Eryngium campestre (Kırsenet)
Eryngium campestre (Kırsenet) kök ve sürgünleri tüketilen, ayrıca tıbbi olarak da kullanılan çok yıllık bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Eryngium campestre: 30/07/2023; İnebeyli; 210 m.; yol kenarı. © Hüseyin Doğan
- 2
Kursana
Ortaçağ'dan kursana çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Apiales
- Aile:
Apiaceae
- Cins:
Eryngium
- Literatür:
Sp. Pl.: 233 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılımı:
- Sıra:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Eryngium campestre (Kırsenet), Maydanozgiller ailesine bağlı Boğadikeni cinsinden genellikle 30 ila 60 cm büyüyebilen bir bitkidir.
Tanımı#
Gövde tek, silindirik ve ortadan itibaren dallıdır. Taban yaprakları çiçek zamanı kalıcıdır. 10 ila 25 cm uzunluğunda ve 10 ila 18 cm genişliğinde ve derimsidir. Gövde yaprakları daha küçüktür. Çiçek başları çok sayıda, oval küresel ve 13 mm çapındadır. Bırahte 5 ila 6 arası sayıda, şeritsi mızraksı ila bizsidir. İkincil bırahteler düz ve çanak yapraklardan daha uzundur. Çiçekler sarımsı yeşil renklidir. Çanak yapraklar mızraksıdır. Taç yapraklar dikdörtgensi ve dardır. Meyve sıkıştırılmış-yumurtamsı olup sivri uçlu mızraksı pulları vardır. Çiçek durumu mumsu; bırahte şeritsi-mızraksı, düz, 2 ila 4 mm genişliğinde, belirgin biçimde ağsı damarlı ve kenarı sıklıkla ıraksak dikenciklidir. Eryngium campestre, dilimizde kırsenet adı ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitki doğal olarak Avrupa’dan Kafkasya’ya kadar olan bölgede yayılış gösterir. Orman açıklıklarında, makilik ve tarlalarda görülen bitki umumiyetle temmuz ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda Karamürsel ilçesinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Antik Yunanca boğadikeni anlamına gelir. Kelime Antik Yunanca kirpi kelimesinden gelir ve bu bağlamda bitkilerin dikenli yapısına işaret eder. Diğer bir seçenek ise yine Antik Yunanca geviş getirmek anlamına geldiği yönündedir. Bu da bitkilerin hayvanlarda gaz giderici özelliğine işaret etmektedir. Epitet Latince vadi/düzlük anlamına gelir ve türün genellikle görüldüğü habitata işaret eder.
Kullanımı#
Kökler haşlanarak tüketilebilir. Genç sürgünler pişirilerek tüketilebilir. Ayrıca kuşkonmaz ikamesi olarak kullanılan bitkinin sindiriminin kolay olduğu rapor edilmiştir. Boğmaca, idrar yolları iltihabı ve öksürük tedavisinde demlenerek kullanılmıştır. Kök bilhassa spazm çözücü, aromatik, terletici, idrar söktürücü, balgam söktürücü, anne sütü azaltıcı ve uyarıcıdır. Ayrıca rahim tahrişini ve mesane rahatsızlıklarını hafifletici olarak kullanılmıştır.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Kursa’na (قرصعنة), bitkilerin Süryanicedeki karşılığı olan karsana (ܩܪܨܥܢܐ)’dan alınmıştır. Metinlerimizde bitkiler için ibrahim dikeni ve deve alması adları da kullanılmıştır. Dioscorides, taze yapraklarının salamura yapılıp tüketildiğini, karaciğer şikâyetleri, tetanos, epilepsi ve zehirli hayvan ısırması vakalarında kullanıldığını, gaz giderici, idrar söktürücü ve âdet söktürücü olarak yararlanıldığını aktarmıştır.
Muska olarak takıldığını şişlikleri giderdiğine inanılmıştır. Şerîf, cilt hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını; Gâfikî, tadının havuca benzediğini, balgam söktürücü ve idrar söktürücü etkisi olduğunu ve ayrıca akrepler tarafından ısırılanlara verildiğini; İbn Rüşd, dâhilen alındığında karındaki şişliği giderdiğini yazmıştır. Bitkilere Anadolu’da, karaciğer ağrısı, zehirli hayvan sokması ve zehirli ot yeme vakalarında başvurulmuş, cinsel haz arttırıcı, ereksiyon sağlayıcı ve bunun yanında âdet söktürücü olarak faydalanılmıştır.
Antikçağ#
Yeni filizlenen yaprakları salamurada hazırlanarak tüketilir. Geniş ve pürüzlü kenarlı olup baharatlı tatları vardır. Büyüdükçe gövde ucunda dikenler çıkar, tepelerinde yıldız biçiminde sert dikenlerle çevrili küresel koyu mavi, yeşil ve sarı renkli çiçek başları görülür. Kök uzun, geniş, kabuğu siyah, içi beyaz ve başparmak kalınlığındadır. Kök aromatik ve baharatlıdır. Ovalar ve engebeli arazilerde yetişir. İçildiğinde idrar ve âdet söktürücüdür. Koliğe iyi gelir, gaz gidericidir, şarapla birlikte karaciğer hastaları, zehir içenler ve vahşi hayvanlar tarafından ısırılanlara verilir. Çoğu durumda havuç tohumu ile içilmiştir. Vücuda asıldığında büyümeleri dağıttığı söylenir. DI 3-21.
Yılan zehri başta olmak üzere tüm zehirler için panzehir görevi görmesi ile meşhurdur. Sokma ve ısırmalar için kök şarapla ya da ateş olması halinde suyla alınır. Merhem yapılarak yaralara uygulanır. Heraclides’e göre kaz eti suyunda haşlanması Aconitum ve diğer zehirler için en değerli ilaçtır. Apollodorus, zehirlenme durumunda kurbağayla kaynatılmalıdır. Çalı görünümünde, boğumlu bir gövde ve dikenli yaprakları olan bir bitkidir. Kökü bazen beyaz ya da siyah renkli olur ve hoş kokuludur. Bahçelerde, engebeli yerlerde ve deniz kenarında yetişir. Deniz kenarında yetişen daha sert ve koyu renkli olup yaprağı da kereviz yaprağını andırır. PL 22-8.
Bu maddeye Eryngium maritimum ve Eryngium creticum taksonları da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.498-499.