Salvia viridis (Zarif şalba)
Salvia viridis (Zarif şalba) genelde çalılık alanlarda görülen ve bahar başından yaz ortasına kadar çiçek açan tek yıllık bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Salvia viridis: 21/04/2019; Ballıkayalar; 70 m.; sulak alan. © Hüseyin Doğan
- 2
Urminun
Ortaçağ'dan urminun çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Lamiales
- Aile:
Lamiaceae
- Cins:
Salvia
- Literatür:
Sp. Pl.: 24 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Salvia viridis (Zarif şalba), Ballıbabagiller ailesine bağlı Adaçayı cinsinden genellikle 15 ila 25 cm büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Gövde basit ya da dallı, salgılı ya da salgısız cılız tüylü ve tepesinde genellikle yeşil renkli tutam bulunmaktadır. Yapraklar basit, dikdörtgensi yumurtamsı, 5 cm uzunluğunda, 2,5 cm genişliğinde, kenarları kütdişçikli ve sapı 2 ila 5 cm uzunluğundadır. Çiçek halkaları 4 ila 6 çiçekli ve ıraksak ya da yakındır. Bırahteler genişçe yumurtamsı, 10 mm uzunluğunda, 10 mm genişliğinde ve ikincil bırahte mevcuttur. Çiçek sapı 2 ila 3 mm uzunluğunda, dik ve düzleştirilmiştir. Çanak tüpsü, 7 ila 10 mm uzunluğunda, meyve zamanı 12 mm uzunluğunda, güçlü biçimde bükülmüş, salgısız cılız tüylü ya da salgılı tüylü ve üst dudak kesiktir. Taç leylak mor ila beyaz renkli, 12 ila 15 mm uzunluğunda, tüp düz, içeride çıplak, üst dudak geniş ve oraksıdır. Fındıkçıklar dikdörtgensi eliptik, 3 mm uzunluğunda ve 1,5 mm genişliğindedir. Yapraklar çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Yapraklar ve çiçekli gövdeler aromatik ve antiseptiktir. Diş etini iyileştirmek için gargara olarak kullanılmıştır. Dilimizde zarif şalba ve ada çayı adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitki doğal olarak Akdeniz havzası ile Kafkasya arasında kalan bölgede yayılış gösterir. Ancak günümüzde Avrupa’ya da dağılmıştır. Çalılık, kayalık yamaçlar ve tahrip edilmiş arazilerde görülmektedir. Umumiyetle mart ve temmuz ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1300 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Latince iyileştirici anlamına gelir ve bu bağlamda cinsin tıbbi özelliklerine işaret etmektedir. Epitet Latince yeşil anlamına gelir. Epitet tercihinin nedeni açık değildir. İkili adlandırma öncesi adı “Horminum coma viridi”dir. Bu cümlede, bitkinin tepesinde bulunan ve coma adı verilen yapının yeşil olduğu kastedilmiştir. Ancak bu türde coma menekşe renklidir. Beri taraftan viridis kelimesi, canlılık ve gençlik gibi anlamları da verir. Bu durumda tıbbi etkileri de kastedilmiş olabilir.
Kullanımı#
Yapraklar çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Yemeklere çeşni olarak eklenir. Yapraklar hamur işlerinde kullanılır. Çiçekleri salatalara tat vermesi için eklenmektedir. Gözdeki yabancı maddeleri çıkarmak için başvurulmuştur. Yağı aromaterapi için ve ayrıca sabun yapımı ve parfümeride kullanılmıştır. Gebelik döneminde uzak durulmalıdır. Spazm çözücü ve sindirim sorunları için kullanılmıştır. Özellikle yapraklar iştah açıcı, büzücü, balzamik, gaz giderici ve toniktir. Adet dönemindeki ağrıları gidermek için başvurulmuştur. Ayrıca mide ve böbrek rahatsızlıkları ile menopoz şikayetlerinde etkilidir.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Urmînun (ارمينن), bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan horminon (ὅρμινον)’dan alınmıştır. Dioscorides, göz rahatsızlıkları, ödem ve vücuda giren yabancı cisimleri çıkarmak için kullanıldığını, cinsel istek arttırıcı olarak başvurulduğunu belirtmiştir. Yarım arşın uzunluğunda olduğu, tohumlarının boy tohumlarına benzediği ve tarlalarda yetiştiği bildirilen bitkinin, metinlerimizde göz rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığı ve şişlik giderici olarak faydalanıldığı yazılmıştır.
Görünüm itibariyle Marrubium’a benzer, gövde yarım arşın uzunluğunda ve dört köşelidir. Tohumları yetiştirilen adaçayından farklıdır. Şarapla içildiğinde afrodizyak olduğuna inanılır. Balla birlikte albugo ve lökomaları temizler. Su ile sürüldüğünde şişlikleri dağıtır ve kıymıkları çıkartır. DI 3-129.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.686.