Tanımı
15 metreye kadar uzayabilir. Çiçekler yeşilimsi beyazdır. Saplar olukludur. Yapraklar karşılıklı dizilişlidir. Yaprakçıklar yumurtamsı ve saplıdır. Yaprak yüzeyi tüysüzdür. Çiçekler hoş kokuludur. Meyvelerde ipeksi ekler görülür. Tohumlar ekim ve ocak arasında olgunlaşır. Çiçekler erseliktir. Görünümü güzel bir bitkidir ancak diğer bitkilere sarılarak onları boğabilir. -18 dereceye kadar dayanıklıdır. Tohumlar ekilmeden on iki saat önce ılık suda bekletilmelidir. 20 derecede 1 ila 9 ay arasında çimlenir.
Gözlem bilgileri
Bitki doğal olarak kuzey Afrika, batı Asya ve Avrupa’da yayılış gösterir. [Harita, Sinonimler, Herbaryum] Çalılık, ormanlık alanlar ve makiliklerde görülür. İl genelinde yaygın olarak gözlemlenmiştir. Haziran ve ağustos ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 1500 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.
Türkçe adları
Dilimizde akasma, peçek, yakmuk, duman asması, yaban sarmaşığı, orman asması ve suman asması adları ile bilinmektedir.
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca çalılık anlamına gelir. Daha spesifik olarak üzüm dalı anlamını verir. Cins tıpkı üzüm (Vitis) cinsi gibi sarılıcı tırmanıcı özellik taşır. Cinsin Türkçe adı olan akasma çiçek rengine ve cinsin tırmanıcı özelliğine işaret eder. Tür adı Latince beyaz asma anlamına gelir. Türün üzüm (Vitis) gibi sarılıcı yapısına ve çiçeklerinin beyaz rengine işaret eder.
Türk Uygarlığındaki yeri
Zayyân (ظيان), bitkilerin Arapçadaki karşılığıdır. Bitkiler için yabân yâsemini (يبان ياسميني) adı da tercih edilmiştir. İshâk bin Murâd bitkinin diğer adının yâsemin olduğunu yazmıştır. Bu bitkinin yâsemin ile ilgisi yoktur, ancak koku ve çiçek kurulları bakımından benzemesi nedeniyle yâsemin adı ile de bilinir. Dioscorides, cüzzam vakalarında kullanıldığını, müshil ve balgam söktürücü olarak yararlanıldığını;8323 Şerîf, koklandığında burun kanamasına neden olduğunu, baş ağrısı, felç, nefes darlığı, öksürük, siyatik ve cilt hastalıklarında kullanıldığını ve kusturucu olarak faydalanıldığını; Gâfikî, kokusunun baş ağrısını dindirdiğini, diş ağrısını giderdiğini yazmıştır.
Güle benzer dikenleri olduğu ve itburnuna sarıldığı belirtilen bitkiler Anadolu’da, diz ağrısı, baş ağrısı, felç, böbrek rahatsızlıkları, cilt sorunları, siyatik, öksürük, spazm, nefes darlığı ve rahim kanaması tedavisinde kullanılmıştır. Bitkilerin dikeni yoktur, olasılıkla sarıldıkları belirtilen itburnunun dikenleri, bu bitkilerin dikenleri olarak değerlendirilmiştir.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.726.
Tarihi
Asma benzeri dalları vardır. Yaprakların tadı keskin ve ülseratiftir. Ağaçlara dolanır. Meyvesi dövülerek su ya da hidromel ile içilirse balgam ve safrayı aşağıdan temizler. Yaprakları sıvandığında cüzzamı tedavi eder. DI 4-180.
Tıp
Stres ve sinir tedavisi için faydalıdır. Analjezik, idrar söktürücü, homeopatik ve rubefacienttir. Suyu burun deliklerine uygulandığında, migren ataklarını hafifletir, ancak mukoza zarlarını da yok edebilir. Romatizma ve deri döküntüsü tedavisinde kullanılır.
Dikkat
Meyvelerin üzerindeki tüyler deriyi tahriş edebilir ve bu nedenle hasat sırasında eldiven takılması önerilir.
Bilgi
Taş Devrinde ip yapmak için kullanılırdı. Fareler bitkinin iplerini kemirmediği için tahıl demetlerini bağlamak için kullanılır. Dilenciler görenlerde merhamet uyandırmak için dallarını kollarına sürterek yara açardı. Yaprakları yakıcı özelliktedir ancak kolayca iyileşir. Bu nedenle (yaraları nedeniyle) korkutucu bir görünüme sahip olmak savaşçılar tarafından kullanılmıştır.
Görüşünüzü Yazın