Tanımı
Hedera helix (Kara yaprak) 30 metre kadar uzayabilen, odunsu ve tırmanıcı bir bitkidir. Gövdeler mor-yeşil renklidir. Genç gövdeler köklü, kısır ve loblu yapraklı, olgun yapraklar köksüz, lobsuz yapraklı ve çiçek taşır. Yapraklar almaşlı dizilişlidir ve uzunluğu 4 ila 8 cm, genişliği ise 3 ila 10 cm arasında değişir. Genç yapraklar koyu yeşil, derimsi, elsi ve üç ila beş loblu, yaşlı yapraklar lobsuz ve yüreksidir. Yeşilimsi sarı çiçekler nektar bakımından zengindir. Meyveler mor siyah ve turuncu sarı renklidir. Meyveler 1 ila 5 arası tohum taşır. Tohumlar mayıs ile haziran aylarında olgunlaşır. Bitki özellikle kış mevsiminde fauna için hayli değerli bir kaynak ve barınma alanıdır.
Sarmaşık ile ilgili bilgi → Hedera || Sarmaşıkgiller ile ilgili bilgi → Araliaceae
Gözlem bilgileri
Bitki doğal olarak Avrupa ile İran arasında kalan bölgede yayılış gösterir ancak süs bitkisi olarak dünyanın büyük bölümüne yayılmıştır. Genellikle ağaçlara ya da duvarlara tırmanmış olarak görülen bitki umumiyetle ağustos ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1400 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Harita → Alt türler → Sinonimler → Herbaryum
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca sarmaşık anlamına gelir ve bu bağlamda cinsin tırmanıcı özelliğine işaret eder. Epitet Antik Yunanca kıvrılma anlamına gelir ve açık bir şekilde türün sarılıcı özelliğine işaret eder.
Gıda
Tohumları protein ve yağ bakımından zengindir.
Havayı temizleyici özelliği vardır. Erozyon kontrolünde kullanılmıştır. Dallarından sarı ve kahverengi boya elde edilmiştir. Saçları koyulaştırmak ve siyah renkli elbiselerin yeniden renklerini kazanmaları için uygulanmıştır. Yapraklarına soda ile birlikte sabun ikamesi olarak başvurulmuştur. Yabani otları engellemek için yer örtücü olarak dikilmiştir. Hava kirliliğini temizleyicidir.
Tıp
Sakinleştirici, spazm çözücü, uyuşturucu, idrar ve balgam söktürücü etkileri vardır. Öksürük ve soğuk algınlığında kullanılmıştır. Antibakteriyel, romatizma geçirici, antiseptik, spazm çözücü, büzücü, terlemeyi arttırıcı, kusturucu, adet akışı teşvik edici, parazit düşürücü, uyarıcı, kan damarlarını daraltıcı ve genişleticidir. Geleneksel olarak romatizma tedavisinde ve deri döküntülerine, şişmiş dokuya, ağrılı eklemlere, yanıklara ve kesintileri azaltmaya yönelik haricen kullanılmıştır. Ayrıca gut, romatizmal ağrı, boğmaca, bronşit ve parazit öldürücü tedavisinde dahili olarak başvurulmuştur. Bunun yanında güneş yanığının tedavisinde, dallardan elde edilen yağ demlenerek kullanılmıştır. Hedera helix yaprakları; Allium cepa kurutulmuş yaprakları ve Malva sylvestris yaprakları kaynatılarak buhar banyosu yapıldığında kadınlardaki kısırlık vakalarında etkili olduğu bildirilmiştir.
Meyveleri orta derecede zehirlidir. Yapraklar ve meyvelerin aşırı alınması halinde solunum zorluklarına ve komaya neden olabileceği rapor edilmiştir. Özsuyunun, kabarcıklanma ve iltihaplanma ile dermatite neden olabileceğine dikkat çekilmiştir. Aşırı tüketimi kırmızı kan hücrelerini yok eder, sinirlilik, ishal ve kusmaya neden olur.
Kara yaprak…
Hedera helix, tıbbi özellikleri nedeniyle yaygın olarak kullanılan, ayrıca süs bitkisi değeri de bulunan bir bitkidir.
Hedera helix dilimizde duvar sarmaşığı, kara yaprak ve orman sarmaşığı adları ile bilinmektedir.
Tarihi
Türk Uygarlığındaki yeri
Sarmaşık, bitkinin Türkçedeki karşılığıdır. Zaman zaman Antik Yunancadaki karşılığı olan kissos (κισσός)’tan muharref kissûs (قسوس) kelimesi de kullanılmıştır. Halîmî, bitkinin sarmaşık, berşen, kissûs ve yohsul urganı adları ile bilindiğini ifade etmiştir.
Dioscorides, dizanteri, dalak hastalıkları, örümcek ısırması, diş ağrısı, güneş yanığı, kulak rahatsızlıkları ve yanık vakalarında kullanıldığını, âdet söktürücü, bit öldürücü, düşük yaptırıcı ve yara iyileştirici olarak yararlanıldığını aktarmıştır. Ona göre bitkinin suyu kısırlığa neden olmakta ve zihni bulandırmaktadır.
Ağaç ve duvarlara sarıldığı belirtilen bitki Anadolu’da, sarılık, ödem, mide hastalıkları, dizanteri, bağırsak yarası ve yılancık vakalarında kullanılmış, ayrıca tüy çıkartıcı (saç-sakal), hıçkırık giderici, idrar söktürücü, âdet söktürücü ve yanık giderici olarak faydalanılmıştır.
Antik Yunan
Sarmaşık türleri birbirinden belirgin farklarla ayrılmaktadır ancak başlıca farkları üçtür: Beyaz, siyah ve sarmal olan. Beyazın meyvesi beyaz, siyahın meyvesi safran renklidir. Sarmal olanın meyvesi yoktur, dalları narindir ve yaprakları köşelidir. Tamamı keskin ve büzücü olup sinir sistemi üzerinde etkilidir. Bir tutam çiçeği şarapla içilirse dizanteriye iyi gelir ancak günde iki kere içilmelidir. Körpe yaprakları sirke ile haşlanarak ya da çiğ halde öğütülerek dalağın tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca yaprak ya da meyve kurulunun suyunun, süsen merhemi ya da bal ya da soda ile buruna damlatılırsa kronik baş ağrısını geçirdiği ifade edilmiştir. Başa, sirke, gül merhemi ve zeytinyağı ile serpilirse kulak iltihabını geçirir. Siyah sarmaşığın yapraklarının ve meyve kurulunu suyu içilirse kısırlığa neden olur ve aşırı tüketilirse akla zarar verir.
Beş adet meyvesi toz haline getirilerek gül merhemi ile nar kabuğu içinde ısıtılıp ağrıyan dişin karşı tarafındaki kulağa damlatılırsa ağrısını hafifletir. Meyveler saçı siyaha boyamak için uygulanmıştır. Yaprakları şarapta kaynatılarak yaralara sürülmüş, yanık, çil ve tümörlere iyi geldiği belirtilmiştir. Meyveler öğütülerek içilirse ya da yakılarak dumanı tutulursa âdet görülmesini sağlar. Âdet dönemi sonunda içilirse hamile kalınmasını engeller. Yaprak sapı balla rahme yerleştirilirse âdet söktürücüdür ve fetüsü dışarı çeker. Suyu damlatılırsa burundaki kötü kokuları giderir. Usaresi sürüldüğünde saçı inceltir ve bitleri kırar. Ayrıca kökünün suyu sirke ile içilirse zehirli örümcek ısırıklarına fayda sağlar. DI 2-179.
Antik Roma
Sarmaşığın artık Anadolu’da yetiştiği söylense de Theophrastus Meros dağı hariç Hindistan’da yetişmediğini yazmıştır. Yine o, Harpalus’un Medya’da yetiştirmek için her türlü çabayı gösterdiğini, İskender’in bitkinin nadir olması nedeniyle Hindistan’dan zaferle dönerken sarmaşık tacı taktığını yazar (Bacchus’un Hindistan’ı fethettikten sonra sarmaşıkla kaplı ve kaplanların çektiği bir arabayı kullandığı söylenir). Günümüzde de tanrıları süslemenin yanı sıra Trakya’da kutsal törenlerde kullanılan miğfer ve kalkanlara iliştirilmektedir. Sarmaşık tüm ağaçlara zarar verir, duvar ve mezarları deler, ayrıca serin olması nedeniyle de yılanların dinlenme yeridir. Bu yüzden bu bitkiye bu kadar saygı duyulması tuhaftır (Bu bilgiler doğru değildir, sarmaşık ağaçlara zarar vermez, duvarların da yıkılmasını engeller).
Dişi ve erkek olmak üzere iki türü vardır. Erkeğin gövdesi dişiden daha büyüktür, yaprağı daha sert ve parlak, çiçekleri morumsudur. Bu iki tür de üçer çeşide ayrılır; beyaz, siyah ve helix. Şiir yarışmalarında şairlere sarmaşık tacı verilmiştir. Helix, yapraklarının küçük, köşeli ve zarif olmasıyla diğerlerinden ayrılır. Beyaz helix, ağaçların sularını çekerek ölümlerine neden olur. Bazı sarmaşıkların meyvesi o kadar acıdır ki, kuşlar bu meyvelere dokunmaz. PL 16-62.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.600.
Bir yanıt yazın