Site icon Kocaeli Bitkileri

Brassica oleracea (Lahana)

Lahana

Brassica oleracea: 30/03/2017; Bıçkıdere; 45 m.; sulak alan. © Hüseyin Cahid Doğan

Özet

Brassica oleracea (Lahana) ekonomik değeri nedeniyle günümüzde dünyanın büyük bölümünde yetiştirilen meşhur bir bitkidir.

Hiyerarşi

Plantae

Bitkiler

Brassicales

Turp takımı

Brassicaceae

Turpgiller

Brassica

Lahana

Türk Uygarlığındaki yeri

Kelem (کلم), bitkinin Farsça karşılığıdır. Ayrıca Arapça karşılıkları olan bakla el-ensâr (بقلة االنصار) ve kerneb (كرنب) isimleri de kullanılmıştır. XV. yüzyıl metinlerimizde Yunanca orijinli lahana (لحنه) kullanımı da görülmüştür. Halîmî’ye göre kerenb ile kelem aynı bitkidir. Dioscorides, dalak ve bağırsaklara faydalı olduğunu, gut, cilt hastalıkları, saçkıran, ödem ve yılan sokması vakalarında kullanıldığını, âdet söktürücü, iltihap giderici, parazit düşürücü, idrar söktürücü ve sarhoşluk giderici olarak faydalanıldığını belirtmiştir.

İbn Varrâk, boğaz ve göğüs ağrısını giderip müshil etkisinin bulunduğunu; İbn el-‘Avvâm, dalak ağrısı, yanık, uyuz, öksürük ve gut vakalarında kullanıldığını, bebeklere verildiğinde erkenden yürümelerini teşvik ettiğini, tüketildiğinde uyutucu ve sesi düzeltici olduğunu; Râzî, sırt ağrısı ve romatizma tedavisinde başvurulduğunu, sarhoşluğu giderdiğini; Rufus, cildi güzelleştirmek için uygulandığını; Ali bin Muhammed, Suriye kelemi, Musul kelemi, Hemedan kelemi, İspanyol kelemi gibi çok sayıda varyetesinin bulunduğunu;

Yûhannâ bin Mâseveyh, gaza ve uyku bozukluklarına neden olduğunu ancak cinsel arzuyu uyandırıp sperm salgısını arttırdığını; İshak bin İmrân, idrar söktürücü ve müshil olarak yararlanıldığını; İbnü’l-Baytâr, Edessa’da Hristiyan bir rahibin yılan ısırıklarına karşı bir bitkiyi kullanmakla meşhur olduğunu ancak bitkinin adının açıklamadığını, en nihayetinde karısının açıklaması ile bunun kelem kökünün kurutularak elde edilen toz olduğunun anlaşıldığını yazmıştır.

İslâm tıbbı

Yunan yazarlar kelem kavramını sınırları belirgin biçimde çizilmiş üç farklı maddede ele almışlar ancak Müslüman yazarlar yukarıdaki paragraftan da anlaşılacağı üzere kelem kavramını aynı bölümde işlemeyi tercih etmişlerdir. Bunun yanı sıra çok sayıda kelem varyetesi de bu tanımların içine girmiştir. Örneğin bugün karnabahar olarak bildiğimiz sebze bir kelem varyetesidir ve metinlerimizde bu varyetenin kelem ile birlikte değerlendirildiğini görmekteyiz. Biz bugün bu bitkileri genel olarak lahana kelimesi ile adlandırıyoruz, Yunanca yazan yazarlar, mutfak değeri taşıyan tüm yeşillikleri tanımlamak için lakhanon (λάχανο) kelimesini kullanmışlardır. Biz bu grubu günümüzde sebze kelimesi ile karşılıyoruz.

Kelem Anadolu’da, nezle, böbrek hastalıkları, çıban, nefes darlığı, sarılık, kulunç, idrar yolu rahatsızlıkları, hemoroid, kalp rahatsızlıkları, diz ağrısı, kulak ağrısı, gut, kuduz, ses kısıklığı, eklem ağrısı, sarılık, uyuz, yanık, baş ağrısı ve cilt sorunlarının tedavisinde kullanılmış, öksürük giderici, parazit düşürücü, uyku getirici, düşük yaptırıcı, âdet söktürücü, saç güçlendirici, mide güçlendirici, idrar söktürücü, müshil, gözleri güçlendirici, iltihap giderici, sarhoşluk giderici, ses açıcı ve cinsel istek arttırıcı olarak faydalanılmıştır.

Bitki Ortaçağ Anadolu mutfağında kelem aşı yemek olarak tüketilmiş, turşusu yapılmış, yaşlılar için uygun bir gıda olduğu belirtilmiştir. Soğuktan etkilenen ayakların bitkinin ılık suyuna sokularak tedavi edilmiş, yılan kaynaklı zehirlenmelerde başvurulan bitkinin delilik halinde tüketilmesi tavsiye edilmiştir. Rüyada kelemin görülmesinin kötü arkadaşa dalalet ettiği kaydedilmiştir.

Bu maddeye Brassica cretica taksonu da dâhildir. © Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.466-468.

Antik Yunan

Yetiştirilen lahana yarı haşlanmış olarak yenirse bağırsakları rahatlatır ancak kaynatılırsa kabızlığa neden olur. Yaz lahanası çok serttir ve mideye zararlıdır. Mısır lahanası ise acı olduğu için yenilmez. Tüketildiğinde titreme ve görüş zayıflığına yardımcı olur. Ardından alındığında sarhoşluğun neden olduğu rahatsızlıkları kaldırır. Genç sürgünleri daha sağlıklıdır ve idrarı teşvik eder. Ancak bu da mideye zararlıdır. Turşusu da bağırsakları rahatsız eder. Çiğ lahananın suyu soda ve süsenle içildiğinde dışkıyı yumuşatır. Şarapla içildiğinde engerek tarafından ısırılanlara yardımcı olur. Çemen otu ve sirke ile yenildiğinde gut ve eklem iltihabına iyi gelir.

Pis ve eski yaralara uygulanır ve burun deliğine damlatıldığında başı temizler. Delice ile birlikte uygulandığında âdet söktürücüdür. Tek başına ya da polenta ile sıvandığında bütün iltihap ve şişliklerde etkilidir, yılancık, püstül ve cüzzamı iyileştirir. Ayrıca saç dökülmesini de durdurur. Sirke ile çiğ yenildiğinde dalak hastalarına fayda sağlar. Çiğnenip suyu yutulduğunda ses kaybını giderir. Et suyu ile birlikte bağırsakları hareketlendirir ve âdet söktürücüdür. Doğumdan sonra çiçekleri rahim ağzına yerleştirilirse hamile kalınmasını engeller. Özellikle Mısır lahanasının tohumu içildiğinde bağırsak kurtlarını dışarı atar. Yüz ve doğum lekelerini yok eder. Panzehirlere karıştırılmaktadır. Kökleri ile birlikte yakılan yeşil saplar, domuz yağı ile karıştırılıp uygulandığında yan ağrılarını giderir. DI 2-120.

Lahana günümüzde bahçe sebzeleri arasında en değerli olanıdır. Yunanlar bitkiye daha az değer verirken Cato onu çok övmüştür. Cato’ya göre üç çeşidi vardır; ilkinin yaprakları açıktır ve sapı büyüktür, ikincisinin yaprakları kıvırcıktır ve apiaca adıyla bilinir, üçüncüsünün ise sapı ince ve pürüzsüz, yaprakları da yumuşaktır. Lahana yılın tamamında ekilebilir ve toplanabilir, ancak en iyi ekim zamanı sonbahar ekinoksudur. Su ve gübre az verilirse tadı daha hoş olur, ancak bol verilirse bitkiler daha büyük olur. Büyümesi için en uygun olanı eşek gübresidir. Kırağı lahananın lezzetine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. PL 19-41.

Antik Roma

Lahananın tüm faydalarını saymak uzun bir iştir. Chrysippus, eserinde lahanaya bir cilt ayırmıştır. Dieuches ve Pisagor da bunu yapmıştır. Cato’nun lahanayı övme konusunda bunlardan aşağı kalır bir yanı yoktur. En eski Yunan yazarlar lahananın üç çeşidini listelemiştir; yaprakları maydanoza benzediği için selinoides olarak bilinen kıvırcık lahana mideye faydalıdır ve bağırsakları rahatlatır, helia geniş yapraklıdır ve tıbbi açıdan faydası bilinmez, sonuncusu crambe ince yapraklı ve tadı acı olmakla birlikte sağlık açısından en etkili olandır. Cato ise en çok kıvırcık lahanaya değer verir. Ona göre sabahları çiğ olarak oksimel, kişniş, sedefotu, nane ve silphium kökü ile alınırsa baş ağrısı, görme bulanıklığı, dalak, mide ve göğüs organlarına iyi gelir. Gut ve eklem hastalıkları için sedefotu, kişniş, bir tutam tuz ve arpa unu ile merhem yapılmalıdır der. Kaynatıldığı su bile kas ve eklemler için çok faydalıdır.

Cato lahana diyeti yapan birinin idrarının saklanması gerektiğini, ısıtıldığında sinir hastalıklarına iyi geldiğini ve küçük çocukların bu idrarla yıkanması halinde asla zayıf ve güçsüz olmayacaklarını söylüyor. Ayrıca, şarapla birlikte kulaklara ılık lahana suyunun enjekte edilmesini tavsiye ediyor ve bunun sağırlık için mükemmel bir çare olduğunu garanti ediyor. Çok haşlanmamış lahana bağırsakları gevşetir. İki kere kaynatılırsa büzücüdür. Asma ile lahana arasında doğal bir düşmanlık bulunduğundan, içmeden önce lahana yenirse sarhoş olunmasını engeller, içtikten sonra yenirse de sarhoşluğu giderir. Lahana gözler için de çok faydalıdır. Sindirimi kolaydır. Erasistratus, mide ve sinirler için lahanadan daha yararlı bir şey olmadığını ilan eder; bu nedenle felçli, sinirli ve kan tüküren kişilere verilmesi gerektiğini söyler.

Plinius

Hipokrat, dizanteri, çölyak, idrar güçlüğü ve böbrek hastalarına tuzla yemelerini reçete eder. Ona göre süt arttırıcı ve âdet söktürücü etkisi de vardır. Çiğ yenen sapları ölü cenini dışarı atar. Apollodorus, mantar zehirlenmesinde lahana tohumu ya da suyunun alınmasını tavsiye eder. Philistion opistotoniden etkilenen kişilere lahana suyu, keçi sütü, tuz ve balı tavsiye eder. Ayrıca lahana yiyerek ve kaynatıp içerek gut hastalığından kurtulanları gördüm. Bu kaynatma, kalp hastalığı ve sara hastası kişilere de tuz ilave edilerek verilmiştir. Dalak hastalıkları için kırk gün boyunca beyaz şarapla uygulanır. Philistion’a göre, çiğ kökün suyu sarılık hastalarına verilmektedir.

Hıçkırık için de sirke, kişniş, anason, bal ve biber karışımı reçete eder. Lahana merhemi mide şişkinliğine iyi gelir. Lahana morluklara uygulanır. Sirke içinde şapla karıştırılırsa saç dökülmesini engeller. Lahananın tüm çeşitleri içinde tadı en hoş olan cymadır. Ancak sindiriminin zor olması ve böbreklere faydasız olması nedeniyle tıbben kullanılmaz. İçinde kaynatıldığı su da çok kötü kokar. Kurutulmuş lahana saplarının külleri silphium ve sirke ile birlikte tüy dökücü olarak kullanılır ve bir kez alınan tüylerin yeniden çıkmasını engeller. Lahana nefesin kötü kokmasına neden olur, diş ve diş etlerine zarar verir. Su kaynatılan kaplarda oluşan ve çıkarılamayan kabuklanmalar, kabın içinde lahana kaynatılırsa kolayca düşer. PL 20-33.

Tanımı

Brassica oleracea (Lahana) genellikle 1,5 metre büyüyebilen iki ya da çok yıllık bir bitkidir. Doğadaki örnekleri ilk yıl tabanda rozet oluşturur. Yapraklar diğer Brassica türlerine göre daha kalın ve daha etlidir. İkinci yıl çok sayıda sarı renkli çiçek açar. Tohumlar temmuz ve ağustos aylarında olgunlaşır. Çiçekler erseliktir. Yetiştirilmesi kolay bir bitkidir. Tohumlar nisan ayında doğrudan dışarı ekilebilir. Fidelerin yerleri rahatlıkla değiştirilebilir.

Gözlem bilgileri

Brassica oleracea doğal olarak Avrupa’da yayılış gösterir ancak mutfak değeri nedeniyle yaygın biçimde yetiştirilmektedir. [HaritaSinonimlerHerbaryum] Bahçeler, deniz ve yol kenarında görülen bitki umumiyetle nisan ve ağustos ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 400 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.

Türkçe adı

Brassica oleracea dilimizde lahana adı ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adının etimolojisi açık değildir. Latince tüketmek fiilinden gelmiş olması olasılığı yaygındır. Kelime, lahana için geleneksel olarak kullanılmaktadır. Tür adı Latince sebze anlamına gelir. Türün yaygın olarak tüketilmesine işaret eder.

Gıda

Brassica oleracea yaprakları çiğ ya da pişirilerek tüketilmektedir. Yaprakları C vitamini bakımından zengindir.

Tıp

Yaprakları kardiyotik ve mide ağrısı gidericidir. Gut romatizması ve romatizma tedavisinde kullanılmıştır. Yaprakları enfekte yaraları temizlemek için kullanılmaktadır. Tohumları parazit düşürücü, idrar söktürücü, müshil etkili ve mide ağrısı gidericidir.

Fotoğrafları

Exit mobile version