Özet
Lilium candidum (Akzambak) genelde bahçe ile mezarlıklara dikilen ve kültürel değeri oldukça yüksek olan bir bitkidir.
Hiyerarşi
Tanımı
Lilium candidum (Akzambak) genellikle 50 cm ila 130 cm büyüyebilen bir bitkidir. Gövde morumsu ve 2 ila 12 adet çiçeklidir. Yapraklar sarmal biçimde dizili, parlak ve çıplak; alt yapraklar ters mızraksı, üst yapraklar ise mızraksı ya da yumurtamsıdır. Çiçekler hoş kokulu, hunimsi, geriye kıvrık ve kar beyazı renklidir. Çiçek örtüsü bölümleri şeritsi ters mızraksı ve üst bölümde geriye kıvrıktır. İplikçik 4,5 ila 5 cm uzunluğundadır. Başçık 9 ila 11 mm uzunluğundadır. Polen altın sarısı renklidir. Boyuncuk 35 ila 50 mm uzunluğundadır.
Gözlem bilgileri
Lilium candidum doğal olarak Balkanlar ile Suriye arasındaki bölgede yayılış gösterir ancak günümüzde kuzey yarımkürenin büyük bölümüne yayılmıştır. [Harita, Sinonimler, Herbaryum] Makilik, ormanlık alanlar ve çayırlarda görülen bitki umumiyetle mayıs ve haziran ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi 10 ila 1300 metreye kadar olan rakımlarda İzmit ilçesinde gözlemlemek mümkündür.
Türkçe adları
Lilium candidum dilimizde zambak ve ak zambak adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca çiçek anlamına gelir. Kelime Yunancaya büyük ihtimalle Antik Mısırcadan geçmiştir. Dilimizdeki zambak kelimesi Arapça orijinlidir. Tür adı Latince parlak beyaz anlamına gelir. Türün çiçek rengine işaret eder.
İslâm tıbbı
Zanbak (زنبق) ve sûsen (سوسن) bitkilerin Farsçadaki karşılıklarıdır. Bitkiden elde edilen merhem Antik Yunancada sousinon (σουσίνου) olarak bilinmektedir ve bu kelime sûsen kelimesi ile yazılış bakımından yakındır. Zanbak kavramı metinlerimizde dört farklı bitki için kullanılan genel bir kavramdır. Günümüzde de yerel bazda özellikle Iris ve Lilium cinsleri için süsen ve zambak adları karışık biçimde kullanılmaktadır. Burada sayacağımız dört bitkinin birbirleri ile ilgileri yoktur. Karışıklık Arapça metinlerde başlamış ve dilimize de bu kaynaklardan yerleşmiştir. Arapça metinlerde, madde başında saydığımız taksonlar, Yunanca metinlerde münhasır bir adları olmasına rağmen, yapraklarının benzer olması nedeniyle tamamı zanbak (ya da sûsen) maddesi altında gösterilmiştir.
Bu durum, metinlerimizde geçen sûsen el-ebyâz adından, beyaz çiçekli bir Iris türünün mü (örneğin, Iris albicans) yoksa beyaz çiçekli bir Lilium türünün mü (örneğin Lilium candidum) kastedildiğinin anlaşılması olanaksız hale getirmiştir. Biz bu karışıklığı gidermek için iki farklı yol izledik. İlk yöntemde, Farsça etkisi altındaki disiplinlerde yazılan eserlerdeki (örneğin, şiir) zanbak kullanımını Iris cinsi ile sûsen kullanımını da Lilium cinsi ile karşıladık. Arapça tesiri altındaki disiplinlerde yazılan eserler (örneğin, tıp) için de tersini uyguladık. İkinci yöntemde ise, bitkilerin kullanımlarını kronolojik olarak gösterdik.
Türk Uygarlığındaki yeri
Krinon (κρίνον)’un taç olarak başa takıldığı, yılan ısırması, cilt hastalıkları ve rahim hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı, yara iyileştirici, kepek giderici, yüz temizleyici, iltihap giderici, âdet söktürücü ve yanık giderici olarak faydalanıldığı; merheminin kadınsal şikâyetler için en etkili merhem olduğunu, varis ve cilt döküntüsü vakalarında kullanıldığı; xuris (ξυρίς)’in baş yaraları, spazm, fıtık, siyatik, ağrılı idrar ishal, ödem ve kırık vakalarında başvurulduğu, idrar söktürücü ve iltihap giderici olarak faydalanıldığı, vücuda giren ya da sivri uçlu silahların (ok gibi) acısız çıkarılması için kullanıldığı; ephemeron (ἐφήμερον)’un diş ağrısı ve ödem vakalarında kullanıldığı; spraganion (σπαργάνιον)’un zehirli hayvanlar tarafından ısırılanlara verildiği kaydedilmiştir.
Mâsarcaveyh, yağının soğuk kaynaklı tüm hastalıklara deva olduğunu ve iç organları güçlendirdiğini; Temimî, kulak rahatsızlıklarında faydalı olduğunu belirtmiştir. Gâfikî, soğanının, zehirli bitkilerin panzehiri olarak başvurulduğunu, diş ağrısı ve dalak şikâyetlerinde faydalı olduğunu, müshil ve düşük yaptırıcı olarak faydalanıldığını, çiçeğinin zehirli hayvan ısırması, öksürük, sinir ağrısı, rahim iltihabı ve rahim ağrısı vakalarında kullanılıp âdet söktürücü olarak yararlanıldığını; Huneyn bin İshak, yağının, kulak ağrısını giderdiğini belirtmiştir.
Bitkiler Anadolu’da, işitme sorunları, rahim rahatsızlıkları, cilt sorunları, felç, soğuktan titreme, zehirli hayvan sokması, spazm, diş ağrısı, baş ağrısı, ereksiyon sorunları, göz ağrısı ve kirpik dökülmesi vakalarında kullanılmış, âdet söktürücü, idrar söktürücü, yanık giderici ve iltihap giderici olarak faydalanılmıştır. Bitkiler atlarda görülen kan işeme halinin tedavisinde kullanılmış, inciyi cilalamak için ise bitkilerin yağı kullanılmıştır. Kurt ödü ile zanbak yağı karıştırılıp kulağa damlatıldığında kulak ağrısını ve işitme kaybını giderdiğine inanılmış, anberine adı verilen, hazırlandıktan sonra kolye gibi boyna takılan hoş kokulu karışımın yapımında kullanılmıştır. Bitkiyi rüyada gören kişinin yakın zamanda zarara uğrayacağı belirtilmiş, ayrıca fal amaçlı da kullanılmıştır.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.724-725.
Antik Yunan
Ak zambak merhemi şöyle hazırlanmaktadır: Zeytinyağı, eğirotu ve mür, kokulu şarapla karıştırılarak kaynatılmakta, daha sonra yağ süzülmektedir. Doğranarak yağmur suyunda bekletilen kakulenin üzerine eklenmektedir. Zamanla koyulaşan yağ, yaprakları alınmış ak zambakla birlikte derin olmayan geniş bir leğene alınmakta, ellere bal sürülerek karıştırılmakta, bir gece ve gün demlenmeye bırakılmaktadır. Sabah süzülür ve sıkılır. Yağ ile su dikkatlice ayrılmalıdır, çünkü gül merheminde olduğu gibi su karışırsa merhem bozulur. Önceden balla sıvanmış kaplara boşaltılır, üzerine tuz serpilir ve biriken kir dikkatlice temizlenir. Isıtıcı ve yumuşatıcıdır. Genel olarak kadın hastalıkları için en faydalı ilaçtır. Ayrıca kepek, deri döküntüleri, egzama, morluklar ve çürüklere de iyi gelir. İçildiğinde idrar söktürücüdür ve safrayı aşağıya çeker. Ancak mideye zararlıdır ve mide bulantısına neden olur. DI 1-52.
Çelenk ve merhem yapımında kullanılmaktadır. Tendon ve rahim çevresindeki sertlikleri yumuşatmaktadır. Sürüngen ısırıklarına uygulanır. Kaynatılmışı yanıklara, sirke içinde korunmuşu yaralara iyi gelir. Suyu, sirke ve balla karıştırılarak bakır kazanda kaynatılırsa yaralar için sıvı bir ilaç haline gelir. Öğütülerek gül merhemi ile karıştırılan kökü, yanıkları iyileştirir, rahimi yumuşatır, âdet söktürür ve yaraları kapatır. Bal ile ezilirse tendon yırtılmaları, burkulmalar, cüzzam, kepek ve konağa iyi gelir. Yüzü temizler ve kırışıklıkları giderir. Sirke ile çiğnenir ya da Hyoscyamus yaprakları ve buğday unu ile uygulanırsa testis iltihabına iyi gelir. Tohumu sürüngen ısırıkları için panzehirdir. Tohum ve yaprakları öğütülerek şarapla yılancığa uygulanır. Ayrıca mor çiçekli bir türü daha olduğu söylenir. Kaliteli merhem için uygun olan zambaklar Suriye, Pisidya ve Pamfilya’da yetişir. DI 3-102.
Antik Roma
Zambak gülden sonra en değerli mertebeye sahiptir. Lirinon adı verilen merhem ve yağ elde edilmektedir. Zambak gülle harmanlandığında da güzel bir etkiye sahip olur. Zambaktan daha uzun boya sahip çiçek yoktur. Çiçeğin beyazlığı çok dikkat çekicidir ve taçyaprakların dışı çizgilidir. Çiçek tabanda dardır, kenarları dışa doğru kıvrılarak fincan gibi şekil alır ve kademeli olarak genişler. Zambağın rengi gibi kokusu da iki katlıdır; taçyapraklar ve ercikler. Aralarındaki fark küçüktür ve bu nedenle merhem ve yağ yapılırken taç yapraklar da kullanılır. Hayli üretkendir ve tek kök elli kadar soğan üretir.
Yunanların crinon dediği kırmızı çiçekli bir zambak daha vardır, çiçeğine de özel olarak cynorrodon (köpek gülü) denir. En itibarlıları Suriye’nin Antiochia ve Laodicea bölgelerinde yetişenlerdir, ardından Phaselis ve İtalya gelir. Zambak kökü şarapla alınırsa yılan sokması ve mantar zehirlenmesine iyi gelir. Ayak nasırlarına şarapta kaynatılarak sarılır ve sargı üç gün çıkarılmaz. Zeytinyağı ile kaynatılırsa yanık nedeniyle oluşan tüy kayıplarını geri kazandırır. Ballı şarapla alınırsa bozuk kanı dışkıyla atar. Dalak ve fıtık için iyidir, ayrıca âdet söktürücüdür. Şarapta kaynatılarak balla tatbik edilirse sinir yaralarını iyileştirir. Vücuttaki kırışıkları giderir ve çeşitli cilt sorunlarında etkilidir. Taçyaprakları sirkede kaynatılmakta ve polium ile yaralara uygulanmaktadır. Tohumlarına yılancık vakalarında başvurulmuştur. Çiçeklerinden çıkarılan suya mel (bal) ve syrium denir, rahmi yumuşatır ve terlemeyi teşvik eder. PL 21-11.
Gıda
Lilium candidum soğanı pişirilerek tüketilmektedir. Nişasta bakımından zengindir. Pişmiş soğan yumuşak ve tatlıdır.
Tıp
Soğan ve çiçekler büzücü, sakinleştirici, âdet söktürücü, yumuşatıcı ve balgam söktürücüdür. Tümör, yara ve iltihaplara lapa halinde uygulanır. Polenlerine epilepsi tedavisinde başvurulmuştur.
Dikkat
Yutulması halinde kediler için ölümcüldür.
Dikkat
Çiçeklerinden elde edilen yağ parfümeride kullanılmaktadır.
Bir yanıt yazın