Tanımı
1 metre büyüyebilir. Yapraklar 1 ila 4 cm uzunluğunda, grimsi ve yünlüdür. Üst yapraklar mızraksı, eliptik ila darca eliptik, 1,5 ila 4 cm uzunluğunda ve 1 ila 5 mm genişliğindedir. Çiçekler pembe ya da mor renklidir. Tepede çiçek taşımayan lavanta moru renginde bırahte bulunur. Tohumlar temmuz ve eylül ayları arasında olgunlaşır. Çiçekler erseliktir.
Gözlem bilgileri
Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir. [Harita, Sinonimler, Herbaryum] Yol kenarı, park ve bahçelerde görülür. Gölcük ilçesinde gözlemlenmiştir. Mart ve haziran ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 700 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.
Türkçe adları
Dilimizde karabaş otu, gargan, keşiş otu, yalancı lavanta ve karababa adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Latince yıkama anlamına gelir. Cinsin banyo esanslarında kullanılmasına işaret eder. Tür adı Antik Yunanca Stoechades anlamına gelir. Bölge antikçağda bu bitkileri üretmesi ile meşhurdu. Hem Dioscorides hem de Galen bitkinin genellikle bu bölgede yetiştiğini kaydeder. İkili adlandırma öncesi adı “Stoechas cauliculis non foliatis”tir.
Türk Uygarlığındaki yeri
Ustûhûdûs (اسطوخودوس), bitkinin Antik Yunanca karşılığı olan stoikhas (στοιχάς)’tan alınmıştır. Metinlerimizde bitkiden kara başlı (قره باشلى) ve kara börklü (قره بوركلي) olarak da bahsedilir, günümüzde de bu bitki karabaş olarak bilinir. Bitkinin uzun bir sap üzerinde beliren koyu mor renkli çiçeklerden oluşan çiçek kuruluna işaret edilmektedir.
Galen, iştah açıcı etkisi olduğunu; Dioscorides, göğüs hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını ve panzehir olarak faydalanıldığını aktarmıştır. İbni Sînâ, uzun yapraklı olup çiçeklerinin arpa gibi başak formunda olduğunu (spicatus) belirtmiştir. İbnü’l-Cezzâr, bitkinin adının akıl kavrayan anlamını verdiğini yazmış olsa da bu hatalıdır, yukarıda belirttiğimiz gibi bitkinin adı Antik Yunanca karşılığından alınmıştır ve antikçağda bu bitkiyi üretmesi ile meşhur olan Stoechades adalarına işaret etmektedir. Râzî, epilepsi ve melankoliyi tedavi etmek için başvurulduğunu; İbnü’l-Baytâr, içilme ya da hayvan sokması ile meydana gelen zehirlenmelerin panzehiri olduğunu belirtmiştir.
Bitki Anadolu’da melankoli, epilepsi, baş dönmesi, sıraca, cilt hastalıkları, baş ağrısı, kulak ağrısı, nezle, idrar yolu hastalıkları, uçuk, felç, göz rahatsızlıkları ve göğüs ağrısının tedavisinde kullanılmış, müshil, parazit düşürücü, kalp güçlendirici ve panzehir etkilerinden faydalanılmıştır.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.690-691.
Tarihi
Dioscorides 3-26: Adını, yetiştirildiği Stoichades adalarından alır. Yaprakları kekiğe benzer, ancak daha uzundur, tadı keskin ve acıdır. Göğüs rahatsızlıklarında etkilidir, ayrıca panzehirlere eklenir.
Tıp
Çiçek başakları baş ağrısı, sinirlilik, ateşli soğuk algınlığı, mide bulantısı, yaralar, romatizmal ağrı ve böcek kovucu olarak kullanılmaktadır. Çiçekler ve bunlardan elde edilen yağ, astım tedavisinde kullanılır, antiseptik, spazm çözücü, sindirici ve balgam söktürücüdür. Bulantıyı hafifletmek için dahili olarak kullanılır.
Bilgi
Sabun yapımında ve parfümeride kullanılır. Böcek kovucudur.
Görüşünüzü Yazın