Tanımı
Bituminaria bituminosa (Katran yoncası) genellikle 20 ila 140 cm büyüyebilen çok yıllık bir bitkidir. Bitki sert tüylerle kaplıdır. Yaprakların, ezildiğinde güçlü bir katran kokusu yaymaktadır. Yapraklar gövdedir. Yaprakçıklar 3 ila 5 cm uzunluğunda ve 1,5 ila 2,5 cm genişliğinde, şeritsi mızraksı ila genişçe yumurtamsıdır. Kulakçık şeritsi ila mızraksıdır. Çiçek durumu 7 ila 30 arası çiçek taşır ve bunlar top başlı şemsiye halindedir. Taç 15 ila 20 mm uzunluğunda mavi ila menekşe rengindedir. Meyvenin üst bölümü kıllı olup 6 ila 10 mm uzunluğundadır.
Katranyoncası ile ilgili bilgi → Bituminaria || Baklagiller ile ilgili bilgi → Fabaceae
Gözlem bilgileri
Bitki doğal olarak Akdeniz havzasında yayılış gösterir ancak günümüzde Hindistan ve Avustralya’ya da dağılmıştır. Çayırlar, yamaçlar ve tarlalarda görülen bitki umumiyetle mayıs ve ağustos ayları arasında çiçek açmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 900 metreye kadar olan rakımlarda il genelinde gözlemlemek mümkündür.
Harita → Alt türler → Sinonimler → Herbaryum
Etimoloji
Cins adı Antik Yunanca katran anlamına gelir ve açık bir şekilde yaprakların katran gibi kokmasına atıftır. Epitet Latince zifte benziyor anlamına gelir. Türün yapraklarının kokusuna işaret eder.
Tıp
Bitkinin tamamı mide kramplarını ve aralıklı ateşi hafifletmek için kullanılmıştır. Bunun yanında saçları iyileştirmek için uygulanmıştır. Ayrıca ateş ve idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde taze yaprakların demlenmesi tavsiye edilmiştir.
Bakır, çinko ve kurşun gibi metallerle kirlenmiş topraklara dayanıklıdır ve toprağın humus seviyesini önceki haline getirmede faydalıdır. Bitki bu tür metalleri yapraklarında toplamaz ancak bu metalleri gideren Achnatherum miliaceum bitkilerin büyümesini desteklemektedir.
Katran yoncası…
Bituminaria bituminosa, yapraklarının katran kokusu ile karakteristik olan çok yıllık bir bitkidir.
Bituminaria bituminosa dilimizde katran yoncası, alacüer, ballık ve katran otu adları ile bilinmektedir.
Tarihi
Türk Uygarlığındaki yeri
Tirîflun (طريفلن), bitkinin Antik Yunancadaki karşılığı olan triphullon (τρίφυλλον)’dan muharreftir ve üç yapraklı anlamına gelir. Günümüzde de bazı baklagiller üyeleri için (özellikle Trifolium cinsi) tırfıl, dırfıl gibi isimler kullanılmaktadır.
Anadolu’da, kulak ağrısı, idrar tutulması, uçuk, ödem, rahim ağrısı, görme sorunları, göz ağrısı, ağızdan kontrolsüz salya gelmesi, baş ağrısı, hemoroid, saçkıran ve cilt sorunları tedavisinde kullanılmış, ayrıca panzehir etkisi olan bitkiden, âdet söktürücü, sindirim kolaylaştırıcı ve ağız kokusu giderici olarak faydalanılmıştır. Tırfıl kelimesi Türkçe kaynaklara göre bir parça karışıktır. Yaprakların üç yaprakçıklı olması çoğu baklagiller türü için karakteristikir, ayrıca üç yapraklı adı ile meşhur olmuş Menyanthes trifoliata gibi taksonlar da vardır, Türkçe metinlerde bitkilerin fiziksel özelliklerine nadiren yer verilmesi bu karışıklığının ana nedenidir. İbnü’l-Baytâr da tirîflun (طريفلن) maddesinde, kelimenin birden fazla bitkinin ortak adı olduğunu belirtir, ona göre kelime husya el-sa’leb ve handakûkâ taksonları için de kullanılmaktadır.
Beri taraftan Dioscorides’in triphullon (τρίφυλλον) maddesindeki tanımı bitkinin teşhisi için yeterli bir tanımdır. Ona göre tohum ve yapraklar zatülcenb, ağrılı idrar, epilepsi, ödem ve rahim sorunlarında kullanılır. Adet söktürücü olan bitki zehirli hayvan ısırmalarında da uygulanır. Galen da bitkinin zehirli hayvan ısırmalarına karşı panzehir olarak kullanıldığını; Plinius, bitkinin taç yapımında kullanıldığını yazmıştır.
Antikçağ
Bir arşın boyunda ve çok sayıda lifli sürgünü bulunan siyah ince dallara sahip bir bitkidir. Yaprakları çitlembik yapraklarına benzer. Başlangıçta sedefotu gibi, zamanla zift gibi kokar. Çiçekleri mor renklidir. Tohum geniş, kıllı ve uçta çıkıntılıdır. Kök ince ve uzundur. Tohum ve yapraklar su ile içildiğinde zatülcenbe iyi gelir, idrar güçlüğü, epilepsi, yeni ödemler, rahim ağrısına iyi gelir ve âdet söktürücüdür. Tohumdan üç, yapraklardan dört ölçek alınmalıdır. Ayrıca oksimelle içilirse vahşi hayvanlar tarafından içilen insanlara fayda sağlar. Bazıları tüm bitkinin kaynatılmasının sürüngen ısırıklarına kompres yapıldığını, ancak bu kompresin sürüngen tarafından ısırılmayan kimseye uygulandığında o kişinin de sanki ısırılmış gibi acı çektiğini söyler. Bazıları ateşli hastalara şarapla birlikte yaprak ve tohumlarını verir. Kökü panzehirlere eklenir. DI 3-109.
Yirmi adet tohumu şarapla alındığında yılan ve akrep sokmalarına iyi gelir. Bunun yanında yapraklar ve bitki kaynatılırsa da aynı işe yarar. Hatta bitkinin arasında yılan görülmediği söylenir. PL 21-88.
Bir fırtına yaklaştığında yonca yaprakları dimdik olur. PL 18-89.
© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.661-662.
Bir yanıt yazın