Abutilon theophrasti (İmam kavuğu)
Abutilon theophrasti (İmam kavuğu) genelde işlenmemiş arazilerde görülen ve yaz sonundan güz başına kadar çiçek açan bir bitkidir.
- 1
Çiçek
Abutilon theophrasti: 26/08/2020; Derbent Deresi; 40 m.; sulak alan. © Hüseyin Doğan.
- Alem:
Plantae
- Takım:
Malvales
- Aile:
Malvaceae
- Cins:
Abutilon
- Literatür:
Malvenfam.: 28 (1787).
- Yazar:
Medik.
- Dağılım:
- Eşadlar:
- Kayıtlar:
Abutilon theophrasti (İmam kavuğu), Ebegümecigiller ailesine bağlı İmamkavuğu cinsinden genellikle 1 ila 2 metre büyüyebilen tek yıllık bir bitkidir.
Tanımı#
Yaprak sapı 3 ila 12 cm uzunluğunda ve yıldızsı tüylüdür. Kadifemsi yüreksi yapraklar 15 ila 25 cm genişliğindedir. Çiçekler tek, koltuklarda, sarı ila turuncu renkli, 4 cm çapındadır. Çiçek ve bitkinin tamamının meyvemsi bir kokusu vardır. Çiçek sapı 1 ila 3 cm uzunluğunda, havlı ve tepeye doğru eklemlidir. Çanak kupamsı, yoğun biçimde kısa havlı ve beş adet 6 mm uzunluğunda yumurtamsı lobludur. Taç yapraklar ters yumurtamsı ve 1 cm uzunluğundadır. İplikçik tüpü çıplaktır. Yumurtalık 15 ila 20 bölümlü, 1 ila 1,5 cm uzunluğunda, yoğun biçimde havlı ve tepesi kesiktir. Kapsül yarı küresel, 1,2 cm uzunluğunda, 2 cm genişliğinde, 15 ila 20 adet merikarpli, yıldızsı cılız tüylü ve tepesi iki yayılıcı kılçıklıdır. Tohumlar morumsu kahverengi renginde, böbrek biçimli, yıldızsı havlı, çentikli ve 1 ila 3 mm uzunluğundadır. Abutilon theophrasti dilimizde imam pamuğu, imam kavuğu, talyun, sarı hıtmi adları ile bilinmektedir.
Gözlem bilgileri#
Bitkinin doğal yayılış alanının Güney Asya olduğu tahmin edilmektedir. Ancak istilacı yetenekleri sayesinde erken dönemde eski dünyanın önemli bölümüne yayılmıştır. Sulak alanlar, tarla ve tahrip edilmiş arazilerde görülmektedir. Umumiyetle ağustos ve eylül ayları arasında çiçek açmaktadır. Bitkiyi deniz seviyesinden 1000 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Etimoloji#
Cins adı (Abutilon) Arapça kökenli olup, İbn Baytâr, İbn Sînâ ve Beyrûnî gibi isimler bitki için Arapça kurbağa babası anlamına gelen ابوطليون adını tercih etmişlerdir. İsim kaynağı belirsiz olmakla birlikte, bitki tıpkı kurbağalar gibi sulak alanların kenarında olmayı tercih etmektedir. Ayrıca yarım metreyi bulan yürek biçimindeki yaprakları kurbağa yavruları için sıcak havalarda ya da tehlike durumlarında koruma sağlamaktadır. Burada bitkinin kurbağa yavrularını bir baba gibi koruyup gözetmesi kastedilerek hüsn-i talil yapılmış olunması muhtemeldir. Epitet Latince Theophrastus’a anlamına gelir. Bitkileri ilk defa sınıflandıran ve bu nedenle kendisi “bitki bilimin babası”, eseri Historia Plantarum ise “bitki biliminin temeli” kabul edilen MÖ 370 – MÖ 287 tarihleri arasında yaşamış Theophrastus’a adanmıştır. Ancak Theophrastus’un eserinde bitkiye rastlayamadık. Friedrich Kasimir Medikus’un özgün tanımında da isim tercihi ile ilgili bir açıklama mevcut değildir. O nedenle isimlendirmenin sebebini bilmiyoruz.
Kullanımı#
Tohumlar çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Tohumlar kurutularak un haline getirilmekte ve ekmek ile çorba yapımında kullanılmaktadır. Tohumların beşte biri protein, üçte biri ise karbonhidrattır. Göz ilacıdır. Dizanteri ve kornea opaklığı tedavisinde kullanılmıştır. Yapraklar yumuşatıcıdır. Kurutulmuş yapraklarından yapılan çay ateş tedavisinde kullanılır. Yapraklarından yapılan lapa ülsere uygulanır. Kabuk büzücü ve idrar söktürücüdür. Bunun yanında kökünden elde edilen çay idrar tutamama vakalarında kullanılır. Ayrıca bitki müshil etkilidir ve mide ağrısını geçirmek için başvurulmuştur.
Tarihi#
Bitkilere, İbn Sînâ, Bîrûnî ve İbnü’l-Baytar’ın eserlerinde değinilmiştir. Bîrûnî, İbn Sînâ ve İbnü’l-Baytâr’dan farklı olarak bitkinin adının ebû tilyûn değil huzi olduğunu kaydetmiştir. Metinlerimizde ebûtilyûn (ابوطليون) ve ûnûtilyûn (اونوطيلن) gibi yazılışlara sahip olan bitkinin Arapça üç kaynakta da yara iyileştirici özelliğine dikkat çekilmiştir. Türkçe metinlerde tek yerde geçen bitkinin kabağa benzediği ve adının yabân kabağı (يبان قبغي) olduğu bilgisi verildikten sonra iltihaplı yaralara merhem halinde uygulanması halinde etkili olduğu belirtilmiştir. Beri taraftan bitkinin kabak ile ilgisi yoktur. Ancak zorlama bir bakış açısı ile çiçek ve yaprakları arasında benzerlik kurulabilir. İbn Sînâ, bitkinin kabağa benzediğini yazmıştır ve olasılıkla Türkçe ismin kaynağı da budur.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.306.