Asplenium scolopendrium (Geyik dili)

derleyen:

Özet

Asplenium scolopendrium (Geyik dili) genelde ormanlık alanlarda görülen ve sporları bahar sonundan yaz sonuna kadar olgunlaşan bir bitkidir.

Hiyerarşi

Plantae

Bitkiler

Polypodiales

Eğrelti takımı

Aspleniaceae

Saçakotugiller

Asplenium

Saçakotu

Tanımı

Asplenium scolopendrium (Geyik dili) genellikle 20 ila 50 cm büyüyebilen çok yıllık bir bitkidir. Rizomlar diktir. Fırontlar küme halindedir. Alışılmışın dışında, basit ve bölünmemiş yapraklara sahiptir. Yapraklar dil biçimindedir. Sporların düzeni kırkayağı andırmaktadır. Yapraklar 10 ila 60 cm uzunluğunda ve 3 ila 6 cm genişliğindedir.

Gözlem bilgileri

Bitki doğal olarak kuzey yarımkürede yayılış gösterir. [Harita, Alt türler, Sinonimler, Herbaryum] Ormanlık alanlar ve kayalık bölgelerde görülen bitkinin sporları umumiyetle mayıs ve ağustos ayları arasında olgunlaşmaktadır ve bitkiyi deniz seviyesinden 1600 metreye kadar olan rakımlarda Kartepe ve Başiskele ilçelerinde gözlemlemek mümkündür.

Türkçe adları

Dilimizde geyik dili adı ile bilinmektedir.

Etimoloji

Cins adı Antik Yunanca dalak otu anlamına gelir. Cinse bağlı bazı türlerin yaprakları dalağa benzer ve bu nedenle dalakla ilgili sorunlara iyi geleceğine inanılırdı. Tür adı Antik Yunanca kırkayak anlamına gelir. Spor keselerinin görünümüne atıftır.

İslâm tıbbı

Sukûlûfenderiyûn (سقولوفندريون), bitkilerin Antik Yunancadaki karşılığı olan skolpendra (σκολόπενδρον)’dan alınmıştır, kırkayak anlamına gelir ve bitkilerin spor keselerine işaret eder. Metinlerimizde kullanılan diğer isim olan fîlitis (فيلطس) de bitkinin Antik Yunancadaki diğer adı olan phullitis (φυλλῖτις)’in transkripsiyonudur. Bitkiler için devlegüç kuyruğu ve altuncı otı (التونجى اوتى) adları da tercih edilmiştir. Doğu ve Batı kaynakları bir arada incelendiğinde bitkinin teşhisi konusunda bir takım karışıklar yaşandığı görülür. Bize göre, her ikisi de eğrelti otu türü olan Asplenium scolopendrium ve A. ceterach söz konusu metinlerde iç içe geçmiş durumdadır, biz de bu nedenle bu maddede her ikisine de yer verdik. Beri taraftan İbn-i Şerîf’in adını elifli yaprak olarak verdiği bitkinin tanımı oldukça nettir ve doğrudan Asplenium scolopendrium’a işaret eder. Bitkinin yapraklarının kuzu kulagı yapraklarından daha uzun olduğunu, yüksek rakımlarda derelerin civarında bulunduğunu, yapraklarında elif harfine benzer işaretler olduğunu (bitkinin spor keselerinden bahsediyor), çiçeği ve meyvesi olmadığını belirtir. Bitki, dalak sorunlarında kullanılmıştır.

Türk Uygarlığındaki yeri

Cins adı olan Asplenium, Antik Yunanca dalak anlamına gelir, cinse bağlı bazı türlerin telek yapıları dalağı andırmaktadır ve bu nedenle dalak sorunlarına iyi geleceği düşünülmüştür. Bunu doğrular biçimde Türkçe metinlerde bitkinin, safra ve dalak hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını belirtilmiştir. Ayrıca sarılık, idrar yolu sorunlarında ve doğum kontrolünde kullanılan bitkinin taş düşürücü ve hıçkırık giderici özelliklerine başvurulmuştur. Akşemseddin bitkiye veba salgını sırasında da başvurulduğunu kaydetmiştir. Dioscorides phullitis (φυλλῖτις) maddesinde yapraklarının kaynatılarak yılan ısırıklarına uygulandığını, dizanteri ve ishal vakalarında başvurulduğunu, dört ayaklı otçul hayvanlar için faydalı olduğunu; Theophrastus, yapraklarının arkasının kırkayağı andırdığını (spor keselerine işaret ediyor); Plinius, kökünün saç dökülmesi halinde kullanıldığını yazmıştır. Bu üç kaynakta da bitkinin dalak hastalıkları için kullanıldığına dair bilgi yoktur.

Dioscorides asplenos (ἄσπληνος) maddesinde ise, yapraklarının dalak için faydalı olduğunu, ağrılı idrara çıkma, hıçkırık ve sarılık vakalarında kullandılığını belirtir. Bunun yanında bitki taş düşürücüdür. Aysız bir gecede toplanırsa kısırlığa neden olduğunu ekler. Galen’e göre de bitki böbrek ve mesane taşlarını eritir. Plinius, bitkinin kısırlığa neden olduğu için hayvan olsun, insan olsun, dişiler tarafından kullanılmamasını önermiştir. Bîrûnî, bitkinin dalak ağrısını giderdiğini; İbn Sînâ, dalak sorunları için oldukça etkili olduğunu, taş düşürücü, hıçkırık giderici olduğunu ve sarılık vakalarında başvurulduğunu kaydetmiştir. Ona göre muska halinde boyna asılırsa hamile kalınmasını engeller.

© Doğan, Hüseyin (2023). Anadolu Türk Uygarlığında Bitkiler (XIII-XV. yy.) Yayımlanmamış Doktora tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, s.627-628.

Tarihi

Ravende benzer yaprakları vardır ancak bunlara daha uzun ve daha sıktır. Yapraklar dik, ön tarafı pürüzsüz ve arka tarafında da kurtçuk benzeri yapılar vardır. Gölgeli yerlerde yetişir ve tadı ekşidir. Gövde, çiçek ya da meyvesi yoktur. Yaprakları şarapla içilirse sürüngen ısırıklarına iyi gelir. Demlenerek ağızdan verilirse dört ayaklı canlılara faydalıdır. Hem dizanteri hem de ishal vakalarında içilir. DI 3-107.

Tıp

Geleneksel olarak dalak toniği olarak kullanılmıştır. Ayrıca büzücü, safra söktürücü, terletici, idrar ve balgam söktürücü ve yara iyileştirici özellikleri vardır.

Bilgi

Yaprakları kaynatılarak saç yıkamak ve cilt maskesi olarak kullanılır.

Fotoğrafları


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uyarı: Site sahibi, sitede yer verilen her türden bilginin uzman görüşüne dayandırılmaksızın kullanılmamasını şiddetle tavsiye eder.