Sigesbeckia pubescens (Sarıteçan)
Sigesbeckia pubescens (Sarıteçan) genelde nemli bölgelerde görülen ve yaz sonundan güz ortasına kadar çiçek açan bir bitkidir.
- 1
Çiçek

Sigesbeckia pubescens: 05/09/2021; Serindere Kanyonu; 450 m.; ormanlık. © Hüseyin Doğan
- Alem:
Plantae
- Takım:
Asterales
- Aile:
Asteraceae
- Cins:
Sigesbeckia
- Literatür:
J. Jap. Bot. 1: 24 (1917).
- Yazar:
(Makino) Makino
- Dağılım:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Sigesbeckia pubescens (Sarıteçan), Papatyagiller ailesine bağlı Sarıteçan cinsinden genellikle 60 ila 120 cm büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Bitki özellikle üst bölümünde olmak üzere yoğun biçimde beyaz havlıdır. Gövde diktir ve bazen morumsu renkte olabilir. Dallar çatallı değildir. Yapraklar 3 ila 20 cm uzunluğunda ve 0,75 ya da 12 cm genişliğinde, üçgensi yumurtamsı, kenarları neredeyse düz ila dişlidir. İnvolukrum yaklaşık 0,75 cm genişliğindedir. Kömeç ışınsal ve 20 mm çapındadır. Çiçek durumu sapı 1,5 ila 3,5 cm uzunluğunda ve yoğun biçimde salgılı cılız tüylüdür. Filariler şeritsi, yuvarlak uçlu ve tabanda salgılı cılız tüylüdür. Dilsi ve disk çiçekleri sarı renkli, yaklaşık 2 mm uzunluğunda, dilsi çiçek derince 3 lobludur. Kapçık siyahımsı ve 3 mm uzunluğundadır. Frengi, cüzam ve diğer cilt hastalıkları tedavisinde kullanılır. Dilimizde sarıteçan adı ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitki doğal olarak Çin’de yayılış gösterir ancak Türkiye’de doğallaşmıştır. Orman açıklıkları, tarlalar ve dere kenarlarında görülen bitki umumiyetle ağustos ve ekim ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi 100 ila 600 metreye kadar olan rakımlarda Başiskele ilçesinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins 1686-1755 yılları arasında yaşamış Alman bitki bilimci John George Sigesbeck’a adanmıştır. Linnaeus’un önerdiği üreme organlarına dayalı taksonomik sistemini “loathsome harlotry” cümlesi ile ağır bir biçimde eleştirmesi üzerine, Linnaeus polemiğe girmek yerine bu çirkin bitkiye onun adını vererek intikamını almıştır. Linnaeus bitkiden açıkça “küçük çirkin ot” olarak bahseder. Epitet Latince havlı anlamlarına gelir. Türün özellikle üst bölümde yoğun beyaz havlı yapısına işaret eder. Bu terim, bitkinin bir parçasının ince ve yumuşak tüylere sahip olmasını imlemektedir.









