Site icon Kocaeli Bitkileri

Malus sylvestris (Yabani elma)

Malus sylvestris

Malus sylvestris: 01/05/2023; Zübeyde Hanım Ormanı; 470 m.; ormanlık. © Hüseyin Doğan

Türk Uygarlığındaki yeri

Alma (الم), bitkilerin Türkçe adıdır. Metinlerimizde bitkilerin Arapçadaki karşılığı olan tuffâh (تفاح) kelimesi de kullanılmıştır. Günümüzde de yaygın olarak bilinen, yetiştirilen ve tüketilen bir bitkidir.

Dioscorides, ham meyvesinin büzücü olduğunu kaydetmiştir. Yelü Chucai, Almalık şehrinin adını, şehirde bol miktarda alma bağı bulunmasından kaynaklanığını; İbn Varrâk, büzücü etkisinin bulunduğunu; Îsâ bin Mâsa, susuzluk giderici, kabızlık giderici ve kusma engelleyici olduğunu; Râzî, kalbe faydalı olduğunu ancak unutkanlık yaptığını; Süfyan el-Endülüsî, ekşi elmanın tembelliğe neden olduğunu ancak pişmiş tatlı elmanın ağrı dindirdiğini; Şerîf, zehirli hayvan ısırması vakalarında kullanıldığını; İbn Zühr, kokulu almanın halsizlik ve zihinsel rahatsızlıklar vakalarında kullanıldığını, beyni ve kalbi güçlendirdiğini kaydetmiştir.

Bitki Anadolu’da, bademcik iltihabı, mide hastalıkları, baş ağrısı, kalp hastalıkları, ishal, sıtma, organların yerinden oynaması, veba, melankoli, akrep sokması, yılan sokması, dil rahatsızlıkları, göz ağrısı ve dizanteri vakalarında kullanılmış, bitkiden müshil, ateş düşürücü, panzehir, kusma engelleyici, iltihap giderici, susuzluk giderici, sindirici, kalbi güçlendirici ve iştah açıcı olarak faydalanılmıştır. Ayrıca kuşlarda yara iyileştirici olarak başvurulmuştur. Alma, şerbet yapımında kullanılmış, taze olarak tüketilmiş ve tuffâhiyye adı verilen yemeğin tarifine girmiştir.

Almanın tüketimi ile ilgili verilen tavsiyeler arasında, eylül ayında tüketmenin faydalı olduğu, banyodan önce yenilmesi gerektiği ve öğün kaçıranlarda baş ağrısı olduğunda bir lokma ekmek alma şerbeti ile ıslatılarak alınması yer almaktadır. Genel itibarla Anadolu’da alma tüketmek faydalı olarak görülmüştür. Kazvînî’nin eserinde yer verdiği şu hikâyede de bu durumu açıkça görüyoruz: Ölüm döşeğinde olan Aristo’dan nasihat istemişler, O da “Söyleyecek halim yok, alma getirin ki gücüm yerine gelsin” demiş.

Tâbirnâmelerde meyve görülmesinin yorumlanmasına dair genel ilke, alma için de geçerlidir. Rüyada elma görmenin erkek çocuk sahibi olmak anlamına geldiği, ekşi elma yemenin ise üzüntü, düşmanlık gibi sonuçlar doğuracağı belirtilmiş, ayrıca fal amaçlı kullanılmıştır. Alma, Âdem’in cennetten çıkarken Allah’ın yanına verdiği bitkilerin içinde zikredilmektedir. Züleyhâ’nın yanağı almaya benzetilmiş, ayrıca Yûsuf’u gören Mısır kadınlarının alma yerine ellerini kestikleri aktarılmıştır. Bu hikâye çok sayıda kaynağımızda yer almaktadır ancak bazı metinlerde alma yerine turunc verilmektedir.

Alma ile ilgili verilen pratik bilgiler arasında, fidesine bal sürüldüğünde ağaç zararlılarının gelmeyeceği, fidesine kırmızı gül suyu sürüldüğünde meyvesinin kırmızı olacağı, dövülmüş yaprağından elde edilen suyun yılan ve akrep sokma vakalarında etkili olduğu aktarılmıştır.

Metinlerimizden, mayıs ayında yıldırım olduğunda alma hasadının düşük olacağını, ayrıca Şîraz şehrinde üretilen almaların yarısının tatlı yarısının ekşi olduğunu öğreniyoruz. Alma Türk şiirinde de yaygın olarak kullanılmıştır ve çoğunlukla sevgilinin yanağına benzetilmiştir. Ayrıca bir atasözümüzde de şöyle geçmektedir: “Bir almayı bir akçaya soy bin armıdı bir akçaya soyma”.

Bu maddeye Malus domestica taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.). Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.136-138.

Tanımı

Geniş bir tacı vardır ve bu yüzden ağaç yerine çalı gibi gözükür. 100 yıl yaşayabilir. 8 ila 10 metreye kadar büyüyebilir. Gövde çapı 23 ila 45 cm arasındadır. Rekabet gücünün düşük olması ve ışık ihtiyacı nedeniyle genellikle ormanların nemli kenarlarında görülür. Yapraklar almaşlı dizilişli, yumurtamsı, koyu yeşil renkli ve parlaktır. Yaprak kenarları kavisli ve testere dişlidir. Çiçekler pembe ya da beyaz renkli ve beş taç yapraklıdır. Dallar kırmızımsı kahverengidir. Gövde gri kahverengi ve döküntülüdür. Tohumlar eylül ve ekim aylarında olgunlaşır.

Gözlem bilgileri

Bitki doğal olarak Avrupa’da yayılış gösterir. [HaritaSinonimlerHerbaryum] Ormanlık alanlarda görülür. İl genelinde yaygın olarak gözlemlenmiştir. Nisan ve mayıs ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 1000 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.

Türkçe adları

Dilimizde yabani elma, ekşi elma, taşot, acalma, acamuk, acı elma, acuk, kivil, kratuna ve sengeç adları ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adı Antik Yunanca meyve anlamına gelir. Antikçağda kelime özellikle elma meyvesini tanımlamak için kullanılmıştır. Cinsin Türkçe adı olan elma Türkçe kökenlidir. Tür adı Latince orman anlamına gelir. Türün habitat tercihine işaret eder.

Gıda

Meyvesi taze olarak tüketilebilir. Ayrıca reçel, meyve suyu, marmelat yapımında da kullanılır. Donlara kadar dalda bırakılırsa lezzeti artar.

Tıp

Tohumları, çoğu Rosaceae türünde olduğu gibi hidrojen siyanür barındırır ve aşırı alınması zehirlenmelere ve ölüme neden olabilir. Bununla birlikte düşük dozda hidrojen siyanür solunum ve sindirim sitemi üzerinde faydalıdır. Meyvesi büzücü ve müshildir. Ezilmiş meyve posası yara ve iltihapları iyileştirmek için kullanılır. Meyvesi kabızlık gidericidir. Equisetum telmateia üst bölümleri; Malus sylvestris yaprakları; Plantago major yaprakları; Tilia tomentosa çiçek ve brahteleri demlenerek bal ile birlikte içilerek rahim bozuklukları ve çocukların yatak ıslatmaları vakalarında kullanılır. Plantago major yaprakları; Malus sylvestris meyveleri; Cydonia oblonga meyveleri ve Urtica dioica yaprakları demlendiğinde astım, bronşit ve öksürük tedavisinde etkilidir.

Bilgi

Kabuğundan sarı ve kırmızı boya elde edilir.

Fotoğrafları

Exit mobile version