Ficus carica (İncir)

derleyen:

Uyarı: Site sahibi, sitede yer verilen her türden bilginin uzman görüşüne dayandırılmaksızın kullanılmamasını şiddetle tavsiye eder.

Özet

Ficus carica (İncir) özellikle Doğu Akdeniz havzasında binlerce yıldır tüketilen ve kültürel önemi yüksek olan değerli bir bitkidir.

Hiyerarşi

Plantae

Bitkiler

Rosales

Gül takımı

Moraceae

Dutgiller

Ficus

İncir

İslâm tıbbı

Encîr (انجير), bitkinin Farsçadaki karşılığıdır. Metinlerimizde bitkinin Arapçadaki karşılığı olan tîn (تين) de kullanılmıştır. Dioscorides, bağırsaklara faydalı, mideye zararlı olduğunu, tazesinin susuzluk giderici iken kurusunun susattığını, astım, bademcik iltihabı, kulak rahatsızlıkları, rahim rahatsızlıkları, epilepsi, mesane, akciğer, göğüs ve böbrek şikâyetlerinde kullanıldığını, öksürük giderici olarak faydalanıldığını yazmıştır.

İbn Varrâk, taze meyvesinin şişkinliğe neden olmakla birlikte müshil etkisinin bulunduğunu, aşırı tüketiminin zararlı olduğunu; İbnü’l-Cezzâr, cevizle birlikte kuru encîr tüketiminin ölümcül zehirlere karşı koruma sağladığını; İbn Mâseveyh, en iyi meyve olduğunu, besleyici olmasının yanı sıra iç organlar üzerinde faydalı etkiler gösterdiğini; Râzî, kuru encîrin sırt ağrısı, idrar kaçırma ve iktidarsızlık vakalarında faydalı olduğunu; Şerîf, astım ve öksürük vakalarında başvurulduğunu yazmıştır.

Evin etrafına dikilmemesi ve ağacın bulunduğu yerde uzun süre kalınmaması önerilen bitkinin meyveleri şerbet yapımında kullanılmış, meyvesinin olgunlaştıktan sonra tüketilmesinin faydalı olduğu belirtilmiş, yaşlıların tüketmesi tavsiye edilmiştir. Sekbâc adlı yemeğin tarifine giren bitkinin odunu, çok duman çıkardığı için yemek pişirmek için tavsiye edilmemiştir.

Encîr Anadolu’da, kulak ağrısı, bademcik iltihabı, nezle, hemoroit, böbrek hastalıkları, çıban, cüzzam, zatülcenp, dalak hastalıkları, kulunç, idrar yolu hastalıkları, diş rahatsızlıkları, boğaz rahatsızlıkları, göğüs hastalıkları, bağırsak hastalıkları, işitme sorunları, cilt sorunları, nefes darlığı, kulak rahatsızlıkları, sarılık, gut, epilepsi, ereksiyon sorunları ve dolama vakalarında kullanılmış, öksürük giderici, susuzluk giderici, panzehir, boğaz, rahim, akciğer ve böbrekleri güçlendirici, âdet söktürücü, mesane temizleyici, cinsel istek arttırıcı, taş düşürücü, ses açıcı, cilt güzelleştirici ve kilo aldırıcı olarak faydalanılmış, atın ayağının yarılması halinde başvurulmuş, delirmiş ineğin encîr ağacına bağlanması halinde deliliğinin geçeceği kaydedilmiştir

Türk Uygarlığındaki yeri

Fal bakmak ve tılsım yapımında kullanılan bitki, vücuda giren sivri aletlerin çıkarılmasında kullanılmış, delilik tedavisinde başvurulmuş, kadınlar tarafından yüz güzelleştirici ve saç çıkarıcı olarak uygulanmıştır. Kur’an’da insanlığa çok faydalı olması nedeniyle yemin edilen bitkilerden olan encîrin Âdem’in cennetten çıkarken Allah’ın yanına verdiği bitkilerden biri olduğuna inanılmış, Âdem’in yaklaşması yasaklanan ağaç olduğu da ifade edilmekle birlikte, tüm canlıların yüz çevirmesine karşın encîrin Âdem’e avret yerlerini örtmesi için üç yaprak verdiği aktarılmıştır. Mübarek ağaçlardan biri olduğu belirtilmiş, Nûh tufanında bütün ağaçların yok olmasına rağmen encîrin ayakta kaldığı aktarılmış ve yaprağından çıkan sütün arı sokmasına faydalı olduğu yazılmıştır.

Encîrin Akdeniz havzası uygarlıkları üzerindeki önemi rüya tâbirlerine de yansımış ve rüyada encîr görmek ticari fayda olarak yorumlanmıştır. Mayıs ayında ay halelenirse bol olacağına inanılan encîrin zeytûn suyu ile ağacı yıkanırsa meyvesinin dökülmeyeceği ve tatlı olacağı, kabuğunun külünün yara iyileştirici olduğu, suyunun diş çürümesine karşı faydalı olduğu, külü bahçeye serpilmesi halinde zararlıları uzaklaştırdığı, köpek ısırmalarında yaprağının dövülerek uygulandığı ve sütünün incideki sarılığı gidermek için kullanıldığı belirtilmiştir. Bitkinin şiirde kullanımı daha çok cennet meyveleri arasında sayılması ile ilintilidir. Buna uygun olarak Kadı Burhâneddin, sevgilinin yüzünü görmenin cenneti görmek olduğunu ve bu nedenle encîr ve nâra gerek olmadığını belirtmiş, Ahmed-i Dâî ise encîri sevgilinin dudaklarını benzetmiştir.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.313-317.

Antik Roma

Yumuşak olan olgun incir mideye zararlıdır, bağırsakları gevşetir ancak neden olduğu akış kolayca kontrol altına alınabilir. Ayrıca püstüllere ve terlemeye neden olur. Susuzluğu gidermek ve serinlemek için tüketilmektedir. Kuru incir besleyici ve ısıtıcıdır ancak susuzluğa neden olur. Bağırsakları rahatlatır ancak ishal için uygun değildir. Boğaz, nefes borusu, mesane, böbrekler, uzun süreli hastalık nedeniyle rengi kaçanlar, astım, epilepsi ve ödemliler için uygundur. Çördük otu ile kaynatılıp içilirse göğüs rahatsızlıklarını giderir, kronik öksürük ve akciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Kaynatılırsa nefes borusu ve bademcik iltihabı için faydalı bir gargaradır. Kadınların buhar banyolarına hem çiğ tahıl küspesi hem de çemenotu ya da arpa lapası ile karıştırılarak eklenir, sedefotu ile birlikte kolik için lavman olarak kullanılır. Şarapta kaynatılıp, Artemisia absinthium ve arpa unuyla karıştırılıp uygulanırsa ödeme iyi gelir.

Plinius

İncir sütü, sütte peynir mayası işlevi görür. Sirke gibi pıhtılaşmış maddeleri çözer. Ancak vücutta yaralara neden olur. Yemeklerle içildiğinde bağırsakları gevşetir ve rahmi rahatlatır. Yumurta sarısı ile sürüldüğünde âdeti kısaltır. Çemenotu ve sirke ile gut hastalarına lapa yapılmaktadır. Akrep ya da diğer zehirli yaratıklar ile köpek ısırıklarına iyi gelir. Yüne alınıp çürümüş dişe damlatıldığında diş ağrısını geçirir. Cilt altına yayılan siğilleri yok eder. Yabani incir ağacının körpe filizlerinin suyu da bu işe yarar. Yumuşak dallar sığır eti ile kaynatıldığında eti yumuşatır. Yabani incir mısır haşhaşı yaprakları ile birlikte kemikleri onarır. Balmumu ile apseleri çözer. Acı burçak ve şarapla uygulandığında tarla faresi ve kırkayak ısırıklarına iyi gelir. Yanmış dallarının külünden sabun tozu elde edilmektedir. Kanın pıhtılaşması ve düşmeye bağlı yaralanmalarda içilmiştir. Yırtık ve spazm için tatlı su ve zeytinyağı ile karıştırılmıştır. PL 1-128.

Bazı incir meyveleri armut meyvesi büyüklüğüne erişir. İda dağında yetişen incir, İskender inciri adı ile bilinir, kırmızı renkli, zeytin büyüklüğünde ve muşmula benzeri bir tada sahiptir. Gövde bir arşın kalınlığında, dallı, sert ve esnek ahşaplıdır. Bu incirde sütlü sıvı bulunmamaktadır. (Bahsedilen olasılıkla Diospyros lotus türüdür). Kabuğu yeşil ve yaprakları ıhlamur yaprağı gibidir. Lidya’da mor renkli ve mamillana (memeli) adı ile bilinen bir incir vardır. Satürn tapınağı önündeki incir ağacı köklerinin zamanla Silvanus’un heykeline zarar verdiği anlaşılmıştır. İncir, doğanın dikkate değer bir hükmü ile olgunlaşması bakımından benzersizdir.

Naturalis Historia

Yabani incir asla kendi kendine olgunlaşmaz. Bu ağaç olgunlaşmak için bir tür böcek üretir. Böcek incirden beslenmek için meyveyi birçok yerden delmektedir. Bundan sonra güneş ışınları meyvenin içine nüfuz eder ve dölleme gerçekleşir. Bu nedenle incir bahçelerinde yabani bir incir dikilmektedir. Bu incir de diğer incirlerin rüzgâr yönüne yerleştirilmektedir. Tüm incirler yumuşaktır ve olgunlaştıklarında içlerinde taneler bulunmaktadır. Meyve olgunlaştığında suyu süt, bozuk olgunlaştığında ise bal tadındadır. Ağaçta bırakılan meyveler gözyaşı benzeri bir sakız sızdırır. Onlar değerli kabul edilmekte ve kurutulmak üzere bekletilmektedir. PL 15-19.

İncir ağacının sütlü usaresi sirke ile benzer özelliklere sahiptir ve bu nedenle peynir mayası gibi sütü keser. Usare meyve olgunlaşmadan önce toplanarak gölgede kurutulmaktadır. Yumurta sarısı ile merhem yapılırsa âdet söktürücüdür. Çemenotu unu ve sirke ile gut vakalarında uygulanır, bu ayrıca tüy dökücüdür, göz kapaklarındaki kaşıntı ve döküntülere iyi gelir ve bağırsakları rahatlatır. İncir sütü eşekarısı, yabanarısı ve benzeri böcekler ile akrep yaralarına son derece faydalıdır. Gres yağı eklenirse siğilleri yok eder. Yaprak ve meyveler henüz yeşilken yumuşatıcı ve çözücü gerektiren yaralara uygulanır. Dalların genç sürgünleri köpek ısırıklarına sürülmüştür. Yabani haşhaş yaprakları ile karıştırılırsa kemiklerdeki kıymıkları çıkartır. Sirkede dövülen yaprakları köpek ısırmalarına şifadır. Olgun meyve idrar söktürücü ve müshildir, terlemeyi teşvik eder ve sivilceleri çıkartır. Ancak terletirken titremeye neden olduğu için güz aylarında kullanmak sağlıklı değildir.

Naturalis Historia II

Kısa süreliğine de olsa mideye zararlıdır. Sesi bozduğuna dair genel bir kabul vardır. En geç olgunlaşan incir, ilk olgunlaşandan daha sağlıklıdır ancak ilaçla olgunlaştırılanlar hiçbir zaman sağlıklı değildir. Meyve gençleri canlandırır, yaşlıların sağlığını korur ve kırışıklık oluşumunu geciktirir. Serinleticidir ve susuzluğu giderir. Kuru incir mideye zararlıdır ancak boğaza son derece faydalıdır. Bağırsakları rahatlatmakla birlikte susuzluğa neden olur ve mide ile bağırsak şikâyetlerinde sağlıksızdır. Her durumda mesane, nefes darlığı, astım, karaciğer, böbrek ve dalak hastalıklarında faydalıdır. Besleyici ve canlandırıcı olması nedeniyle sporcular tarafından tüketilmiştir. İncir uzun süreli bir hastalıktan iyileşenler ile epilepsi ile ödemden mustarip olanlar için son derece yararlıdır. Hyssopus ile kaynatıldığında göğüs organlarını temizler, balgam söktürür ve inatçı öksürüğü iyileştirir. Şarapla kaynatılırsa çene tümörlerine iyi gelir. Çemenotu ile haşlanan incir zatülcenbe faydalıdır. Yanık ve çıbanlara balmumu, sarkan tırnaklara nar ile uygulanır. Pelin ve arpa unu ile birlikte şarapta kaynatılırsa ödeme iyi gelir.

Naturalis Historia III

Akrep sokmalarında tuzla dövülerek uygulanır. İncir külü temizleyici ve büzücüdür ve yaraların iyileşmesini hızlandırır. Spazm, tetanos, çölyak, dizanteri, morluklar, yüksekten düşmeler ve yırtılmalar için başvurulmuştur. Balmumu ile gülyağı ile yoğrularak yanıklar için merhem yapılmıştır. Diş hastalıklarında macun olarak kullanılmıştır. Yabani incir özellikleri bakımından ekilmiş olandan daha etkilidir ancak sütlü usaresi daha azdır. Toplanıp baskılanarak sertleştirilen bu usare sirkeye batırılıp sürülürse ete güzel bir tat verir. Dâhilen alınırsa bağırsakları rahatlatır. Yünle birlikte ya da tek başına boşluğuna konulursa diş ağrısına iyi gelmektedir. Genç sürgün ve yapraklar fiğ unu ile karıştırılır ve şarap eklenirse deniz hayvanlarının zehirleri için panzehirdir. Tencereye sürgünleri konulursa yakacak tasarrufu sağlayabilmektedir. Dalı ne kadar öfkeli olursa olsun, boğanın boynuna takılırsa onu sakinleştirir. Denilir ki, buluğ çağına gelmemiş bir genç dalı kırar ve özsuyu ile şişen dalı dişleri ile koparıp güneş doğmadan önce kişiye muska olarak takılırsa sıraca yaralarının oluşmasını engelleyecektir. PL 23-63.

Tanımı

Ficus carica (İncir) genellikle 3 ila 10 metre büyüyebilen çok dallı bir çalıdır. Gövde grimsi kahverengi ve belirgin biçimde kovucukludur. Dalcıklar düz ve sağlam yapılıdır. Sitipüller kırmızı renkli, yumurtamsı mızraksı ve 1 cm uzunluğundadır. Yapraklar almaşlı dizilişli, yaprak sapı kalın, 2 ila 5 cm uzunluğunda, yaprak ayası genişçe yumurtamsı, genellikle 3 ila 5 adet yumurtamsı loblu, 10 ila 20 cm uzunluğunda, 10 ila 20 cm genişliğinde, kağıtsı, tabanı yüreksi ve kenarı düzensiz biçimde dişlidir. İncirler yapraksı sürgünlerden çıkar, tek, olgunlaştıklarında morumsu kırmızı ila sarı renkli, armut biçimli, iri ve 3 ila 5 cm çapındadır. Erkek çiçekler tepedeki gözeneklere yakın, çanak lobları 4 ya da 5 adet ve ercikler 3 adettir. Gall çiçeklerin boyuncukları yanal ve kısadır. Dişi çiçeklerin çanak lobları 4 ya da 5 adet, yumurtalık yumurtamsı, pürüzsüz, boyuncuk yanal, tepecik 2 dallı ve şeritsidir. Kapçıklar merceksidir.

Gözlem bilgileri

Ficus carica doğal olarak Yunanistan ile Pakistan arasında kalan bölgede yayılış gösterir ancak mutfak değeri nedeniyle dünyanın büyük bölümünde yetiştirilmektedir. [Harita, Alt türlerSinonimler] Ormanlık alanlar, yol kenarı ve deniz kenarında görülen bitki umumiyetle mart ve temmuz ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.

Türkçe adları

Ficus carica dilimizde incir adı ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adının etimolojisi açık değildir. İnciri tanımlamak için geleneksel olarak kullanılan Latince bir kelimedir. Tür adı Latince Karya anlamına gelir. Antikçağda inciri ile meşhur bölgeye işaret eder. Günümüzde de Aydın ili inciri ile meşhurdur.

Gıda

Ficus carica meyveleri taze ya da kurutularak yenilmektedir. Ayrıca pişirilerek reçel yapımında kullanılmaktadır.

Tıp

Ficus carica meyvelerinden müshil ilacı yapılmıştır. Yapraklarındaki süt siğillere karşı etkindir. Yapraklar lapa haline getirilip yara tedavisinde uygulanmıştır. Meyveler, taze ve kuru olarak tüketilmekte ve reçel yapımında kullanılmaktadır. Sindirim sorunlarına iyi gelir. Magnezyum, kalsiyum ve K vitamini bakımından zengindir. Tansiyon düşürücüdür. Diyabet hastalarına önerilmiştir. Yatıştırıcı, sindirimi kolaylaştırıcı, deriyi yumuşatıcı, süt arttırıcı, müshil ve toniktir. Yaprakları kaynatılarak mide ağrısı için kullanılmıştır. Yapraklar ayrıca kaynar suya ilave edilir ve ağrılı veya şişmiş basur için bir buhar banyosu olarak kullanılır. Gövdeden elde edilen lateks ayak ağrısı, siğil ve basurun tedavisinde kullanılmıştır. Böcek sokmalarına ve ısırmalarına karşı analjezik etkisi vardır. Meyveleri kavrularak diş apsesi tedavisinde kullanılmıştır. Meyveden yapılan incir şurubu, genç ve çok yaşlılar için de iyi bilinen ve etkili bir müshil maddesidir. Bitki antikanser özelliklerine sahiptir.

Dikkat

Fotoğrafları


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir