Sorghum bicolor (Süpürge darısı)
Sorghum bicolor (Süpürge darısı) genelde ekili arazilerin civarında görülen ve bahar ortasından güz sonuna kadar çiçek açan bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Sorghum bicolor: 21/10/2023; Sarışeyh Gölü; 211 m.; sulak alan. © Hüseyin Doğan
- 2
Habitus
Sorghum bicolor: 21/10/2023; Sarışeyh Gölü; 211 m.; sulak alan. © Hüseyin Doğan
- Alem:
Plantae
- Takım:
Poales
- Aile:
Poaceae
- Cins:
Sorghum
- Literatür:
Methodus: 207 (1794).
- Yazar:
(L.) Moench
- Dağılım:
- Sıra:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Sorghum bicolor (Süpürge darısı), Buğdaygiller ailesine bağlı Süpürgedarısı cinsinden tek yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Saplar dik, çıplak ve sağlam, 1 ila 6 metre uzunluğunda ve 5 ila 30 cm çapındadır. Sap düğümleri çıplaktır. Yapraklar gövdededir. Dil zarsı ve 1 ila 3 mm uzunluğundadır. Yaprak ayası tabanı genişçe yuvarlaktır. Yaprak ayası 30 ila 100 cm uzunluğunda, 5 ila 10 cm genişliğinde ve kenarı pürüzlü ya da çıplaktır. Çiçek durumu bileşik salkımdır. Çiçek durumu sapı düz ya da kıvrıktır. Salkım açık ya da daraltılmış; mızraksı ya da yumurtamsı ya da küresel; yanal ya da baş aşağı sarkık; 4 ila 50 cm uzunluğunda ve 2 ila 20 cm genişliğindedir. Salkım dalları havlı ya da cılız tüylüdür. Dışkavuz yeşilimsi beyaz, kremsi, kırmızımsı kahverengi, kestane ya da siyah renkli, çıplak ya da yumuşak tüylüdür. İçkavuz kılçığı 4,5 ila 16 mm uzunluğundadır. Gövde tatlıdır. Dilimizde süpürge darısı adı ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitki doğal olarak Afrika ve Hindistan’da yayılış gösterir ancak günümüzde tropik ve ılıman kuşakların tamamında doğallaşmıştır. Tarla ve yol kenarında görülen bitki umumiyetle temmuz ve kasım ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda İzmit ve Gebze ilçelerinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Latince Suriye tahılı anlamına gelir. Cinse bağlı tahıllar Avrupa’ya Suriye üzerinden (Fenike?) gelmekteydi, bu nedenle bu isimle anılmışlardır. Tıpkı ülkemize Mısır üzerinden gelen Mısır tahılının da ülkemizde mısır (Zea mays) olarak bilinmesi gibi. Epitet Latince iki renkli anlamına gelir. Türün tohumlarının beyaz ve kırmızı renklerde olmasına işaret eder.
Kullanımı#
Tanelerinden ekmek yapılmakta, bunlar ayrıca patlatılarak (mısır gibi) tüketilmektedir. Taneleri öğütülerek süt ve şeker eklenir ve kahvaltılık olarak kullanılmaktadır. Şurubu pekmez ikamesi olarak önerilmiştir. Bira yapılmaktadır. Filizleri tüketilebilir ve salatalara eklenir. Sapları, şeker kamışı gibi tatlıdır. Çiçek durumu süpürge, fırça ya da çırpma teli olarak kullanılmıştır. Saplar ve yaprak kılıflarında bulunan kırmızı pigmentler, tekstil, süsleme ve boya amaçlı kullanılmaktadır. Ayrıca saç boyalarına eklenmektedir. Unundan ahşap yapıştırıcısı elde edilmiştir.
Kaynatılmış tohumlar idrar söktürücü ve yatıştırıcıdır. Böbrek ve idrar şikâyetlerinin tedavisinde başvurulmuştur. Çiçek durumu büzücü ve kanama durdurucudur. Dalları kaynatılarak limonla birlikte sarılık vakalarında kullanılır. Anemi tedavisinde kullanıldığı belirtilmiştir. Erken dönemde zehirlidir ancak kurutulduğunda ya da silaj yapıldığında toksitesi gider. Bitki hidrojen siyanür içerdiğinde doz aşımının ölümcül olabileceği rapor edilmiştir.
Tarihi#
Zura (ذرة), bitkinin Arapçadaki karşılığıdır. İbn Varrâk, besleyici olmayıp kabızlığa neden olduğunu; İbnü’l-Baytâr, bugdây ve arpadan daha kalın yaprak ve sapa sahip olan bir bitki olduğunu; Mecûsî, beyaz renkli tanelerinin daha kaliteli olduğunu ve ishal vakalarında etkili olduklarını kaydetmiştir.
Darunun bir türü ve bugdây uzunluğunda olduğu belirtilen bitki, ishal vakalarında kullanılmıştır. Mahmûd Şirvânî, bitki için “bârid durur evvelkide, yâbisdür ikincinün âhirinde” bilgisini vermiş ancak bitkinin kullanımına dair herhangi bir detay sunmamıştır. Bu cümleden bitkinin önce soğuk ve daha sonra kuru tabiatlı olduğunu öğreniyoruz. Bu kavramlar, Antik Yunan ve Antik Roma’nın tıp ve felsefe disiplinlerinde Mizaçlar Teorisi olarak bilinen sisteme değgin kavramlardır, Müslüman yazarlar tarafından aynen alınmıştır. Bu teori, kısmen Antik Mısır ve Hint tıp sistemlerinde de mevcuttur.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.740.