylül ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 1300 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.

Türkçe adları

Dilimizde filiskin ve yarpuz adları ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adını, Hades’in sevgilisi olan ancak kıskançlık nedeniyle Persephone tarafından nane bitkisine dönüştürülen Kokitoslu Mentha (μίνθη) adındaki nimften almıştır. Bitkinin Hades ile olan ilişkisi nedeniyle cenaze törenlerinde ölülerin kokularını gizlemek için kullanılmıştır. Cinsin Türkçe adı nane Süryanice kaynaklıdır. Tür adı Antik Yunanca pire anlamına gelir. Türün geleneksel olarak pire kovucu olarak kullanılmasına işaret eder. İkili adlandırma öncesi adı “Pulegium latifolium”dur.

Türk Uygarlığındaki yeri

Yârpûz (يارپوز), bitkinin Türkçedeki karşılığıdır. Metinlerimizde bitkinin Farsça karşılığı olan fûdenec (فوذنج) ve Arapça karşılığı olan habak (حبق) ile birlikte budine, tağ yârpûzı (طاغ يارپوزى) ve sahrâ yârpûzı (صحرا يارپوزى) isimleri de kullanılmıştır. Halîmî, gelîcen, yarpuz, pûzîne ve fûtencin aynı bitki olduğunu belirtmiştir. Yârpûz, kaynaklarımızda dört farklı bitkinin ortak adı olarak geçmektedir. Arapça metinlerde kullanılan ortak isim fûdenectir. Bitkilerin tamamı aynı aileye bağlıdır. Bitkiler Yunanca metinlerde kendilerine özgü isimlerle geçer ancak hem bu isimlerin yakın olması hem de bitkilerin yüzeysel olarak birbirine benzemeleri nedeniyle bu metinlerden Arapçaya yapılan tercümelerde tamamı tek başlık altında toplanmıştır.

Glechon (γλήχων)’un mide bulantısı, rahim şikâyetleri, gut, yılan ısırması ve spazm vakalarında kullanıldığı, müshil, âdet söktürücü, diş eti güçlendirici, iltihap giderici, düşük yaptırıcı, kaşıntı giderici, gaz giderici ve sindirim kolaylaştırıcı olarak faydalanıldığı, bayılanları ayıltmak için burun deliklerine sirke ile sürüldüğü; pseudodiktamnos (ψευδοδίκταμνον)’un yılan ısırması ve dalak rahatsızlıkları tedavisinde kullanıldığı, düşük sonrası kalıntıların atılması ve doğumu hızlandırmak için yararlanıldığı, bitki ile beslenen keçilere ok işlemediğine inanıldığı, demirden yapılan silahların açtığı yaraları tedavi etmek için uygulandığı, zehirli canlıları uzak tutmak için yere serpildiği; ballote (βαλλωτή)’nin köpek ısırması ve cilt hastalıklarını tedavisinde kullanıldığı; kalaminthe (καλαμίνθη)’nin yılan ısırması, siyatik, mide ağrısı, fıtık, nefes darlığı ve sarılık vakalarında başvurulduğu, panzehir, parazit düşürücü, âdet söktürücü, düşük yaptırıcı ve idrar söktürücü olarak yararlanıldığı, yılanları uzak tutmak için yerlere serpildiği ya da yakıldığı yazılmıştır. İbnü’l-Baytâr, yabanda, dağda ve sulak alanlarda yetişen üç türü olduğunu belirtmiştir.

Bitkiler Anadolu’da, yüz felci, kulak rahatsızlıkları, koku alma duyusunun yitmesi, baş ağrısı, epilepsi, işitme kaybı, mide hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kadın hastalıkları, diş rahatsızlıkları, boğaz rahatsızlıkları, safra ve dalak hastalıkları, siyatik, uyuz, diş eti hastalıkları, ses kısılması, kalp hastalıkları, göz rahatsızlıkları ve ödem tedavisinde kullanılmış, ağız kokusu giderici, parazit düşürücü, panzehir, hıçkırık giderici ve âdet söktürücü olarak faydalanılmıştır. Bitkiler tat vermesi için çorbalara eklenmiş, suyu sirke ile birlikte buruna damlatıldığında akıl kaybına iyi geldiğine inanılmıştır. Yârpûz veterinerlik uygulamalarında da yer bulmuş, atlarda sakağı hastalığının tedavisinde kullanılmış, tüy değiştirme zamanı kuşların yemlerine ve sularına eklenmiştir.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.709-711.

Tarihi

Dioscorides 3-31: Isıtıcı, inceltici ve sindirimi destekleyici meşhur bir bitkidir. İçildiğinde âdet söktürür, fetüsü ve doğum sonrası kalıntıları çeker. Tuz ve balla içildiğinde balgam söktürücüdür. Ekşi şarap ve su ile karıştırıldığında mide bulantısı ve ağrısını giderir. Şarapla alınırsa vahşi hayvan tarafından ısırılanlara fayda sağlar. Sirke ile burun deliğine sürülürse bayılanları ayıltır. Öğütülerek yakılırsa diş etlerini güçlendirir. Polentaile uygulanırsa tüm iltihapları yatıştırır. Gut hastalarına cilt tahriş olana kadar sürülür. Tuzla sarıldığında dalak hastalarına faydalıdır. Kaynatılmış suyu kaşıntı gidericidir. Rahim şişlikleri için oturma banyosuna eklenir. Çiçekli dönemde bitkiyi tüketen koyunların sürekli melediği söylenir.

Plinius 20-54: Yarpuz bayılma nöbetlerinde bilinci geri getirme özelliği ile bilinir. Sirke dolu cam şişelerde saklanır. Bu nedenle Varro, yatak odalarımıza konulmaya, gül çelenginden daha çok yarpuz çelenginin layık olduğunu ilan eder. Yine ona göre başa takıldığında baş ağrısını önemli ölçüde hafifletir. Kokusunun soğuk ya da sıcağın zararlı etkilerinden başı koruduğu ve susuzluk önleyici olduğu kabul edilir. Kulaklarının arkasında bir çift yarpuz taşıyanların sıcaktan asla rahatsız olmayacağı bildirilir. Çeşitli ağrılar için polenta ve sirke ile uygulanır. Dişi mor çiçekli, erkek ise beyaz çiçeklidir ve dişi daha etkilidir.Tuz ve polena ile soğuk suda alınırsa mide bulantısını keser, göğüs ve karın ağrılarını dindirir. Su ile alındığında mideyi kemiren ağrıları geçirir, sirke ve polenta ile kusmayı durdurur. Tuz, sirke ve polenta ile bağırsakları gevşetir. Kaynatılmış bal ve nitre ile alınırsa bağırsak şikâyetlerine şifadır. Şarapla içildiğinde idrar söktürücüdür. Eğer şarap Aminea üzümünden yapılmışsa mesane taşlarını dağıtır ve tüm iç ağrılarını dindirir. Bal ve sirke ile alındığında âdet akışını değiştirir, doğum sonrası kalıntıları çeker, rahmi onarır ve ölü fetüsü atar. Dili tutulanlara tohumu koklatılır ve epilepsi hastalarına sirke ile verilir. Su içilmek için elverişli değilse içine ezilmiş yarpuz yaprakları serpilmelidir. Yılan tarafından ısırılanlara kaynatılarak, akrep sokan kişilere de şarapta dövülerek verilir. Ağız yaraları ve öksürük için de faydalı olduğu düşünülür. Taze toplanmış çiçekleri yakılırsa dumanı pireleri öldürür. Xenocrates, ateşli hastalara yüne sarılmış yarpuz koklatılması ya da çarşafın altına konulmasını tavsiye eder. Üşüme sonucu başlayan öksürükte hastanın vücudu banyodan önce ovulur. Aynı uygulama titreme nöbetleri, mide kasılması ve sancılarında da yapılır. Gut hastalığına da çok iyi gelir. Spazmı olanlara bal ve tuzla içirilir. Akciğer rahatsızlıklarda balgam çıkarmayı kolaylaştırır. Tuzla alındığında dalak ve mesane için faydalıdır, astım ve gaza iyi gelir. İnsan ısırmasına karşı özellikle faydalıdır. Kuru kökü yara izlerini düzeltebilir.

Gıda

Taze ya da kurutulmuş olarak çorbalara, yemeklere ve salatalara eklenir. Taze ya da kurutulmuş yapraklarından çay elde edilir.

Tıp

Bayılma, gaz, safra, gut ve hepatit hastalıkları tedavisi için ve temizleyici ilaç olarak kullanılmıştır. Şişkinlik gidericidir. Soğuk algınlığı, grip, karın krampı tedavisinde kullanılır. Terleticidir. Çiçek ve tüberküloz tedavisinde kullanılır. Antiseptik, spazm çözücü, gaz giderici, terlemeyi arttırıcı, adet kanamasını uyaracı, sakinleştirici, uyarıcı ve toniktir. Sindirim salgılarını harekete geçirerek sancı ve şişkinliği önler. Rahim kaslarını uyararak adeti teşvik eder. Yapraklardan yapılan çay, geleneksel olarak ateş, baş ağrısı, minör solunum yolu enfeksiyonları, sindirim bozuklukları, adet şikayetleri ve çeşitli küçük rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır.

Dikkat

Bilgi

Yaprakları böcek kovucudur. Bitkiden elde edilen yağ sabun yapımında kullanılır. Fare ve sıçanları uzak tutmak için evlerde kullanılır. Vücuttaki açık yerlere sürüldüğünde sivrisinekleri engeller. Ortaçağda yemek artıkları doğrudan sofrada iken köpeklere atılırdı, bu bölgelerde pire olmasını engellemek için de yemek artıkları ile birlikte atılırdı.

Fotoğrafları

Exit mobile version