Özet
Galium verum (Yoğurt otu) genelde çayırlarda görülen, yaz aylarında çiçek açan ve istilacı potansiyeli yüksek olan bir bitkidir.
Hiyerarşi
Tanımı
Galium verum (Yoğurt otu) genellikle 50 ila 120 cm büyüyebilen yığınsı ve çok yılık bir bitkidir. Gövdeler çoğunlukla çok sayıda, dik ila yükselici, basit ya da seyrek biçimde dallı, silindirik ve kısa havlıdır. Yapraklar 8 ila 12 adet halka halinde, 1,5 ila 3 cm uzunluğunda, 0,5 ila 1 mm genişliğinde, ters mızraksı şeritsi ila ipliksi, kısa sipsivri uçlu, kenarları güçlü biçimde katlı, pürüzlü, üst bölümde seyrek biçimde pürüzsüz ila tüylü, alt bölümde tüysüzce ila kısa havlı ve sıklıkla kuruduğunda siyah renklidir. Çiçek durumu dikdörtgensi ila yumurtamsı, yoğun biçimde yapraksı, kısa ve hafifçe yayılıcı dallı, yoğun biçimde kısa havlı ila çıplaktır. Çiçek sapı 1 ila 2 mm uzunluğunda ve incedir. Taç altın sarısı renkli, tabaksı, 2 ila 3,5 mm uzunluğunda, lobları yumurtamsı mızraksı ve sivri uçludur. Merikarp 1 ila 1,5 m uzunluğunda, tanecikli ve çıplak ya da zaman zaman tüylüdür.
Anahtar
Aç
1. Gövde, çiçek durumu ve yaprakların alt yüzeyi yoğun biçimde kısa havlı subsp. verum
1. Gövde, çiçek durumu ve yaprakların alt yüzeyi yoğun biçimde tüysüzce ila çıplak subsp. glabrescens
Gözlem bilgileri
Doğal olarak Kuzey Afrika ve Avrasya’da yayılış gösterir ancak günümüzde Amerika’ya da dağılmıştır. [Harita, Alt türler, Sinonimler, Herbaryum] Kayalık bölgeler, yamaçlar, dere kenarı, tarlalar ve çayırlarda görülen bitki umumiyetle mayıs ve ağustos ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Türkçe adları
Galium verum dilimizde yoğurt otu ve boyalık adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca süt anlamına gelir. Galium verum‘un çiçekleri peynir yapımında kullanılmıştır ve muhtemelen atıf bunadır. Tür adı Latince bahar anlamına gelmekle birlikte Latincede çok sayıda anlamı da vardır. Bitki daha çok yaz aylarında yaygındır, bu durumda atıf için net bir şey demek mümkün gözükmüyor.
Türk Uygarlığındaki yeri
Gâliyûn (غاليون), bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan galion (γάλιον)’dan muharreftir. Metinlerimizde bu kelimenin tercüme edilmesi ile elde edilmiş süd otı (سود اوتى) adı da kullanılmıştır.
Dioscorides, peynir mayası olarak kullanıldığını, cinsel istek arttırıcı, yanık giderici ve kanama durdurucu olarak faydalanıldığını aktarmıştır. Sarı çiçekli olduğu belirtilen bitki Anadolu’da yanık giderici, kanama durdurucu ve cinsel haz arttırıcı olarak kullanılmış, ayrıca sütü mayalaması için süte konulmuştur.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.342.
Tarihi
İskandinav mitolojisinde annelerin koruyucu tanrıçası Frigg’in adını taşır. Bitki hamile kadınlar tarafından yatıştırıcı olarak kullanılır. Meryem’in İsa’yı doğurduktan sonra beşiğini bu bitki ile doldurduğu rivayet edilir. Bu nedenle bitki İngilizce’de “Our Lady’s bedstraw” olarak anılır.
Adını, sütü peynir mayası gibi pıhtılaştırabilmesinden almıştır. Yaprakları Galium aparine’ye benzer ancak çiçekleri sarı renkli ve aromatiktir. Çiçeği yanık ve kanamalı yaralara uygulanır. Ağrı kesici ilaçlara eklenir. Kökü afrodizyaktır. Bataklık alanlarda yetişir. DI 4-95.
Gıda
Çiçekleri peynir üretiminde kullanılmıştır. Yaprakları çiğ ya da pişirilerek tüketilmiştir. Tohumları kavrularak kahve yapılmıştır. Çiçek açan gövdelerden elde edilen sarı boya gıda boyası olarak kullanılmıştır.
Tıp
İdrar söktürücü olup ayrıca deri rahatsızlıklarında kullanılmıştır. Yaprak, gövde ve çiçek sürgünlerine büzücü, idrar söktürücü, spazm çözücü, ayak bakımı ve yaralanmalarda başvurulmuştur. Ayrıca böbrek taşı, idrar bozuklukları ve epilepsi için önerilmiştir. Bunun yanında spazm çözücü ve taş düşürücüdür.
Bilgi
Minder içi ve pire kovucu olarak kullanılmıştır. Kökünden kırmızı boya elde edilmiştir. Kuruyan bitki saman kokuludur ve bunlar yastıkların içine konulur, bu ayrıca pire kovucu olarak da işe yarar. Ayakkabının içine konulduğunda ayakların su toplamasını engellediğine inanılmıştır. Kokusu nedeniyle ölülerin altına serilmiştir.
Bir yanıt yazın