Lupinus angustifolius (Acı bakla)
Lupinus angustifolius (Acı bakla) protein açısından zengin olan tohumları nedeniyle çeşitli Akdeniz ülkelerinde yetiştirilen bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Lupinus angustifolius: 05/05/2019; Yuvacık Barajı; 170 m.; ormanlık. © Hüseyin Doğan
- 2
Meyve
Lupinus angustifolius: 01/06/2025; Zübeyde Hanım Ormanı; 470 m.; ormanlık. © Hüseyin Doğan
- 3
Acı bakla
Ortaçağ'dan acı bakla çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Fabales
- Aile:
Fabaceae
- Cins:
Lupinus
- Literatür:
Sp. Pl.: 721 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Lupinus angustifolius (Acı bakla), Baklagiller ailesine bağlı Acıbakla cinsinden genellikle 20 ila 100 cm büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Gövde dik ve dallıdır. Yapraklar almaşlı dizilişli, uzun saplı, el parmakları biçiminde ve 5 ila 9 arası şeritsi yaprakçığa bölünmektedir. Yaprakçıklar 2 ila 5 cm uzunluğunda ve 2 ila 4 mm genişliğinde, düz, şeritsi ila şeritsi kaşıksıdır. Çiçekler mavi, mor, pembe veya beyaz tonlarındadır. Meyve 3,5 ila 6 cm uzunluğunda, 8 ila 13 mm genişliğinde ve sarı ila siyah renklidir. Tohumlar koyu gri, kahverengi ve beyaz renkli, benekli ya da alacalıdır. Dilimizde mavi acı bakla, mavi lüpen ve acı bakla adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir. Ancak günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Yol kenarı, çalılıklar ve orman açıklıklarında görülmektedir. Umumiyetle nisan ve temmuz ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 700 metreye kadar olan rakımlarda Gebze, Derince, İzmit ve Başiskele ilçelerinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Latince kurt gibi anlamına gelir. Bu bağlamda bitkilerin kumlu toprakları iyileştirmeleri ve yabani otlarla mücadelede kullanılmalarına işaret etmektedir. Latince “lupus” kelimesi kurt anlamına geldiği gibi, yutmak, yırtıcı, israf karşıtı gibi anlamlara da gelir. Diğer bir görüş ise, antikçağda bitkilerin kurt gibi doymak bilmez bir şekilde toprağı sömürdüklerine inanılması ile ilgilidir. Epitet Latince dar yapraklı anlamına gelir. Açık bir şekilde türün yaprak yapısına işaret eder. İkili adlandırma öncesi adı “Lupinus angustifolius caeruleus elatior”dur.
Kullanımı#
Tohumları pişirilerek tüketilmektedir. Protein ve enerji bakımından zengindir. Toksik alkalodiler içermektedir ve bu durum tadından kolayca anlaşılmaktadır. Böyle tohumlar bir gece suda bekletilerek tüketilmelidir. Aksi taktirde çeşitli kronik hastalıklara neden olabileceği rapor edilmiştir.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Turmus (ترمس), bitkilerin Antik Yunancadaki karşılığı olan thermos (θέρμος)’tan alınmıştır. Metinlerimizde ayrıca termiye (ترميه), acı bakla (اجى باقلى), delüce bakla (دلوجه باقلى) ve mısır baklası (مصر بقلسى) isimleri de kullanılmştır. Mısır baklası, Nelumbo nucifera’nın geleneksel adıdır ve bu bitki ile ilgisi yoktur. Ancak bazı kaynaklarda bu bitkilerden bakıla-i mısrî olarak bahsedilmektedir. İbn-i Şerîf, Karaman ve Aydın’da yaygın olduğunu belirtmiştir.
Dioscorides, cilt hastalıklarında kullanıldığını, âdet söktürücü, cilt temizleyici, idrar söktürücü, iştah açıcı, düşük yaptırıcı ve parazit düşürücü olarak başvurulduğunu belirtir. El-İsrâ’îlî, iç organlar üzerinde olumlu etkisi bulunduğunu, kaynatılmış suyunun tahtakurusu öldürücü olduğunu; Yûhannâ bin Mâseveyh, sindirim kolaylaştırıcı olarak tüketildiğini; İbn Zühr, hayvanlardan keneleri düşürmek için uygulandığını kaydetmiştir.
Turmus Anadolu’da, uyuz, hemoroid, cilt rahatsızlıkları, idrar yolu hastalıkları, siyatik, çıban, sıraca, siyatik, göz rahatsızlıkları ve eklem ağrısı vakalarında kullanılmış, parazit düşürücü, karaciğer ve dalak güçlendirici, düşük sonrası kalıntıları atıcı, idrar söktürücü ve sinek kovucu olarak faydalanılmış, koyunlarda uyuz tedavisi için başvurulmuştur. Ağırlık ölçüsü olarak kullanılan bitkiye, cilt temizleyici olarak başvurulmuş, kadınlar tarafından yüz güzelleştirici olarak sürülmüştür.
Antikçağ#
Acıbakla meşhur bir bitkidir. Balla karıştırılıp pastil olarak alındığında ya da sirke ile içildiğinde bağırsak kurtlarını yok eder. İyice ıslatılıp yenilen tohumları da aynı işe yarar. Dalak hastalığı, kangren, yara, uyuz başlangıcı, cüzzam, leke, püstül ve kepek için faydalıdır. Tohum, mür ve balla rahim ağzına yerleştirilirse âdet söktürücüdür ve fetüsü dışarı çeker. Unu cildi temizler ve morlukları giderir. Su ve arpa unu ile iltihapları hafifletir. Sirke ile siyatik ve tümörleri yatıştırır. Sirke ile kaynatılıp yakı halinde uygulanırsa şişlik ve kan çıbanına iyi gelir. Yağmur suyunda, su koyulaşana kadar kaynatılırsa yüzü temizler. Kökü su ile kaynatılıp içilirse idrar söktürücüdür. Öğütülerek tatlandırıldıktan sonra sirke ile içilirse mide bulantısını giderir ve iştah açar. Acıbaklanın yabani bir türü daha vardır ve yukarıdakilerle aynı amaçlarla kullanılmaktadır. DI 2-109.
Baklagiller içinde acıbakla ikinci sırada gelir, hem insanlara hem de otçul dört ayaklılara besin olarak hizmet eder. Meyve çok kırılgandır, bu nedenle toplamanın en iyi zamanı yağmurdan hemen sonradır. Tüm ekilen bitkiler için doğası acıbakla kadar harika olan yoktur. Her şeyden önce güneşle birlikte döner ve hava kapalı bile olsa çiftçiye saati haber verir. Toprağa o kadar bağlıdır ki ekilirken toprağın bellenmesine gerek yoktur. Kumlu, kuru ve çakıllı topraklarda iyi yetişir ve çok fazla özen gerektirmez. Bir tarla ya da bağ toprağının acıbakla büyümesi ile zenginleştiğini daha önce söylemiştik, gerçekten bu bitki gübreye bile ihtiyaç duymaz.
İlk ekilen ve son hasat edilen tahıldır. İki işlem de genellikle eylül ayında yapılır, kış gelmeden mutlaka hasat edilmelidir çünkü donlardan zarar görür. Açıkta bırakılması da güvenlidir, çünkü tadının acı olması nedeniyle hayvanlar tarafından çok tercih edilmez. Ilık suda ıslatılarak tüketilmektedir. Sığırlara verilmesi halinde hatırı sayılır bir canlılık kazandırdığı tespit edilmiştir. Çocukların karnına yerleştirilirse bağırsak kurtlarını öldürür. Tohumlar nemli tutulursa kolayca kurtçukların saldırısına uğrar. PL 18-36.
Bu maddeye Lupinus albus taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.670-671.