Tanımı
Heliotropium europaeum (Akrep otu) genellikle 40 cm kadar büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir. Tüm bitki yumuşak tüylerle kaplıdır. Gövde çatalsı dallıdır. Yapraklar yumurtamsı, tepede küt ya da neredeyse sivri, 3,5 cm uzunluğunda, yeşil ya da grimsidir ve yaprak sapı yaprak ayasının yarısı uzunluğundadır. Yaprak damarı eliptik ya da eliptik yumurtamsıdır. Çiçek kurulu sıkı ancak meyve zamanı gevşek, beyaz çiçekli ve tüylü çanak yapraklıdır. Çanak neredeyse sapsız ve 2,5 mm uzunluğunda olup lobları mızraksıdır ve meyve zamanı yayılıcı hale gelirler. Taç 3,5 mm uzunluğunda olup tüpü silindiriktir. Çiçekler sapsız ve beyaz renklidir. Sap 1 ila 4 cm uzunluğundadır. Meyve çıplak, parlak biçimde sivilceli ya da nadiren neredeyse pürüzsüzdür.
Bambulotu ile ilgili bilgi → Heliotropium || Hodangiller ile ilgili bilgi → Boraginaceae
Gözlem bilgileri
Heliotropium europaeum doğal olarak Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’da yayılış gösterir ancak günümüzde Afrika, Avustralya ve Amerika kıtalarına da dağılmıştır. Tahrip edilmiş araziler, yamaçlar ve yol kenarında görülen bitki umumiyetle haziran ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1400 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca güneşe dönük anlamına gelir. Bitkilerin çiçeklerini güneşe çevirdiğine dair eski bir inanışa atıftır. Bir su perisi olan Clytie, güneş tanrısı Helios’a aşık olur ancak aşkı karşılıksız kalır. Istırap içindeki peri çiçeğe dönüşür ancak çiçek hali ile bile sürekli güneşe bakar. İbn-i Şerîf’e göre bitkinin adı, İran kaynaklıdır. Bambul denen kişiler İran’da ellerinde ustura ve yalınayak gezer dilenirmiş. Zaman zaman ustura ile kendilerini derince keser, akşam da bu ot ile yaralarını iyileştirirlermiş. Bambul kelimesi dilimizde ayrıca, tarım zararlısı olan Anisoplia austriaca’nın adıdır. Tür adı Latince Avrupa anlamına gelir. Türün yayılış alanına işaret eder ve özgün tanımda bu “Habitat in Europa australi” olarak belirtilmiştir. Dioscorides bitkinin yapraklarının güneşi takip ederek akrebin kuyruğu gibi döndüğünü yazmıştır, muhtemelen adının kaynağı budur. Ayrıca bitki akrep sokması vakalarında (İşaret Doktrini) kullanılmıştır.
Tıp
Heliotropium europaeum böbrek taşı tedavisinde ve solucan düşürmede kullanılmıştır. Ateş düşürücü ve adet akışını teşvik edici olarak kullanılmıştır. Siğillerin tedavisinde lapa halinde uygulanır. Akrep sokmalarında başvurulmuştur.
Pyrrolizidin alkaloid içerir ve zehirlidir. Dahili olarak kullanılması önerilmemiştir.
Akrep otu…
Heliotropium europaeum (Akrep otu) genelde işlenmemiş arazilerde görülen ve yaz başından güz başına kadar çiçek açan bir bitkidir.
Heliotropium europaeum dilimizde akrep otu, beyaz bambul, aygün çiçeği ve bambulotu adları ile bilinmektedir.
Tarihi
Türk Uygarlığındaki yeri
Bambul (بمبل), bitkilerin Farsçadaki karşılığıdır. Abdulvehhâb bin Yusuf, Müntahab-ı Fi’t-Tıbb adlı eserinde, banbul kurdı adında bir canlıdan bahsetmektedir ancak bu bitki ile bir ilgisi olup olmadığını bilmiyoruz. Metinlerimizde bitkiler için kullanılan ‘akreb otı adı, bitkilerin görünümünün akrep kuyruğunu andırması ile ilintilidir. Bitkinin Süryanicedeki karşılığı olan ve gün boyu hareket eden anlamına gelen sâmeryûmâ (صامريوما) da metinlerimizde yer bulmuştur.
İbn-i Şerîf, bitkinin çiçek kurulunun güneşin hareketlerini takip ederek sarmal bir biçim aldığını aktarmıştır (bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan heliotropion (ἡλιοτρόπιον) da güneşe dönük anlamını verir). Bitki kâğıt ve giysilere mavi renk vermek için kullanılmıştır. Ona göre İran’da bambul adı verilen ve yalınayak gezen dilenciler kendilerini acındırmak için vücutlarına ustura ile yaralar açarlarmış, daha sonra da bu bitki ile yaralarını iyileştirirlermiş.
Clematis vitalba ve Ranunculus bulbosus taksonlarının usarelerinin de ciltle temas etmeleri halinde kısa süreli yaralar oluşturduklarını biliyoruz. Mısır’da akrep otu olarak bilindiği, yapraklarının güneşi takip ederken akrep kuyruğuna benzer bir biçim aldığı belirtilen bitki(ler) hemoroit, siğil, gut ve akrep sokması vakalarında kullanılmış, parazit düşürücü olarak faydalanılmıştır. Ayrıca, kadınların hamile kalmasını teşvik edici olarak da başvurulmuştur.
İslâm tıbbı
Türkçe kaynaklarda madde başında verdiğimiz iki bitkinin özellikleri iç içe girmiş durumdadır. Akrep sokması tedavisi ile özdeşleştirilen bitki kesinlikle H. europaeum’dur. Ancak siğil tedavisi ile anılan bitkimiz Chrozophora tinctoria’dır. Bu bitkinin meyvelerinde belirgin biçimde siğil benzeri çıkıntılar görülür. Bu iki bitki -yaprakları hariç- hiçbir yönden benzer değildir. Karışıklığın nedeni Yunanca metinlerden yapılan tercümelerde yatmaktadır. Yunanca metinlerde bu iki bitki için tek ortak özellik belirtilmiştir. Bu da bitkilerin benzer yapraklarının güneşin hareketlerini takip etmeleridir. Bu nedenle ilk sıradaki bitkiye heliotropion mega (ἡλιοτρόπιον μέγα), yani büyük günebakan, ikinci sıradaki bitkiye ise heliotropion mikron (ἡλιοτρόπιον μικρόν), küçük günebakan demişlerdir.
Dioscorides, heliotropion mega maddesinde, yapraklarının güneşi takip ettiğini, çiçek kurulunun akrep kuyruğunu andırdığını, siğil, gut, güneş çarpması ve akrep sokması vakalarında kullanıldığını, âdet söktürücü, parazit düşürücü, düşük yaptırıcı, müshil ve balgam söktürücü olarak yararlanıldığını belirtmiştir. Kişilerin çevresine asıldığında onları kısırlaştırdığına inanılmıştır. Heliotropion mikron maddesinde ise, meyvelerinin siğile benzediğini, siğilleri geçirmek ve parazitleri düşürmek için kullanıldığını yazmıştır. İbnü’l-Baytâr, bitkiden mürekkep elde edildiğini ve turnuşûl (طرنشول) olarak bilindiğini yazmıştır.
Antik Yunan
Çiçek kurulunun yapısı nedeniyle scorpiouron (akrep kuyruğu) ve yapraklarının güneşi takip etmesi nedeniyle heliotropion (günebakan) isimleri ile de bilinir. Daha pürüzlü ve daha koyu renkli olmaları dışında yaprakları fesleğen yapraklarına benzer. Gövdenin ucunda akrep kuyruğu gibi dönmüş beyaz renkli çiçeklerden oluşan çiçek kurulu vardır. Engebeli yerlerde yetişir. Bir avuç miktarı su ile kaynatılıp içilirse balgam ve safrayı bağırsaklardan atar. Şarapla içilirse ya da sıvanırsa akrep ısırıklarına iyi gelir. Bazıları akrep tarafından ısırılan insanların acılarını azaltmak için kökünü muska olarak takar. Yakı olarak uygulanırsa siğillere ve püstüllere iyi gelir. Yaprakları uygulanırsa gut, burkulma ve çocuklarda sıcak çarpması vakalarında faydalıdır. Öğütülerek rahim ağzına yerleştirilirse âdet söktürücüdür ve fetüsü çeker. DI 4-190.
Antik Roma
Heliotropium’un ışığa sempatisi o kadar çoktur ki bulutlu havalarda bile güneşi takip eder ve hava kararınca üzüntüden mavi çiçeğini kapatır. İki türü vardır; tricoccum ve ondan biraz daha uzun olan helioscopium. Helioscopium’un dalları kökten çıkar, tohumu folikül içindedir ve hasat zamanı toplanır. Özellikle ekili arazilerde yetişir, tricoccum ise her yerde yetişir. Helioscopium haşlandığında hoş bir yemek olarak kabul edilir ve sütle alınırsa bağırsaklar için hafif bir müshildir. Suyu yaz mevsiminde öğle vakti toplanır, şarapla karıştırılırsa daha iyi saklanır. Gülyağı ile baş ağrısını hafifletir. Yapraklarının suyu tuzla siğilleri giderir, bu nedenle verrucaria (sğil otu) da denir. Apollophanes ve Apollodorus’a göre hidromel ya da şarapla alındığında yılan ve akrep zehrine panzehirdir. Yapraklarının uygulanması bebeklerde siriasis adıyla bilinen beyin hastalığı, kasılma ve epilepsiye şifadır. İçildiğinde tenyayı kovar, kimyon eklenirse taşları dağıtır. Kökü kaynatılarak yapraklar ve erkek keçi yağı ile karıştırılır ve gut tedavisinde kullanılır.
Tricoccum ise scorpiuron adıyla da bilinir, yaprakları diğer türden daha küçüktür ve aşağı sarkıktır, tohumu de akrep kuyruğuna benzer ve adını da buna borçludur. Her türlü zehirli böcek, phalangium adıyla bilinen örümcek ve akrep sokmalarına uygulanır. Yanında taşıyanı akrep asla sokmaz, bitkinin dalı ile akrebin etrafına halka çizilirse dışarı çıkamaz, üzerine atılırsa hatta kiremit suyuyla ıslatılırsa ölür. Dört adet tohumu içilirse hummaya iyi gelir, eğer bitkiyle hastanın etrafında üç tur atılır ve başının altına konursa da bu etkiyi gösterir. Tohumlar afrodizyaktır. Balla tatbik edildiğinde iltihaplı tümörleri dağıtır. Siğilleri kökten çıkarır. Tohum uygulanırsa omur ve beldeki bozuk kanı çeker, tavuk suyu ya da pancar ve mercimekle de kaynatılırsa aynı sonuç elde edilir. Tohumun kabukları moraran cilde doğal rengini geri kazandırır. Magi’ye göre humma hastası heliotropium’a dört düğüm atmalı, aynı zamanda dua etmeli ve bitkiyi toprağa bırakmalıdır. PL 22-29.
Kaynak
Bu maddeye Chrozophora tinctoria taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.195-196.
Bir yanıt yazın