Verbena officinalis (Mine çiçeği)
Verbena officinalis (Mine çiçeği) genelde işlenmemiş arazilerde görülen ve yaz aylarında çiçek açan değerli bir tıbbi bitkidir.
- 1
Çiçek
Verbena officinalis: 30/06/2019; Kocaeli Kent Ormanı; 354 m.; ormanlık. © Hüseyin Doğan
- Alem:
Plantae
- Takım:
Lamiales
- Aile:
Verbenaceae
- Cins:
Verbena
- Literatür:
Sp. Pl.: 20 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Sıra:
- Kayıtlar:
Verbena officinalis (Mine çiçeği), Mineçiçeğigiller ailesine bağlı Mineçiçeği cinsinden genellikle 30 ila 100 cm büyüyebilen çok yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Gövdeler dik, köşeli, vejetatif bölümleri yoğun biçimde yaslanıcı kıllı, üst bölümü ve dalları yoğun biçimde salgılı tüylüdür. Orta yapraklar mızraksı ya da mızraksı dikdörtgensi, 2 ila 11 cm uzunluğunda, 1 ila 5 cm genişliğinde ve düz ya da dişli loblarla az teleksidir. Başaklar ince, meyve zamanı uzatılmış ve en azından terminal başak 8 ila 30 cm uzunluğundadır. Çanak 2 ila 2,5 mm uzunluğundadır. Taç soluk leylak renkli, sarı boğazlı ve 4 ila 5 mm uzunluğundadır. Fındıkçıklar 1,75 ila 2 mm uzunluğunda ve üstte ağsıdır. Dilimizde mine çiçeği ve güvercin otu adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Verbena officinalis doğal olarak Avrasya, Afrika ve Avustralya’da yayılış gösterir. Ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Yamaçlar, tahrip edilmiş arazilerde ve yol kenarında görülmektedir. Umumiyetle haziran ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1600 etreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Latince dal anlamına gelmektedir. Bu bağlamda bitkilerin antikçağda çeşitli dinsel ritüellerde kullanılmasına dikkat çekmektedir. Epitet Latince tedavi edici anlamına gelir. Türün geleneksel olarak tıbbi amaçlarla kullanılmasına işaret etmektedir.
Kullanımı#
Ateş ve enfeksiyon tedavisinde kullanılmıştır. Baş ağrısı, depresyon, safra kesesi sorunlarında dahili alınırsa etkilidir. Haricen küçük yaralar, egzama, nevralji ve diş eti hastalıklarını tedavi etmek için uygulanmıştır. Yaprak ve çiçekli sapları; antibakteriyel, kanın pıhtılaşmasını engelleyici, spazm çözücü, büzücü, temizleyici, terletici, süt arttırıcı, yara iyileştirici, hafif idrar söktürücü ve uyarıcıdır. Köküne dizanteri tedavisinde başvurulmuştur. Yüksek dozda alınmasının uyuşukluğa ve sinir sisteminin felcine neden olabileceği rapor edilmiştir. Düşüğe neden olabileceğinden hamilelik döneminde uzak durulmalıdır. İlham getirici olduğuna inanılarak şair ile yazarlar tarafından alınmıştır.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Ayârâ bûtânî (ايارابوطانى), bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan ve kutsal ot anlamına gelen iero botane (ἱερὰ βοτάνη)’den alınmıştır. Metinlerimizde buna uygun olarak bitki için kutluca otı (قتلوجه اوتى) adı da kullanılmıştır. Ancak bu kullanımın kutsal kavramının yanı sıra kutluca hastalığı ile de ilgisi olabileceğini not ediyoruz. Diğer bir kullanım ise yine Antik Yunancadan muharref ıksıravotanu (اقسرووتانوَ)’dur.
Dioscorides, kutsal ot olarak bilindiğini ve muska yapılarak takıldığını aktardığı bitkinin, yılan ısırması, ödem, kriz, ağız yarası ve sarılık vakalarında kullanıldığını, yara temizleyici ve iltihap giderici olarak yararlanıldığını yazmıştır. Bitkiden elde edilen çayın neşe verdiğine inanılmıştır. Hûzâye, gut vakalarında etkili olduğunu belirtmiştir.
Yaprakları bellût yaprağına benzediği belirtilen bitki Anadolu’da, zehirli hayvan sokması, sarılık ve diş rahatsızlıkları tedavisinde kullanılmış, ev ahalisinin arasında muhabbeti arttırması amacıyla suyu odalara serpilmiş ve iltihap giderici olarak faydalanılmıştır.
Antikçağ#
Mine çiçeğinin kutsal ayinlerde kullanılması zorunluydu. Bu dönemde bitkinin yaygın adları arasında ‘kutsal’ ve ‘dokunulmaz’ da yer alıyordu. Bu isimlendirme; Roma hukukunda ‘clarigatumque’ olarak bilinen ve reddi halinde savaş ilanı anlamına gelen, düşmandan talan ya da işgal ettiği bir bölgenin tazmininin yüksek sesle istenmesi kavramında da kendini gösterir. Clarigatumque ilanında bulunan kişiye verbenarius (mine çiçeği taşıyan) denirdi ve dokunulmaz (elçiye zeval olmaz) kabul edilirdi. Mine çiçeği, Romalılar tarafından ‘kutsal bitki’ (hiera botane) olarak adlandırılmıştı ve en çok değer verilen bitkiydi. Bitkinin kutsallığına binaen, Iuppiter’in yortusunda tapınağı sadece bu bitki ile süpürülmüş ve kutsanmıştır.
Galyalılar ise bitkiyi kehanet amacıyla kullanıyorlar, bitkiyi avuçlarının içinde ovuşturarak dileklerinin gerçekleşmesini ya da hastalıklardan kurtulmayı umuyorlardı. Mine çiçeğinin kutsiyeti Roma’ya özgü bir durum değildir. Hellas’da da bitki kutsal bitki olarak bilinmekteydi. Aphrodite iç içe geçmiş mine çiçeklerden oluşan bir taç giymektedir. Asya kıtasında ise hem Elamlılar hem de Perslerde bu bitki oldukça kutsal kabul edilirdi. Bu coğrafyalarda güneşe ya da diğer varlıklara ibadet etmek için mabede yürünürken mutlaka ellerinde mine çiçeği bulundururlardı. Antik Mısır’da İsis’in gözyaşı denirdi. Hristiyan teolojisine göre İsa çarmıh hadisesinden sonra yaralarını bu bitki ile iyileştirmiştir.
Yaprakları meşe yapraklarına benzer. Kökü uzun ve incedir. Yaprak ve kökü şarapla içildiğinde ya da sarıldığında sürüngen ısırıklarına iyi gelir. Sarılığı tedavi etmek için yaprakları şarap ve mürle birlikte dört gün boyunca açken içilmelidir. Yaprakları şişlikleri yatıştırır, iltihapları ve yaraları temizler. Şarapla kaynatılan bitki bademcik şikâyetlerinde kullanılmıştır. Demlenerek gargara yapılırsa ağzı yaraların yayılmasını durdurur. Oturma odası gibi yerlere serpilirse oturanlara neşelendirdiği söylenir. Kutsal ot olarak bilinmektedir çünkü arınma adakları zamanı muska olarak takılmıştır. DI 4-60.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.167-168.