Borago officinalis (Hodan)
Borago officinalis (Hodan) binlerce yıldır hem gıda hem de tıbbi amaçlarla yetiştirilen meşhur bir bitkidir.
- 1
Çiçek

Borago officinalis; 06/05/2021; Bayındırlık; 108 m.; çayır. © Hüseyin Doğan
- 2
Meyve

Borago officinalis: 18/05/2025; Dünya Bankası; 180 m.; çayır. © Hüseyin Doğan
- 3
Sığır dili

Ortaçağ'dan sığır dili çizimi.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Boraginales
- Aile:
Boraginaceae
- Cins:
Borago
- Literatür:
Sp. Pl.: 137 (1753).
- Yazar:
L.
- Dağılım:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Borago officinalis (Hodan), Hodangiller ailesine bağlı Hodan cinsinden genellikle 35 ila 100 cm büyüyebilen, kazık köklü ve tek yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Gövde dik, genelde üst bölümde dallı, içi boş ve sağlamdır. Yapraklar almaşlı dizilişli, yumurtamsı ila mızraksı, tepede küt, basit ve 5 ila 15 cm uzunluğundadır. Taban yaprakları saplı üsttekiler sarılıcıdır. Çiçekler mavi renkli olup, nadiren pembe örneklere de rastlanır. Dar, üçgensi uçlu beş taç yaprak görülür. Dilimizde hodan ve zembil çiçeği adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Borago officinalis doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir. Anavatanının Kuzey Afrika olduğu düşünülmektedir ancak mutfak ve tıbbi değeri nedeniyle önce Ortadoğu’ya sonra da Avrupa’ya yayılmıştır. Günümüzde dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Orman açıklıkları, kumlu bölgeler ve tahrip edilmiş arazilerde görülen bitki umumiyetle şubat ve mayıs ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkyii deniz seviyesinden 500 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı Arapça tüylü palto anlamına gelir ve açık bir şekilde yapraklarının tüylü olmasına işaret eder. Epitet Latince tedavi edici anlamına gelir ve bu bağlamda türün tıbbi değerine dikkat çekmektedir. Geleneksel olarak tedavi edici özellikleri yaygın olarak bilinen ve kullanılan bitkiler için tercih edilen bir isimlendirmedir. Bu terim, bitkinin özellikle tıbbi amaçlarla kullanılması nedeniyle aktar, eczane, hastane, vb. yerlerde satılmasını vurgulamaktadır.
Kullanımı#
Yaprakları çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Taze olarak salatalara eklenmiştir. Yaprakları potasyum ve kalsiyum bakımından zengindir. Çiçekleri tatlıdır ve bu nedenle tatlılara eklenmektedir. Yapraklarından ve çiçeklerinden elde edilen çay ferahlatıcı olarak tüketilmektedir. Ayrıca çiçeklerinden elde edilen mavi yağa sirkeleri renklendirmek için başvurulmuştur.
Özellikle bal arıları tarafından sevilen bir bitkidir. Erişkin bitkiler böcek kovucudur. Baklagiller, ıspanak, lahana ve çilekleri beslediği düşünülmekte ve sıklıkla bunların yanlarına dikilmektedir. Çiçekleri muska halinde taşımanın kötü ruhları uzaklaştırdığı ve cesareti arttırdığına inanılmaktadır.
“Ego, Borago, gaudia semper ago / Ben, Hodan, daima neşe kaynağıyım.”
Adet dönemi ağrıları, baş ağrısı, baş dönmesi, asabiyet, bulantı, ödem gibi rahatsızlıklarda, ayrıca deride kaşıntı, kızarıklık, şişlik, kaşınma gibi bazı deri hastalılarında kullanılmaktadır. Yapraklar yatıştırıcı, terletici, temizleyici, idrar söktürücü, yumuşatıcı, balgam söktürücü, ateş düşürücü, müshil ve sakinleştiricidir. Zihni açar ve melankoliyi giderir. Bunun yanında demlenerek ateş, göğüs ve böbrek rahatsızlıklarında kullanılmıştır. Damar iltihabı tedavisinde faydalıdır. Yaprakları demlenerek “deli” kişiye verilirse onu sakinleştireceğine inanılırdı.
Karaciğer hasarına ve karaciğer kanserine neden olabilecek az miktarda pirrolizidin alkaloidleri içermektedir. Karaciğer problemi yaşayanlar uzak durmalıdır.
Türk Uygarlığındaki yeri#
Türkçe metinlerde lisân el-sevr (لسان الثور), gâvzubân (كاوزبان) ve sığır dili (صيغير ديلي) olarak geçmektedir. Halîmî, bûgulsun ve gâv-zubânın aynı bitki olduğunu ifade etmiştir. İlki Antik Yunanca bouglosson (βούγλωσσον) kelimesinin Arapçaya, ikincisi Farsçaya, üçüncüsü de Türkçeye tercüme edilmesi ile elde edilmiştir.
Dioscorides ateş nöbetlerinde kullanıldığını; Hûzâye, yapraklarının yakılarak ağız ve diş eti şikâyetlerinde kullanıldığını yazmıştır. İbn-i Şerîf yapraklarının dikenli ve uzun olduğunu, bunların tabanda rozet halinde bulunduğu, kökünün kırmızı renkte olduğunu ve kalp rahatsızlıklarında ve ses kısıklığı tedavisinde etkili olduğunu kaydetmiştir.
Sığır dili Anadolu’da, ağız ağrısı, böbrek hastalıkları, sıraca, ağız rahatsızlıkları, boğaz rahatsızlıkları, göğüs hastalıkları, kalp rahatsızlıkları, zatülcenp, organların yerinden oynaması, cilt sorunları, boğaz şişmesi, melankoli, hafakan, çocuklarda pamukçuk, nefes darlığı, eklem rahatsızlıkları, gut ve zatürre tedavisinde kullanılmış, ayrıca öksürük giderici, yara iyileştirici, diş güçlendirici ve gaz giderici olarak faydalanılmıştır. Mutfak değeri de bulunan bitkilerin korkma duygusunu geçirdiği kaydedilmiştir.
Bu maddeye Anchusa azurea ve Caccinia macranthera taksonları da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.614-615.












